| 1 |
adore |
tapmak |
v. |
|
- Sami seemed to adore Layla.
- Sami, Layla'ya tapıyor gibiydi.
- She adores her older brother.
- Ağabeyine tapıyor.
- Tom adores Mary and follows her everywhere she goes.
- Tom, Mary'ye tapıyor ve onun gittiği her yerde onu takip ediyor.
- She adores him.
- Ona tapıyordu.
- It is important, in any age, to adore God and to respect one's parents.
- Allah'a tapmak ve ebeveynlere saygılı olmak her yaşta önemlidir.
- Tom adores his older brother.
- Tom ağabeyine tapıyor.
- Christ, we adore you.
- İsa, sana tapıyoruz.
- Tom adores you.
- Tom sana tapıyor.
- They adore you.
- Sana tapıyorlar.
- They adore Tom.
- Tom'a tapıyorlar.
- They adore Tom.
- Onlar Tom'a tapıyorlar.
- Jamal adores her.
- Jamal ona tapıyor.
- He adores his grandfather.
- O, büyük babasına tapar.
- Tom adores Mary.
- Tom Mary'ye tapıyor.
- Tom adores me.
- Tom bana tapıyor.
- We adore them.
- Onlara tapıyoruz.
- I adore my clients.
- Müşterilerime tapıyorum.
- Tom adores Mary and follows her everywhere she goes.
- Tom, Mary'ye tapıyor ve gittiği her yerde onu takip ediyor.
- I adore Tom.
- Tom'a tapıyorum.
- I still adore you guys.
- Size hala tapıyorum.
- We adore thy cross, O Lord.
- Haçına tapıyoruz, Tanrım.
- Sami was Layla's first grandchild and she adored him.
- Sami, Layla'nın ilk torunuydu ve ona tapıyordu.
- All the children loved and adored Tom.
- Bütün çocuklar Tom'u sever ve ona tapardı.
- Mary adores her father.
- Mary babasına tapıyor.
- Laura adored him, and he was ready to kiss her shoe-strings.
- Laura ona tapıyordu ve o da Laura'nın ayakkabı bağlarını öpmeye hazırdı.
- Mary adores her father.
- Mary babasına tapar.
- He adores his grandfather.
- Büyükbabasına tapıyor.
- The one I adore is off the market.
- Taptığım kişi piyasadan çekildi.
- Sami adores his stepmother.
- Sami üvey annesine tapıyor.
- They adore her.
- Ona tapıyorlar.
- I adore you.
- Sana tapıyorum.
- They adore him.
- Ona tapıyorlar.
- It is important, in any age, to adore God and to respect one's parents.
- Her yaşta Tanrı'ya tapmak ve anne babaya saygı göstermek önemlidir.
- Tom adores Mary and follows her everywhere she goes.
- Tom Mary'ye tapıyor ve gittiği her yerde onu takip ediyor.
Show More (31)
|
| 2 |
adore |
bayılmak |
v. |
|
- I adore this film.
- Bu filme bayılıyorum.
- We adore picnics.
- Pikniğe bayılırız.
- She adores cats.
- Kedilere bayılır.
- I simply adore reading.
- Okumaya bayılıyorum.
- We adore them.
- Onlara bayılıyoruz.
- I just adore mysteries.
- Ben gizemlere bayılırım.
- I adore your daughter.
- Kızına bayılıyorum.
- You are the one who adores money.
- Paraya bayılan sizsiniz.
- I adore your hair.
- Saçına bayılıyorum.
- I adore Tom.
- Tom'a bayılıyorum.
- I adore poetry and music.
- Şiir ve müziğe bayılırım.
- We all adore Sami.
- Hepimiz Sami'ye bayılıyoruz.
- She adores animals.
- Hayvanlara bayılır.
- The students adore the new English teacher.
- Öğrenciler yeni İngilizce öğretmenine bayıldılar.
- Mary adores her baby's cute, round face.
- Mary bebeğinin sevimli, yuvarlak yüzüne bayılıyor.
- She adores cakes.
- Keklere bayılır.
- I adore going to the cinema.
- Sinemaya gitmeye bayılıyorum.
- I adore your daughter.
- Senin kızına bayılıyorum.
- He adored his school.
- Okuluna bayılırdı.
- I just adore your new hat.
- Yeni şapkanıza bayıldım.
- I adore poetry and music.
- Şiire ve müziğe bayılırım.
- I adore her daughter.
- Onun kızına bayılıyorum.
- I adore the opera.
- Operaya bayılırım.
- I adore your hair.
- Saçınıza bayıldım.
- I adore his daughter.
- Onun kızına bayılıyorum.
- I adore your hands.
- Ellerine bayılıyorum.
- My sister adores music.
- Kız kardeşim müziğe bayılır.
- I adore that place.
- Oraya bayılıyorum.
- He adores the movies.
- Filmlere bayılır.
- I adore elephants.
- Fillere bayılırım.
Show More (27)
|
| 3 |
adore |
çok sevmek |
v. |
|
- I adore elephants.
- Filleri çok severim.
- My sister adores music.
- Kız kardeşim müziği çok sever.
- She adores her elder brother.
- Ağabeyini çok seviyor.
- She adores animals.
- O, hayvanları çok seviyor.
- I know of no language that I adore as much as this one.
- Bu kadar çok sevdiğim hiçbir bir dil bilmiyorum.
- I adore the opera.
- Ben operayı çok seviyorum.
- I adore my clients.
- Ben müşterilerimi çok severim.
- We adore picnics.
- Biz pikniği çok severiz.
- He adores the movies.
- O, filmleri çok seviyor.
- Tom adores his older brother.
- Tom ağabeyini çok seviyor.
- Sami adores his stepmother.
- Sami üvey annesini çok seviyor.
- We all adore Sami.
- Hepimiz Sami'yi çok severiz.
- Tom adored his mother.
- Tom annesini çok seviyordu.
- His students adored him.
- Öğrencileri onu çok severdi.
- I adore going to the cinema.
- Ben sinemaya gitmeyi çok severim.
- Mary adores her baby's cute, round face.
- Mary bebeğinin sevimli, yuvarlak yüzünü çok seviyor.
- She adores cakes.
- O, kekleri çok sever.
- Sami adored Layla.
- Sami, Leyla'yı çok seviyordu.
- Christ, we adore you.
- İsa, biz seni çok seviyoruz.
- She adores her older brother.
- O, ağabeyini çok seviyor.
- The students adore the new English teacher.
- Öğrenciler yeni İngilizce öğretmenlerini çok seviyor.
- I adore this film.
- Bu filmi çok seviyorum.
Show More (19)
|
| 4 |
adore |
delicesine sevmek |
v. |
|
- You are the one who adores money.
- Parayı delicesine seven kişi sensin.
Show More (-2)
|
