1 |
rebel |
asi |
n. |
|
- Who doesn't love a rebel?
- Bir asiyi kim sevmez ki?
- He's a rebel.
- O bir asidir.
- She's a little rebel.
- O küçük bir asi.
- Those rogue rebels do not deserve to roam the Earth.
- O haydut asiler dünyada dolaşmayı hak etmiyorlar.
- I'm no rebel.
- Asi değilim.
- Tom is a rebel, isn't he?
- Tom bir asi, değil mi?
- Tom doesn't look like a rebel.
- Tom bir asi gibi görünmüyor.
- Death to the rebels!
- Asilere ölüm!
- The rebels have captured the broadcasting station.
- Asiler yayın istasyonunu ele geçirdi.
- I'm a rebel.
- Ben bir asiyim.
- Tom doesn't look like a rebel.
- Tom bir asiye benzemiyor.
- Tom is a bit of a rebel.
- Tom biraz asidir.
- The rebels sabotaged the railroad.
- Asiler demir yolunu sabote etti.
- The regime was overthrown by rebel militias.
- Rejim asi milisler tarafından devrildi.
- Tom is a rebel.
- Tom bir asi.
- Seems we've got a rebel in our midst, eh?
- Görünüşe göre aramızda bir asi var, ha?
- He's a bit of a rebel.
- O biraz asi.
- We were rebels.
- Biz asiydik.
- Tom is a rebel.
- Tom bir asidir.
- She's a bit of a rebel.
- O biraz asi.
- He's a little rebel.
- O küçük bir asi.
Show More (19)
|
2 |
rebellious |
asi |
adj. |
|
- He was rebellious, aggressive and, at times, self-destructive.
- Asi, agresif ve zaman zaman kendine zarar veren biriydi.
- Fadil had a rebellious spirit.
- Fadıl'ın asi bir ruhu vardı.
- Children have a tendency to become rebellious.
- Çocukların asi olma gibi bir eğilimleri var.
- My son is a rebellious teenager.
- Oğlum asi bir genç.
- Mary is a rebellious girl.
- Mary asi bir kız.
- It seems that my son is now at a rebellious age and recklessly opposes us.
- Görünüşe göre oğlum artık asi bir yaşta ve pervasızca bize karşı çıkıyor.
- Tom is a rebellious boy.
- Tom asi bir çocuk.
- Sami had a rebellious spirit.
- Sami'nin asi bir ruhu vardı.
- Tom is disobedient and rebellious.
- Tom itaatsiz ve asidir.
Show More (6)
|
3 |
unruly |
asi |
adj. |
|
- Young men and women are lured by the warlords to join their unruly gangs.
- Genç erkekler ve kadınlar savaş lordları tarafından asi çetelerine katılmaları için ayartılıyor.
- Sami was unruly.
- Sami asi biriydi.
- Tom has unruly hair.
- Tom'un asi saçları var.
- I've been unruly in my dreams.
- Rüyalarımda asi oldum.
- He has unruly hair.
- Asi saçları var.
- Mary's children are unruly and disrespectful.
- Mary'nin çocukları asi ve saygısız.
Show More (3)
|
4 |
wayward |
asi |
adj. |
|
- That flash drive Nikki stole from the art gallery led us to another one of our wayward souls.
- Nikki'nin sanat galerisinden çaldığı flash disk bizi bir başka asi ruhumuza götürdü.
- The father had trouble communicating with his wayward son.
- Baba, asi oğluyla iletişim kurmakta zorlanıyordu.
- The father had trouble communicating with his wayward son.
- Baba, asi oğlu ile iletişim kurmakta sorun yaşamıştı.
- The wayward son has returned.
- Asi evlat geri döndü.
Show More (1)
|
5 |
refractory |
asi |
adj. |
|
- The recent turmoil was blamed on the refractory priests.
- Asi rahipler son dönemde yaşanan kargaşanın sorumlusu olarak gösterildi.
Show More (-2)
|
6 |
bad |
asi |
adj. |
|
- A bad lad started the protests.
- Protestoları asi bir çocuk başlattı.
Show More (-2)
|
7 |
insubordinate |
asi |
adj. |
|
- Why are you so insubordinate to your boss?
- Niçin patronuna karşı çok asisin?
Show More (-2)
|