1 |
acknowledgement |
alındı bildirimi |
n. |
|
- I told my messenger to bring back a written acknowledgement from the prince.
- Habercime prensten yazılı bir alındı bildirimi getirmesini söyledim.
- We received an acknowledgement of our letter.
- Mektubumuzun alındığı bildirimini aldık.
Show More (-1)
|
2 |
acknowledgement |
kabul |
n. |
|
- Acknowledgement of our existence is necessary but neither our main objective nor enough!
- Mevcudiyetimizin kabulü gereklidir, ancak bu ne bizim esas amacımızdır ne de yeterli olacaktır!
- Although she doesn't receive any acknowledgement in the community, she is the best in her field.
- Her ne kadar toplumda kabul görmese de, o kendi alanında en iyisi.
Show More (-1)
|
3 |
acknowledgement |
teşekkür |
n. |
|
- That is certainly an interesting acknowledgement.
- Bu kesinlikle ilginç bir teşekkür.
- We received an acknowledgement of our letter.
- Mektubumuza ilişkin bir teşekkür aldık.
Show More (-1)
|
4 |
acknowledgement |
kabul etme |
n. |
|
- Tom's acknowledgement that he stole the ring cleared the maid of suspicion.
- Tom'un yüzüğü çaldığını kabul etmesi hizmetçinin şüphelerini giderdi.
- His acknowledgement that he stole the ring cleared the maid of suspicion.
- Yüzüğü çaldığını kabul etmesi hizmetçinin şüphelerini ortadan kaldırdı.
Show More (-1)
|
5 |
acknowledgement |
onay |
n. |
|
- That look on her face was full of acknowledgement.
- Yüzündeki ifade onay dolu bir ifadeydi.
Show More (-2)
|
6 |
acknowledgement |
itiraf etme |
n. |
|
- His acknowledgement that he stole the ring cleared the maid of suspicion.
- Onun yüzüğü çaldığını itiraf etmesi hizmetçiyi akladı.
Show More (-2)
|