| 1 |
accomplish |
başarmak |
v. |
|
- They want to become part of the European family and are ready to make a great deal of effort to accomplish that.
- Avrupa ailesinin bir parçası olmak istiyorlar ve bunu başarmak için büyük çaba sarf etmeye hazırlar.
- As far as I know CESAR has already accomplished remarkable things in the short time it has been in existence.
- Bildiğim kadarıyla CESAR, var olduğu kısa süre içinde dikkate değer işler başarmıştır.
- It is true that the Copenhagen criteria have been met and I would congratulate them on accomplishing this.
- Kopenhag kriterlerinin yerine getirildiği doğrudur ve bunu başardıkları için kendilerini kutluyorum.
- We cannot ask more from the candidates than what we can accomplish ourselves.
- Adaylardan kendi başarabileceğimizden daha fazlasını isteyemeyiz.
- Nobody else before or since has accomplished this.
- Öncesinde ve sonrasında kimse bunu başaramadı.
- Nobody else before or since has accomplished this.
- Daha öncesi ya da sonrasında bunu başaran olmadı.
- Nobody else before or since has accomplished this.
- Daha öncesinde ya da o zamandan beri hiç kimse bunu başaramadı.
- Anne will not accomplish anything.
- Anne hiçbir şey başaramayacak.
- They accomplished their task without any difficulty.
- Görevlerini hiç zorlanmadan başardılar.
- What are you really accomplishing?
- Gerçekten neyi başarıyorsun?
- No matter what the cost, I will accomplish that.
- Bedeli ne olursa olsun, bunu başaracağım.
- You can accomplish this.
- Bunu başarabilirsin.
- Tom and I accomplished what we wanted to.
- Tom ve ben istediğimiz şeyi başardık.
- What has Tom accomplished?
- Tom ne başardı?
- I will accomplish that no matter what the cost.
- Ne pahasına olursa olsun onu başaracağım.
- We've already accomplished a lot.
- Zaten çok şey başardık.
- We have to accomplish this.
- Bunu başarmak zorundayız.
- I accomplished what I wanted to.
- Başarmak istediğim şeyi başardım.
- I want to accomplish something in life.
- Hayatta bir şeyler başarmak istiyorum.
- I hope Tom can accomplish that.
- Tom'un onu başarabileceğini umuyorum.
- You've accomplished nothing.
- Sen hiçbir şeyi başarmadın.
- You must persevere before you can accomplish anything great.
- Büyük bir şey başarmak için önce sebat etmelisin.
- He accomplished the great undertaking at last.
- Sonunda büyük bir işi başardı.
- What were you hoping to accomplish?
- Ne başarmayı umuyordunuz?
- Tom never seems to accomplish anything.
- Tom asla bir şey başaracak gibi görünmüyor.
- Tom looked back on his life and wondered if he'd actually accomplished anything.
- Tom hayatına dönüp baktığında gerçekten bir şey başarıp başaramadığını merak ediyordu.
- We didn't accomplish much.
- Pek bir şey başaramadık.
- What have you accomplished?
- Siz ne başardınız?
- We accomplished a lot.
- Biz çok şey başardık.
- There is nothing that can't be accomplished by an infinite number of cats.
- Sonsuz sayıda kedinin başaramayacağı hiçbir şey yoktur.
- There's nothing we can't accomplish.
- Başaramayacağımız hiçbir şey yok.
- We've accomplished a lot.
- Çok şey başardık.
- Tom is very proud of what he's been able to accomplish.
- Tom başarabildiği şeylerden çok gurur duyuyor.
- Tom won't accomplish anything.
- Tom hiçbir şey başarmayacak.
- Tom won't accomplish anything.
- Tom hiçbir şeyi başaramayacak.
- We have a mission to accomplish.
- Başarmamız gereken bir görev var.
- We accomplished a lot.
- Çok şey başardık.
- We accomplished some good things.
- İyi şeyler başardık.
- We've accomplished a lot of things.
- Biz bir sürü şey başardık.
- What will this accomplish?
- Bu neyi başaracak?
- Tom is proud of what he's accomplished.
- Tom başardığı şeyle gurur duyuyor.
- Tom usually accomplishes whatever he tries to do.
- Tom genellikle yapmaya çalıştığı her şeyi başarır.
- Tom is proud of what he's been able to accomplish.
- Tom başardığı şeyle gurur duyuyor.
- Tom was able to accomplish everything he'd set out to do.
- Tom yapmayı planladığı her şeyi başardı.
- What has violence ever accomplished?
- Şimdiye kadar şiddet neyi başardı?
- We are very proud of what we have accomplished.
- Başardıklarımızla gurur duyuyoruz.
- Tom never seems to accomplish anything.
- Tom bir şey başarıyor gibi görünmüyor.
- He's never satisfied with himself no matter how much he's accomplished.
- Ne kadar çok şey başarırsa başarsın asla kendinden memnun olmuyor.
- Did you accomplish what you set out to do?
- Yapmayı planladığınız şeyi başardınız mı?
- Well, at least it's one thing we've accomplished.
- En azından başardığımız bir şey var.
- I've already accomplished what I wanted to accomplish.
