|
- We asked an intern to assist in finalizing the project.
- Projeyi tamamlamak için bir stajyerden yardım etmesini istedik.
- We had a wheelbarrow to assist us.
- Bize yardımcı olacak bir el arabamız vardı.
- We will continue to monitor the situation closely and to assist the authorities in accession countries.
- Durumu yakından izlemeye ve katılım ülkelerindeki yetkililere yardımcı olmaya devam edeceğiz.
- Our aim is to assist the Member States in eradicating the foot-and-mouth disease.
- Amacımız, şap hastalığının ortadan kaldırılmasında Üye Devletlere yardımcı olmaktır.
- The Commission has repeatedly offered to assist in the preparation and organisation of the conference.
- Komisyon konferansın hazırlık ve organizasyonunda yardımcı olmayı defalarca teklif etti.
- We should also harness immigration to assist development in countries of origin.
- Ayrıca göçü, menşe ülkelerdeki kalkınmaya yardımcı olmak üzere kullanmalıyız.
- We are working as a team to assist Romania in her progress towards the European Union.
- Romanya'nın Avrupa Birliği yolunda ilerlemesine yardımcı olmak için bir ekip olarak çalışıyoruz.
- But it should also assist from the perspective of disease avoidance and control.
- Ancak hastalıklardan kaçınma ve kontrol açısından da yardımcı olmalıdır.
- A mission of the Food and Veterinary Office will take place shortly to assist in this process.
- Bu sürece yardımcı olmak üzere Gıda ve Veterinerlik Ofisi'nin bir misyonu kısa süre içinde gerçekleşecektir.
- We remain willing to assist them in the search for permanent peace in their beautiful country.
- Güzel ülkelerinde kalıcı barış arayışlarında onlara yardımcı olmaya hazırız.
- The UN, I am pleased to say, is prepared to assist the government in a future investigation.
- BM'nin ileride yapılacak bir soruşturmada hükümete yardımcı olmaya hazır olduğunu söylemekten memnuniyet duyuyorum.
- The UN, I am pleased to say, is prepared to assist the government in a future investigation.
- BM'nin, ileride yapılacak bir soruşturmada hükümete yardımcı olmaya hazır olduğunu söylemekten memnuniyet duyuyorum.
- We have been doing everything in our power to assist and help the Spanish Government, authorities and people.
- İspanyol Hükümetine, yetkililerine ve halkına yardımcı olmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.
- We have been doing everything in our power to assist and help the Spanish Government, authorities and people.
- İspanyol Hükûmetine, yetkililerine ve halkına yardımcı olmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.
- Special funding should be made available to assist organic production and the promotion and sale of such products.
- Organik üretime ve bu tür ürünlerin tanıtım ve satışına yardımcı olmak için özel fon sağlanmalıdır.
- Naturally, these measures must be supplemented with active labour market measures in order to assist in job-finding.
- Doğal olarak bu tedbirler, iş bulmaya yardımcı olmak amacıyla aktif işgücü piyasası tedbirleriyle desteklenmelidir.
- It aims to assist the country's political and economic reform programme.
- Ülkenin siyasi ve ekonomik reform programına yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
- The Commission is continuing to assist the government and society in general to address these challenges.
- Komisyon bu zorlukların aşılması için hükümete ve genel olarak topluma yardımcı olmaya devam ediyor.
- Our role should be to accompany, reassure and assist those who are fleeing dictatorships.
- Bizim rolümüz diktatörlüklerden kaçanlara eşlik etmek, onlara güven vermek ve yardımcı olmak olmalıdır.
- Our job is to encourage and assist them.
- Bizim işimiz onları teşvik etmek ve onlara yardımcı olmaktır.
- The Commission is always pleased to assist Members of Parliament in forming their opinions.
- Komisyon, Parlamento Üyelerine görüşlerini oluşturmalarında yardımcı olmaktan her zaman memnuniyet duyar.
- You would assist us greatly if you were to support this portion of our amendments.
- Değişikliklerimizin bu bölümünü desteklerseniz bize çok yardımcı olursunuz.
- What we must do is target those who assist illegal immigration.
