The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.

	Anglais	Turc
1	aloud	yüksek sesle	adv.
	Can you read the news aloud? Haberleri yüksek sesle okuyabilir misin? What they are is never spoken aloud. Ne oldukları asla yüksek sesle konuşulmuyor. It has to be said aloud that the United Kingdom is one of the EU members getting a free ride. Birleşik Krallık'ın AB üyeleri arasında bedavaya gezenlerden biri olduğu yüksek sesle söylenmelidir. What they are is never spoken aloud. Ne oldukları hiçbir zaman yüksek sesle konuşulmuyor. New windows, menus, or shortcut menus can be read aloud when they are displayed. Yeni pencereler, menüler veya kısayol menüleri görüntülendiklerinde yüksek sesle okunabilir. I had not known that I was speaking aloud. Yüksek sesle konuştuğumun farkında değildim. She was not used to speaking aloud. Yüksek sesle konuşmaya alışık değildi. Read the book aloud. Kitabı yüksek sesle okuyun. The teacher asked Tom to read his essay aloud. Öğretmen Tom'dan kompozisyonunu yüksek sesle okumasını istedi. I read books aloud with great pleasure. Kitapları yüksek sesle büyük bir zevkle okurum. Don't think aloud! Yüksek sesle düşünme! Perry has acquired the habit of thinking aloud. Perry yüksek sesle düşünme alışkanlığı edindi. Can I say it aloud? Yüksek sesle söyleyebilir miyim? Read the story aloud. Hikayeyi yüksek sesle oku. Tom read the document aloud. Tom belgeyi yüksek sesle okudu. Tom didn't dare to say it aloud. Tom bunu yüksek sesle söylemeye cesaret edemedi. She read the poem aloud. Şiiri yüksek sesle okudu. Read it aloud. Yüksek sesle okuyun. Could someone please read this sentence aloud for me? Lütfen birisi bu cümleyi benim için yüksek sesle okuyabilir mi? Tom laughed aloud. Tom yüksek sesle güldü. Read the book aloud. Kitabı yüksek sesle oku. Please read it aloud so that everyone can hear. Lütfen yüksek sesle okuyun ki, herkes duyabilsin. Mayuko cried aloud. Mayuko, yüksek sesle ağladı. You ought to read English aloud. İngilizceyi yüksek sesle okumalısın. Tom chuckled aloud. Tom yüksek sesle kıkırdadı. The teacher asked Tom to read his essay aloud. Öğretmen Tom'dan denemesini yüksek sesle okumasını istedi. Tom chuckled aloud. Tom yüksek sesle kıkır kıkır güldü. I could not stop myself from crying aloud. Yüksek sesle ağlamaktan kendimi alamadım. Tom read the letter aloud. Tom mektubu yüksek sesle okudu. Show More (26)