- Başarmak istediğim şeyi çoktan başardım.
- Dead men can accomplish nothing.
- Ölü adamlar hiçbir şey başaramaz.
- I can't see how anyone could have accomplished this without some help.
- Birinin yardım almadan bunu nasıl başarabildiğini anlayamıyorum.
- Tom said they accomplished a lot yesterday.
- Tom dün çok şey başardıklarını söyledi.
- What have we accomplished?
- Neyi başardık?
- Anne will not accomplish anything.
- Anne bir şey başarmayacak.
- I think Tom won't accomplish anything.
- Bence Tom hiçbir şey başaramayacak.
- You've accomplished nothing.
- Hiçbir şey başaramadın.
- We never seem to accomplish anything.
- Hiçbir şeyi başaramıyor gibiyiz.
- They accomplished nothing.
- Onlar hiçbir şey başarmadı.
- Fred told his wife about the goals that he wanted to accomplish.
- Fred, başarmak istediği amaçlardan karısına bahsetti.
- No matter what the cost, I will accomplish that.
- Neye mal olursa olsun onu başaracağım.
- I accomplished what I wanted to.
- İstediğimi başardım.
- It's not necessary to do evil in order to accomplish good.
- İyiyi başarmak için kötülük yapmak gerekli değil.
- You must persevere before you can accomplish anything great.
- Büyük bir şey başarabilmeniz için önce sebat etmeniz gerekir.
- How can we accomplish that?
- Bunu nasıl başarabiliriz?
- Tom couldn't accomplish everything he'd hoped he could.
- Tom umduğu her şeyi başaramadı.
- Tom is very proud of what he's been able to accomplish.
- Tom başardığı şeyle çok gurur duyuyor.
- Even if it takes me ten years, I am determined to accomplish the job.
- On yılımı alsa bile, işi başarmaya kararlıyım.
- You can't accomplish anything without taking a risk.
- Risk almadan hiçbir şeyi başaramazsınız.
- We're proud of what we've accomplished.
- Başardıklarımızla gurur duyuyoruz.
- What would you like to accomplish with your piano lessons?
- Piyano derslerinizle neyi başarmak istersiniz?
- Tom is pretty proud of what he's been able to accomplish.
- Tom başardıklarıyla oldukça gurur duyuyor.
- What have you accomplished?
- Ne başardınız?
- They accomplished nothing.
- Hiçbir şey başaramadılar.
- What has Tom accomplished?
- Tom neyi başardı?
- Tom has accomplished a lot.
- Tom çok şey başardı.
- We're proud of what we've accomplished.
- Başardığımız şeylerden gurur duyuyoruz.
- It is the first thing which I have accomplished today.
- Bugün başardığım ilk şey bu.
- We're very proud of what we've been able to accomplish.
- Biz başarabildiklerimizle çok gurur duyuyoruz.
- He is obliterating everything we have accomplished over the years.
- Yıllar boyunca başardığımız her şeyi yok ediyor.
- Have we accomplished anything?
- Bir şey başardık mı?
- It should've been easy to accomplish.
- Başarmak kolay olmalıydı.
- He usually accomplishes whatever he tries to do.
- Çoğu zaman yapmaya çalıştığı her şeyi başarır.
- Even if it takes me ten years, I am determined to accomplish the job.
- On yılımı alsa bile, bu işi başarmaya kararlıyım.
- Fred told his wife about the goals that he wanted to accomplish.
- Fred karısına başarmak istediği hedeflerinden bahsetti.
- I am proud of having accomplished such a task.
- Böyle bir görevi başardığım için gurur duyuyorum.
- He accomplished the great undertaking at last.
- Sonunda büyük bir girişimi başardı.
- Tom accomplished what we thought he wouldn't be able to accomplish.
- Tom başaramayacağını düşündüğümüz şeyi başardı.
- I will accomplish that no matter what the cost.
- Bedeli ne olursa olsun bunu başaracağım.
- I have a mission to accomplish.
- Başarmam gereken bir görev var.
- It's not necessary to do evil in order to accomplish good.
- İyiliği başarmak için kötülük yapmak gerekmez.
- Tom couldn't accomplish everything he'd hoped he could.
- Tom başarmayı umduğu her şeyi başaramadı.
- What were you hoping to accomplish?
- Neyi başarmayı umuyordunuz?
- I am proud of having accomplished such a task.
- Ben böyle bir görevi başarmanın gururunu duyuyorum.
- I was able to accomplish a lot today.
- Bugün çok şey başarabildim.
- He never seemed to accomplish anything.
- O bir şey başarmış gibi görünmüyordu.
- At his young age, he has already accomplished a lot.
- Genç yaşına rağmen şimdiden çok şey başardı.
- It is easy to say and hard to accomplish.
- Söylemesi kolay ama başarması zor.
- I think Tom could accomplish just about anything he decides to do.
- Bence Tom yapmaya karar verdiği her şeyi başarabilir.
- I will accomplish it at all costs.
- Ne pahasına olursa olsun bunu başaracağım.
- You should be proud of what you've accomplished.
- Başardığın şeyle gurur duymalısın.
