|
- But although transparency appears to be respected, there is creeping censorship at various stages of parliamentary work.
- Şeffaflığa saygı duyuluyor gibi görünse de, parlamento çalışmalarının çeşitli aşamalarında sürünen bir sansür var.
- There also appears to be some doubt as to the efficacy of the programmes themselves.
- Programların etkinliği konusunda da bazı şüpheler var gibi görünüyor.
- This would appear to be a great achievement.
- Bu büyük bir başarı gibi görünecektir.
- At the same time, the evolution of the political process appears to be equally well under way.
- Aynı zamanda siyasi sürecin evrimi de aynı şekilde devam ediyor gibi görünmektedir.
- There also appears to be some doubt as to the efficacy of the programmes themselves.
- Ayrıca programların etkinliği konusunda da bazı şüpheler var gibi görünmektedir.
- This would appear to be a great achievement.
- Bu büyük bir başarı gibi görünmektedir.
- While the number of animals used for experiments had appeared to be reducing, the use of transgenic animals is rising.
- Deneylerde kullanılan hayvan sayısı azalıyor gibi görünse de transgenik hayvanların kullanımı artıyor.
- This might appear to be a minor issue, almost a routine matter.
- Bu küçük bir sorun, neredeyse rutin bir mesele gibi görünebilir.
- Much of it, indeed most of it, appears to be well done.
- Bunların büyük bir kısmı, hatta çoğu, iyi yapılmış gibi görünmektedir.
- For the coming generations, the greatest threats are outside our continent; here, peace appears to be guaranteed.
- Gelecek nesiller için en büyük tehditler kıtamızın dışındadır; burada barış garanti gibi görünmektedir.
- It appears to be about Germany, about German domestic politics.
- Almanya ve Alman iç siyaseti ile ilgili gibi görünüyor.
- We appear to be in a situation of hopelessness, and the spiral of violence is continuing to escalate.
- Umutsuz bir durumdaymışız gibi görünüyor ve şiddet sarmalı tırmanmaya devam ediyor.
- Nevertheless, it appears to be more of a safeguard rather than a tool of economic policy.
- Bununla birlikte bir ekonomi politikası aracından ziyade bir koruma önlemi gibi görünmektedir.
- Mugabe appears to be unassailable.
- Mugabe'ye karşı çıkılamaz gibi görünüyor.
- What appears to be a laudable aim, however, could also be a double-edged sword.
- Ne var ki, takdire şayan bir amaç gibi görünen bu durumun hem iyi hem kötü tarafları da olabilir.
- The prospects for sustainable development in Europe appear to be a distant hope.
- Avrupa'da sürdürülebilir kalkınmaya ilişkin beklentiler uzak bir umut gibi görünmektedir.
- The fight against these subsidies appeared to be a hopeless task.
- Bu teşviklere karşı mücadele umutsuz bir görev gibi görünüyordu.
- There appear to be a number of misunderstandings or perhaps misinterpretations here.
- Burada bir takım yanlış anlamalar ya da belki de yanlış yorumlamalar var gibi görünüyor.
- However, this does not appear to be an end to the matter, and charges may yet be pressed in another court.
- Ancak bu durum meselenin sonu gibi görünmemektedir ve suçlamalar başka bir mahkemede de devam edebilir.
- However, Israel does not appear to be listening to any outside advice.
- Ancak İsrail dışarıdan gelen hiçbir tavsiyeye kulak asmıyor gibi görünüyor.
- Parliament appears to be disregarding this concern.
- Parlamento bu endişeyi göz ardı ediyor gibi görünüyor.
- There appear to be a number of gaps in this area.
- Bu alanda bir takım boşluklar var gibi görünüyor.
- The measures and instruments already adopted appear to be a step in the right direction.
- Halihazırda kabul edilmiş olan tedbirler ve araçlar doğru yönde atılmış bir adım gibi görünmektedir.
- This might appear to be a minor issue, almost a routine matter.
- Bu küçük bir mesele, neredeyse rutin bir konu gibi görünebilir.
- At times it appears to be addictive, as that list gets longer and longer.
- Bu liste uzadıkça zaman zaman bağımlılık yapıyor gibi görünüyor.
- This line of reasoning, which appears to be common to the different groups, is extremely interesting.
- Farklı gruplar için ortak gibi görünen bu akıl yürütme biçimi son derece ilginçtir.
- This would therefore appear to be a good point to take stock of the situation.
- Bu nedenle, durum değerlendirmesi yapmak için iyi bir nokta gibi görünmektedir.
- This need appears to be met by the method of open cooperation.
- Bu ihtiyaç açık işbirliği yöntemiyle karşılanıyor gibi görünmektedir.
- Nonetheless, there appear to be financial difficulties over keeping it in the field.
- Bununla birlikte tarlada tutma konusunda mali zorluklar var gibi görünüyor.