- Yapmamız gereken şey, yasadışı göçe yardımcı olanları hedef almaktır.
- This programme should and will assist in the realisation of those objectives.
- Bu program, söz konusu hedeflerin gerçekleştirilmesine yardımcı olmalıdır ve olacaktır.
- That is why we should do all we can to assist this process.
- İşte bu yüzden bu sürece yardımcı olmak için elimizden geleni yapmalıyız.
- This report should assist in achieving that end.
- Bu rapor bu amaca ulaşılmasına yardımcı olacaktır.
- You would assist us greatly if you were to support this portion of our amendments.
- Değişiklik teklifimizin bu bölümünü desteklerseniz bize çok yardımcı olursunuz.
- The amount pledged to assist in debt relief matched expectations.
- Borç hafifletmeye yardımcı olmak için taahhüt edilen miktar beklentileri karşıladı.
- To assist those adapting to these structures, we must consider financial support and tax incentives.
- Bu yapılara uyum sağlayanlara yardımcı olmak için mali destek ve vergi teşviklerini göz önünde bulundurmalıyız.
- This both assists British business and helps with the completion of the Single Market.
- Bu hem İngiliz iş dünyasına yardımcı olur hem de Tek Pazar'ın tamamlanmasına yardımcı olur.
- This programme should and will assist in the realisation of those objectives.
- Bu program söz konusu hedeflerin gerçekleştirilmesine yardımcı olmalıdır ve olacaktır.
- It was not in place to assist those who were in charge of the issues in 1999.
- 1999'da bu konulardan sorumlu olanlara yardımcı olmak için mevcut değildi.
- The Commission also uses this information to assist third countries.
- Komisyon ayrıca bu bilgileri üçüncü dünya ülkelerine yardımcı olmak için de kullanmaktadır.
- The Council is prepared to assist in the talks, but only if the parties consider it would be useful.
- Konsey görüşmelere yardımcı olmaya hazırdır, ancak taraflar bunun faydalı olacağını düşünürlerse.
- The European Union and the European Parliament will assist Jordan in these priority areas.
- Avrupa Birliği ve Avrupa Parlamentosu bu öncelikli alanlarda Ürdün'e yardımcı olacaktır.
- We are assured by the city authorities that they will assist us in every way to minimise the inconvenience.
- Şehir yetkilileri, rahatsızlığı en aza indirmek için bize her şekilde yardımcı olacakları konusunda güvence verdiler.
- Our job is to encourage and assist them.
- Bizim görevimiz onları cesaretlendirmek ve onlara yardımcı olmaktır.
- I hope the Commission and the Council will assist us in these aims.
- Umarım Komisyon ve Konsey bu amaçlarımız doğrultusunda bize yardımcı olur.
- Naturally, these measures must be supplemented with active labour market measures in order to assist in job-finding.
- Doğal olarak bu tedbirler, iş bulmaya yardımcı olmak amacıyla aktif iş gücü piyasası tedbirleriyle desteklenmelidir.
- I'll do whatever I can to assist you.
- Size yardımcı olmak için elimden geleni yaparım.
- Mary always assists her boyfriend in doing his assignments.
- Mary, erkek arkadaşının ödevlerini yapmasına her zaman yardımcı olur.
- They were kind enough to assist us.
- Bize yardımcı olacak kadar naziktiler.
- I'll do my best to assist you.
- Size yardımcı olmak için elimden geleni yapacağım.
- He went out of his way to assist me.
- Bana yardımcı olmak için elinden geleni yaptı.
- We'll assist you in any way we can.
- Size elimizden geldiğince yardımcı olacağız.
- It would be a pleasure to assist you.
- Size yardımcı olmak benim için bir zevktir.
- They can't assist you if you don't have your receipt.
- Makbuzunuz yoksa size yardımcı olamazlar.
- He will assist this project.
- O, bu projeye yardımcı olacaktır.
- They can't assist you if you don't have your receipt.
- Faturanız yoksa size yardımcı olamazlar.
- I will be happy to assist whoever needs help.
- Kimin yardıma ihtiyacı olursa seve seve yardımcı olurum.
