|
- All the people who feature in today's headlines are flooding into Sangatte.
- Bugünün manşetlerinde yer alan tüm insanlar Sangatte'ye akın ediyor.
- But no politics anywhere can please all the people all the time.
- Ancak hiçbir siyaset her zaman tüm insanları memnun edemez.
- All the people who feature in today's headlines are flooding into Sangatte.
- Bugün manşetlerde yer alan tüm insanlar Sangatte'ye akın ediyor.
- As if all the people in the world should know him.
- Sanki dünyadaki tüm insanların onu tanıması gerekiyormuş gibi.
- All the people in this room are men.
- Bu odadaki tüm insanlar erkektir.
- All the people in this world haven't had the advantages that you've had.
- Bu dünyadaki tüm insanlar senin sahip olduğun avantajlara sahip değil.
- This is the list of all the people buried here.
- Bu, burada gömülü olan tüm insanların listesi.
- I haven't yet made amends with all the people I've hurt.
- Henüz incittiğim tüm insanlardan özür dilemedim.
- All the people in whom he believed betrayed him.
- İnandığı tüm insanlar ona ihanet etti.
- Out of all the people at your school, who do you like the most?
- Okulunuzdaki tüm insanlardan kimi en çok seversin?
- All the people on earth are brothers.
- Dünyadaki tüm insanlar kardeştir.
- Out of all the people at your school, who do you like the most?
- Okulunuzdaki tüm insanlar arasında en çok kimi seviyorsunuz?
- What would happen if all the people of the world lived like Americans?
- Dünyadaki tüm insanlar Amerikalılar gibi yaşasaydı ne olurdu?
- I feel sad when I think about all the people who die in wars.
- Savaşlarda ölen tüm insanları düşündüğümde üzülüyorum.
- The plane exploded and plunged into the ocean, killing all the people on board.
- Uçak patladı ve okyanusa düşerek içindeki tüm insanları öldürdü.
- All the people who had been condemned were killed.
- Mahkum edilen tüm insanlar öldürüldü.
- They must protect all the people who dwell in this country.
- Onlar bu ülkede yaşayan tüm insanları korumalıdırlar.
Show More (14)
|