- It is too early, moreover, to evaluate Eurojust, which appears to be operating well.
- Ayrıca, iyi işliyor gibi görünen Eurojust'ı değerlendirmek için henüz çok erken.
- Self-regulation, as is now being applied on a large scale, appears to be a very handy instrument.
- Şu anda büyük ölçekte uygulanmakta olan öz düzenleme çok kullanışlı bir araç gibi görünmektedir.
- The air conditioning system does not appear to be working properly.
- Klima sistemi düzgün çalışmıyor gibi görünüyor.
- I do not know why he is here; China would not appear to be part of his remit.
- Neden burada olduğunu bilmiyorum; Çin onun görev alanının bir parçası gibi görünmüyor.
- The measures and instruments already adopted appear to be a step in the right direction.
- Halihazırda kabul edilen tedbirler ve araçlar doğru yönde atılmış bir adım gibi görünmektedir.
- For many people, Vietnam would appear to be a long way away.
- Birçok insan için Vietnam çok uzakta gibi görünebilir.
- Here too, the Member States do not appear to be complying directly with requirements which they themselves set.
- Burada da Üye Devletler, kendilerinin belirlediği gerekliliklere doğrudan uymuyor gibi görünmektedir.
- The fisheries sector appears to be sailing through calm seas at present.
- Balıkçılık sektörü şu anda sakin denizlerde seyrediyor gibi görünüyor.
- Those who appear to be fighting Islam and the Islamic revolutions are in fact funding them.
- İslam ve İslami devrimlerle savaşıyor gibi görünenler aslında onları finanse ediyor.
- To me, the ideas about the adoption of the Community method for the CFSP appear to be at odds with these principles.
- Bana göre, ODGP için Topluluk yönteminin benimsenmesine ilişkin fikirler bu ilkelerle çelişiyor gibi görünmektedir.
- I take some mild encouragement from the fact that levels of state aid to industry in Europe appear to be falling.
- Avrupa'da sanayiye yönelik devlet yardımı seviyelerinin düşüyor gibi görünmesinden biraz cesaret alıyorum.
- Much of it, indeed most of it, appears to be well done.
- Bunların büyük bir kısmı, hatta çoğu, iyi yapılmış gibi görünüyor.
- We are now faced with what appears to be a sudden problem on account of the large population.
- Şu anda büyük nüfus nedeniyle ani bir sorun gibi görünen bir durumla karşı karşıyayız.
- While the number of animals used for experiments had appeared to be reducing, the use of transgenic animals is rising.
- Deneylerde kullanılan hayvan sayısı azalıyor gibi görünürken, transgenik hayvanların kullanımı artıyor.
- Until a final solution is found, the present temporary arrangements appear to be working satisfactorily.
- Nihai bir çözüm bulunana kadar, mevcut geçici düzenlemeler tatmin edici bir şekilde işliyor gibi görünmektedir.
- There is very little information available on this subject but there appear to be a wealth of horror stories.
- Bu konuda çok az bilgi mevcut ancak çok sayıda korku hikayesi var gibi görünüyor.
- There now, fortunately, appears to be a truce, but how long will it hold?
- Neyse ki şu anda bir ateşkes var gibi görünüyor, ancak bu ne kadar sürecek?
- The 20% threshold for insurance deductions appears to be a good compromise.
- Sigorta kesintileri için %20'lik eşik iyi bir uzlaşma gibi görünmektedir.
- It is too early, moreover, to evaluate Eurojust, which appears to be operating well.
- Ayrıca iyi işliyor gibi görünen Eurojust'ı değerlendirmek için henüz çok erken.
- What appears to be a laudable aim, however, could also be a double-edged sword.
- Ancak övgüye değer bir amaç gibi görünen bu durum, hem avantajlı hem dezavantajlı da olabilir.
- The consequence is that there appears to be nothing green to be found in this sea of sand.
- Sonuçta bu kum denizinde hiçbir yeşillik bulunamayacak gibi görünmektedir.
- Sometimes, the goals may appear to be in competition with one another.
- Bazen hedefler birbiriyle rekabet halindeymiş gibi görünebilir.
- The consequence is that there appears to be nothing green to be found in this sea of sand.
- Sonuç olarak, bu kum denizinde bulunabilecek yeşil hiçbir şey yok gibi görünüyor.
- Tom doesn't appear to be very religious.
- Tom pek dindar biri gibi görünmüyor.
- Jane appears to be enjoying the party.
- Jane partiden keyif alıyor gibi görünüyor.
- Tom appears to be telling the truth.
- Tom doğruyu söylüyor gibi görünüyor.
- Tom appears to be intoxicated.
- Tom sarhoş olmuş gibi görünüyor.
- Tom appears to be a friendly guy.
