apprehension - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
apprehension endişe n.
  • You could tell from the look on her face that she had a feeling of apprehension.
  • Yüzündeki ifadeden bir endişe hissettiği anlaşılıyordu.
  • My apprehensions were justified.
  • Benim endişelerim haklı çıktı.
  • My apprehensions were justified.
  • Benim endişelerim haklıydı.
Show More (10)
apprehension kavrayış n.
  • His apprehension of the problem made a big difference.
  • Onun sorunu kavrayışı büyük bir fark yarattı.
Show More (-2)
apprehension tutuklama n.
  • The unlawful apprehension of my client will cause you big trouble!
  • Müvekkilimin hukuka aykırı olarak tutuklanması başınıza büyük bela açacak!
Show More (-2)