1 |
arc |
ark |
n. |
|
- That device is part of a machine called the arc capacitor.
- Şu aygıt, ark kapasitörü denilen makinenin bir parçası.
- That device is part of a machine called the arc capacitor.
- Bu cihaz, ark kapasitörü adı verilen bir makinenin parçasıdır.
- That device is part of a machine called the arc capacitor.
- Bu cihaz ark kapasitörü adı verilen bir makinenin parçası.
Show More (0)
|
2 |
arc |
kavis |
n. |
|
- The bow turned into an arc as the hunter pulled the arrow.
- Avcı oku çekerken yay bir kavis halini aldı.
- The rainbow forms an arc in the sky.
- Gökkuşağı gökyüzünde bir kavis oluşturur.
Show More (-1)
|
3 |
arc |
yay |
n. |
|
- The moon moved across the sky in an arc.
- Ay gökyüzünde bir yay çizerek ilerliyordu.
- The rainbow forms an arc in the sky.
- Gökkuşağı gökyüzünde bir yay oluşturur.
Show More (-1)
|
4 |
arc |
elektrik atlaması |
n. |
|
- The arc of lightning lightened the garden.
- Yıldırımın oluşturduğu elektrik atlaması bahçeyi aydınlattı.
Show More (-2)
|