- Tom arkadaş canlısı bir adam gibi görünüyor.
- Tom appeared to be inebriated.
- Tom sarhoş gibi görünüyordu.
- Tom certainly appeared to be enjoying himself.
- Tom kesinlikle eğleniyor gibi görünüyordu.
- Tom appeared to be having fun.
- Tom eğleniyor gibi görünüyordu.
- Tom appeared to be intoxicated.
- Tom sarhoş olmuş gibi görünüyordu.
- It appears to be broken.
- Kırılmış gibi görünüyor.
- Tom appears to be wise.
- Tom bilge biri gibi görünüyor.
- Tom appears to be enjoying the party.
- Tom partinin tadını çıkarıyor gibi görünüyor.
- There appears to be a misunderstanding.
- Bir yanlış anlaşılma var gibi görünüyor.
- Some persons appear to be resistant to HIV infection.
- Bazı kişiler, HIV enfeksiyonuna karşı dirençli gibi görünüyorlar.
- Tom appears to be concerned about something.
- Tom bir şey hakkında endişeli gibi görünüyor.
- This appears to be the plan.
- Plan bu gibi görünüyor.
- I don't know; he appears to be a heteronormative jerk.
- Bilmiyorum; heteronormatif bir pislik gibi görünüyor.
- Tom appeared to be sleeping.
- Tom uyuyor gibi görünüyordu.
- He appears to be wealthy, with the numerous houses he has.
- Sahip olduğu çok sayıda evle zengin biri gibi görünüyor.
- Tom doesn't appear to be paying attention.
- Tom, dikkatini veriyor gibi görünmüyordu.
- The wall appeared to be smooth and impenetrable.
- Duvar mükemmel ve geçilemez gibi görünüyordu.
- It appears to be working.
- İşe yarıyor gibi görünüyor.
- The baby appeared to be sleeping quietly.
- Bebek sessizce uyuyor gibi görünüyordu.
- Tom appears to be disoriented.
- Tom'un kafası karışmış gibi görünüyor.
- Tom appears to be looking for someone.
- Tom birini arıyor gibi görünüyor.
- Tom appears to be sleeping.
- Tom uyuyor gibi görünüyor.
- Tom appears to be losing.
- Tom kaybediyor gibi görünüyor.
- Fadil appeared to be a typical high school senior.
- Fadıl tipik bir lise son sınıf öğrencisi gibi görünüyordu.
- Indeed, that place does appear to be far from here.
- Gerçekten de, o yer buradan çok uzakta gibi görünüyor.
- Tom appears to be scared.
- Tom korkmuş gibi görünüyor.
- This appeared to be an intentional murder.
- Bu kasıtlı bir cinayet gibi görünüyor.
- It appears to be broken.
- Bu kırık gibi görünüyor.
- Tom appears to be in a lot of pain.
- Tom çok acı çekiyor gibi görünüyor.
- Jane appears to be enjoying the party.
- Jane partiden hoşlanıyor gibi görünüyor.
- Tom didn't appear to be injured.
- Tom yaralanmış gibi görünmüyordu.
- Tom appears to be winning.
- Tom kazanıyor gibi görünüyor.
- There appears to be a misunderstanding.
- Bir yanlış anlama var gibi görünüyor.
- Tom appeared to be in his early thirties.
- Tom otuzlu yaşların başlarında gibi görünüyordu.
- Tom appeared to be having fun.
- Tom eğleniyormuş gibi görünüyordu.
- The story appears to be true.
- Hikaye doğru gibi görünüyor.
- He doesn't appear to be wise, does he?
- Bilge gibi görünmüyor, değil mi?
- It appears to be a machine translation.
- Makine çevirisi gibi görünüyor.
- Tom appears to be asleep.
- Tom uyuyor gibi görünüyor.
- Tom appears to be enjoying the party.
- Tom partiden keyif alıyor gibi görünüyor.
- We appear to be out of danger.
- Tehlikeyi atlattık gibi görünüyor.
- Tom appears to be a friendly guy.
- Tom arkadaş canlısı bir adam gibi görünüyor..
- The treatment appears to be working.
- Tedavi işe yarıyor gibi görünüyor.
- Tom appears to be in pain.
- Tom acı çekiyor gibi görünüyor.
- Tom appears to be waiting for someone.
- Tom birini bekliyor gibi görünüyor.
- This appeared to be an intentional murder.
- Bu, kasıtlı bir cinayet gibi görünüyordu.
- Tom doesn't appear to be paying attention.
- Tom dikkatini vermiyor gibi görünüyor.
- Tom doesn't appear to be nervous.
- Tom sinirli gibi görünmüyor.
- Tom appeared to be crying.
- Tom ağlıyor gibi görünüyordu.
- Everything appears to be going well.
- Her şey iyi gidiyor gibi görünüyor.
Show More (103)
|