- He will assist this project.
- Bu projeye yardımcı olacak.
- He took the trouble to assist the poor man.
- Zavallı adama yardımcı olmak için zahmete girdi.
- I'm here to assist you.
- Sana yardımcı olmak için buradayım.
- Tom is going to assist me.
- Tom bana yardımcı olacak.
- Mary always assists her boyfriend in doing his assignments.
- Mary, her zaman erkek arkadaşının ödevlerini yapmasına yardımcı olur.
- I'll assist in any way I can.
- Elimden geldiği şekilde yardımcı olacağım.
- The airplane used a rocket motor to assist with takeoff.
- Uçak kalkışa yardımcı olması için bir roket motoru kullandı.
- I'm happy to assist in any way I can.
- Herhangi bir şekilde yardımcı olduğuma mutluyum.
- Could you assist me, please?
- Bana yardımcı olur musunuz lütfen?
- I would like you to assist me with my gardening.
- Bahçe işlerimde bana yardımcı olmanızı istiyorum.
- If you could assist me, it would be a great help.
- Bana yardımcı olursanız çok sevinirim.
- It would be a pleasure to assist you.
- Size yardımcı olmak bir zevk olur.
- I'm here to assist you.
- Size yardımcı olmak için buradayım.
- Mary used walking poles to assist her with the uphill and downhill sections of the journey.
- Mary, yolculuğun yokuş yukarı ve yokuş aşağı bölümlerinde ona yardımcı olması için yürüyüş sopaları kullandı.
- He will assist us in changing the tire.
- O lastik değiştirmede bize yardımcı olacak.
Show More (62)
|
|
- It is making itself guilty of the failure to assist those whom it has a duty to protect.
- Konsey, korumakla yükümlü olduğu kişilere yardım etmemekle kendisini suçlu duruma düşürmektedir.
- We therefore have no plans for the time being to assist Turkey under ECHO.
- Dolayısıyla şu an için ECHO kapsamında Türkiye'ye yardım etme planımız bulunmamaktadır.
- On this issue, the Commission will devise projects to assist Afghan refugees in neighbouring countries.
- Bu konuda Komisyon, komşu ülkelerdeki Afgan mültecilere yardım etmek için projeler geliştirecektir.
- European money must arrive quickly on the ground in order to assist victims at the time when they need it most.
- Avrupa parası, mağdurlara en çok ihtiyaç duydukları anda yardım edebilmek için hızla sahaya ulaşmalıdır.
- It is making itself guilty of the failure to assist those whom it has a duty to protect.
- Korumakla yükümlü olduğu kişilere yardım etmediği için kendisini suçlu duruma düşürmektedir.
- I ask the Commission to assist the refugees who have already fled and are in situ elsewhere.
- Komisyondan, halihazırda kaçmış olan ve başka yerlerde bulunan mültecilere yardım etmesini talep ediyorum.
- He assisted his medicine man grandfather as a child after his parents' death.
- Ailesinin ölümünden sonra çocukken büyücü hekim olan dedesine yardım etmiş.
- I'd like you to assist him.
- Ona yardım etmeni istiyorum.
- I can't get anyone to assist me.
- Bana yardım edecek kimseyi bulamıyorum.
- I'm sorry that I couldn't assist you.
- Sana yardım edemediğim için üzgünüm.
- I'll assist Tom.
- Ben Tom'a yardım ederim.
- They will assist us.
- Onlar bize yardım edecekler.
- I will be happy to assist whoever needs help.
- Yardıma ihtiyacı olan herkese yardım etmekten mutlu olacağım.
- She assisted her mother in caring for the baby.
- Bebek bakımında annesine yardım etti.
- He will assist us in changing the tire.
- Lastiği değiştirmemize yardım edecek.
- I'd like you to assist her.
- Onu yardım etmeni istiyorum.
- Tom will assist Mary.
- Tom Mary'ye yardım edecek.
- I'm glad that I was able to assist you last week.
- Geçen hafta size yardım edebildiğim için mutluyum.
- I'll do whatever I can to assist you.
