appease - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
appease yatıştırmak v.
  • The team leader appeased the angry workers.
  • Ekip lideri öfkeli işçileri yatıştırdı.
  • In an endeavour to appease the invader, it objectively emboldens it.
  • İşgalciyi yatıştırma çabası, nesnel olarak onu cesaretlendirir.
  • The apple appeased my hunger temporarily.
  • Elma, açlığımı şimdilik yatıştırdı.
Show More (1)
appease gidermek v.
  • The apple appeased my hunger temporarily.
  • Elma, açlığımı geçici olarak giderdi.
Show More (-2)