- He never seemed to accomplish anything.
- Hiçbir şey başarmış gibi görünmüyordu.
- You can't accomplish anything without taking a risk.
- Bir risk almadan hiçbir şeyi başaramazsın.
- We're very proud of what we've been able to accomplish.
- Başardıklarımızla gurur duyuyoruz.
- We accomplished everything we wanted to.
- İstediğimiz her şeyi başardık.
- This plan is impossible to accomplish.
- Bu planı başarmak imkansız.
- What has violence ever accomplished?
- Şiddet şimdiye kadar neyi başardı?
- We've accomplished a lot of things.
- Birçok şeyi başardık.
- We never seem to accomplish anything.
- Bir şey başarıyor gibi görünmüyoruz.
- I can't see how anybody could've accomplished this without some help.
- Birinin yardım almadan bunu nasıl başarabildiğini anlayamıyorum.
- He accomplishes whatever he sets out to do.
- Yapmak istediği her şeyi başarır.
- He usually accomplishes whatever he tries to do.
- Yapmaya çalıştığı her şeyi genellikle başarır.
- It should've been easy to accomplish.
- Bunu başarmak kolay olmalıydı.
- I hope Tom can accomplish that.
- Umarım Tom bunu başarabilir.
- This task is impossible for me to accomplish.
- Bu görevi başarmam imkansız.
- I will accomplish it at all costs.
- Ben, ne pahasına olursa olsun onu başaracağım.
- He accomplished it at last.
- Sonunda başardı.
- Look at all you've accomplished.
- Başardıklarına bir bak.
- Tom accomplished what we thought he wouldn't be able to accomplish.
- Tom bizim başaramayacağını düşündüğümüz şeyi başardı.
- What have you accomplished so far this week?
- Bu hafta şimdiye kadar ne başardın?
- I haven't accomplished anything yet.
- Henüz hiçbir şey başaramadım.
Show More (119)
|
| 2 |
accomplish |
yapmak |
v. |
|
- We accomplished everything we wanted to.
- İstediğimiz her şeyi yaptık.
- You should be proud of what you've accomplished.
- Yaptıklarınla gurur duymalısın.
- I've already accomplished what I wanted to accomplish.
- Yapmak istediklerimi çoktan yaptım.
- I haven't accomplished anything yet.
- Henüz hiçbir şey yapmadım.
- Tom said they accomplished a lot yesterday.
- Tom dün çok şey yaptıklarını söyledi.
- Tom is sitting all day in his room accomplishing nothing.
- Tom bütün gün odasında hiçbir şey yapmadan oturuyor.
- Tom is sitting all day in his room accomplishing nothing.
- Tom bütün gün odasında oturup hiçbir şey yapmıyor.
Show More (4)
|
| 3 |
accomplish |
gerçekleştirmek |
v. |
|
- How do you intend to accomplish this?
- Bunu nasıl gerçekleştirmeyi düşünüyorsunuz?
- He persisted in accomplishing his original plan.
- Asıl planını gerçekleştirmek için ısrar etti.
- Did you accomplish your goals?
- Hedeflerini gerçekleştirdin mi?
- Even if it takes you three years, you must accomplish your goal.
- Üç yıl sürse bile, amacınızı gerçekleştirmelisiniz.
- This plan is impossible to accomplish.
- Bu planı gerçekleştirmek imkansız.
Show More (2)
|
| 4 |
accomplish |
yerine getirmek |
v. |
|
- I therefore, believe some humility was needed to accomplish this painstaking task.
- Bu nedenle, bu zahmetli görevi yerine getirmek için biraz alçakgönüllülük gerektiğine inanıyorum.
- I therefore believe some humility was needed to accomplish this painstaking task.
- Bu nedenle, bu özenli görevi yerine getirmek için biraz alçakgönüllülük gerektiğine inanıyorum.
- Sami went to Saudi Arabia to accomplish the holy Muslim pilgrimage.
- Sami, Müslümanların kutsal hac görevini yerine getirmek için Suudi Arabistan'a gitti.
- We must accomplish our task.
- Görevimizi yerine getirmeliyiz.
Show More (1)
|
| 5 |
accomplish |
başarıyla tamamlamak |
v. |
|
- Although it has been somewhat delayed, it ought to be successfully accomplished before the end of the year.
- Her ne kadar biraz gecikmiş olsa da, yıl sonundan önce başarıyla tamamlanması gerekiyor.
- He accomplished his mission.
- Görevini başarıyla tamamladı.
- If you had helped me, I could have accomplished the work.
- Bana yardım etseydin, bu işi başarıyla tamamlayabilirdim.
Show More (0)
|
| 6 |
accomplish |
tamamlamak |
v. |
|
- This task is impossible for me to accomplish.
- Bu görevi tamamlamak benim için olanaksız.
Show More (-2)
|
| 7 |
accomplish |
bitirmek |
v. |
|
- We must accomplish our task.
- Görevimizi bitirmeliyiz.
Show More (-2)
|
| 8 |
accomplish |
başarı elde etmek |
v. |
|
- We didn't accomplish much.
- Fazla bir başarı elde edemedik.
Show More (-2)
|