- Sana yardım etmek için elimden gelen her şeyi yapacağım.
- Tom will assist me.
- Tom bana yardım edecek.
- She assisted her brother with his homework.
- Erkek kardeşine ev ödevinde yardım etti.
- George Soros wants Europe to be indebted to him and Jean-Claude Juncker assists him.
- George Soros, Avrupa'nın kendisine borçlu olmasını istiyor ve Jean-Claude Juncker ona yardım ediyor.
- I'm here to assist you.
- Sana yardım etmek için buradayım.
- We'll assist in any way we can.
- Elimizden gelen her şekilde yardım edeceğiz.
- George Soros wants Europe to be indebted to him and Jean-Claude Juncker assists him.
- George Soros Avrupa'nın kendisine borçlu olmasını istiyor ve Jean-Claude Juncker de ona yardım ediyor.
- I'm glad that I was able to assist you last week.
- Geçen hafta sana yardım edebildiğime memnun oldum.
- I'd like you to assist them.
- Onlara yardım etmeni istiyorum.
- They assisted him in performing the operation.
- Ameliyatı gerçekleştirirken ona yardım ettiler.
- Could you assist me, please?
- Bana yardım eder misin, lütfen?
- Sami probably assisted in the death of Layla Bakir.
- Sami muhtemelen Layla Bakir'in ölümüne yardım etti.
- Dan assisted Linda at the library.
- Dan kütüphanede Linda'ya yardım etti.
- I'm happy to assist in any way I can.
- Elimden geldiğince yardım etmekten mutluluk duyarım.
- I'd like you to assist her.
- Ona yardım etmeni istiyorum.
- Mary will assist us.
- Mary bize yardım edecek.
- May I assist you?
- Sana yardım edebilir miyim?
- Tom is going to assist me.
- Tom bana yardım edecek.
- They will assist us.
- Bize yardım edecekler.
- She will assist us.
- O bize yardım edecek.
- They assisted the painter financially.
- Mali olarak ressama yardım ettiler.
- I'd like you to assist Tom.
- Tom'a yardım etmeni istiyorum.
- Tom will assist us.
- Tom bize yardım edecek.
- Tom reluctantly assisted Mary to escape police custody.
- Tom, Mary'nin polis gözetiminden kaçmasına gönülsüzce yardım etti.
- Glad to be able to assist you.
- Size yardım edebildiğim için memnun oldum.
- Tom reluctantly assisted Mary to escape police custody.
- Tom Mary'nin polis gözaltından kaçmasına isteksizce yardım etti.
- We're here to assist you.
- Sana yardım etmek için buradayız.
- I'm here to assist you.
- Size yardım etmek için buradayım.
- You will assist us, won't you?
- Bize yardım edeceksin, değil mi?
- We're here to assist you.
- Size yardım etmek için buradayız.
- He will assist us.
- O bize yardım edecek.
- What's the technical terminology for assisting someone to go to the toilet with a urine bottle?
- Birine idrar şişesiyle tuvalete gitmesi için yardım etmenin teknik terminolojisi nedir?
- Can we assist you in any way?
- Herhangi bir şekilde sana yardım edebilir miyiz?
- Tom was supposed to assist me.
- Tom'un bana yardım etmesi gerekiyordu.
- He took the trouble to assist the poor man.
- Zavallı adama yardım etme zahmetine katlandı.
- We'll assist in any way we can.
- Elimizden geldiğince yardım edeceğiz.
- I assisted her in moving the furniture.
- Mobilyaları taşımasına yardım ettim.
- Tom is going to assist Mary.
- Tom, Mary'ye yardım edecek.
- I'll assist you.
- Sana yardım edeceğim.
- They were kind enough to assist us.
- Bize yardım edecek kadar naziklerdi.
- I'm sorry that I couldn't assist you.
- Size yardım edemediğim için üzgünüm.
- Tom is here to assist us.
- Tom bize yardım etmek için burada.
- I'll assist in any way I can.
- Elimden geldiğince yardım edeceğim.
- I wonder if you can assist me.
- Bana yardım edip edemeyeceğinizi merak ediyorum.
Show More (59)
|