1 |
barefoot |
yalınayak |
adj., adv. |
|
- I'm barefoot.
- Ben yalınayağım.
- Look, the boys are walking barefoot in the water.
- Bak, çocuklar suyun içinde yalınayak yürüyorlar.
- Tom is barefoot.
- Tom yalınayak.
- He likes running barefoot.
- Yalınayak koşmayı seviyor.
- Tom and Mary are barefoot.
- Tom ve Mary yalınayak.
- They go barefoot.
- Yalınayak geziyorlar.
- She walked barefoot over the hot embers.
- Kızgın korların üzerinde yalınayak yürüdü.
- When I saw Ali last time, he was barefoot and bareheaded.
- Ali'yi son gördüğümde yalınayaktı ve başı açıktı.
- The cobbler's children go barefoot.
- Ayakkabıcının çocukları yalınayak gezer.
- I know Tom is barefoot.
- Tom'un yalınayak olduğunu biliyorum.
- They go barefoot.
- Onlar yalınayak gidiyorlar.
- Tom told Mary that he thought John wasn't barefoot.
- Tom Mary'ye, John'un yalınayak olmadığını düşündüğünü söyledi.
- Tom said that Mary was barefoot.
- Tom, Mary'nin yalınayak olduğunu söyledi.
- I didn't think Tom would be barefoot.
- Tom'un yalınayak olacağını düşünmemiştim.
- He was so startled that he ran outside barefoot.
- O kadar ürkmüştü ki yalınayak dışarı koştu.
- Tom is always barefoot.
- Tom her zaman yalınayaktır.
- I never walk barefoot.
- Asla yalınayak yürümem.
- Tom decided to go barefoot.
- Tom yalınayak gitmeye karar verdi.
- Tom told Mary that he thought John wasn't barefoot.
- Tom Mary'ye John'un yalınayak olmadığını düşündüğünü söyledi.
- Tom ran barefoot in the snow.
- Tom karda yalınayak koştu.
- I once saw a man walk barefoot over hot coals.
- Bir keresinde sıcak kömürlerin üzerinde yalınayak yürüyen bir adam görmüştüm.
- You're barefoot, aren't you?
- Yalınayaksın, değil mi?
- He walked barefoot over the fire.
- Ateşin üzerinde yalınayak yürüdü.
- You're barefoot, aren't you?
- Sen yalınayaksın, değil mi?
- The shoemaker's son always goes barefoot.
- Ayakkabıcının oğlu her zaman yalınayak gezer.
- Why are you barefoot?
- Neden yalınayaksın?
- Tom was barefoot.
- Tom yalınayaktı.
Show More (24)
|
2 |
barefoot |
çıplak ayak |
adj. |
|
- The kids could even play barefoot since there won't be a risk of them getting cold.
- Çocuklar soğuk alma riski olmayacağından çıplak ayakla bile oynayabilirler.
- The kids could even play barefoot since there won't be a risk of them getting cold.
- Çocuklar üşütme riski olmayacağı için çıplak ayakla bile oynayabilirler.
- Tom ran barefoot on the beach.
- Tom sahilde çıplak ayakla koştu.
- He's an advocate of barefoot running.
- Çıplak ayakla koşmayı savunuyor.
- He likes running barefoot.
- Çıplak ayakla dolaşmaktan hoşlanır.
- He walked barefoot.
- Çıplak ayakla yürüyordu.
- I prefer to go barefoot in the house.
- Evde çıplak ayakla dolaşmayı tercih ederim.
- Look, the boys are walking barefoot in the water.
- Bakın, çocuklar suyun içinde çıplak ayakla yürüyor.
- He walked barefoot over the fire.
- Çıplak ayakla ateşin üzerinde yürüdü.
- Tom is always barefoot.
- Tom daima çıplak ayaklıdır.
- I never walk barefoot.
- Ben asla çıplak ayakla yürümem.
- They go barefoot.
- Onlar çıplak ayakla yürüyorlar.
- They walked barefoot over the sand dunes.
- Onlar kum tepelerinin üzerinde çıplak ayakla yürüdüler.
- I'm barefoot.
- Çıplak ayaklıyım.
- He was so startled that he ran outside barefoot.
- O kadar korkmuştu ki çıplak ayakla dışarı koştu.
- I love walking barefoot on the grass.
- Çimlerin üzerinde çıplak ayakla dolaşmayı severim.
- He walked barefoot.
- Çıplak ayak yürüdü.
- She walked barefoot over the hot embers.
- O, sıcak korlar üzerinde çıplak ayakla yürüdü.
- I like walking around barefoot.
- Çıplak ayakla dolaşmayı seviyorum.
- I like walking around barefoot.
- Çıplak ayakla dolaşmayı severim.
- Do you enjoy walking barefoot on the sand?
- Kumda çıplak ayakla yürümek hoşuna gidiyor mu?
- In the morning, it is good to touch barefoot the dew on the grass.
- Sabahları, çimenlerin üzerindeki çiğe çıplak ayakla dokunmak güzeldir.
- I love walking barefoot on the grass.
- Çimlerin üzerinde çıplak ayakla yürümeyi seviyorum.
Show More (20)
|
3 |
barefoot |
yalın ayak |
adj. |
|
- The kids could even play barefoot since there won't be a risk of them getting cold.
- Üşütme riski olmayacağı için çocuklar yalın ayak bile oynayabilirler.
- They walked barefoot over the sand dunes.
- Kum tepelerinin üzerinde yalın ayak yürüdüler.
- They're all barefoot.
- Onların hepsi yalın ayak.
- Tom never walks barefoot.
- Tom asla yalın ayak yürümez.
- The cobbler's children go barefoot.
- Ayakkabıcının çocukları yalın ayak gider.
- I know Tom is barefoot.
- Tom'un yalın ayak olduğunu biliyorum.
- They were barefoot.
- Yalın ayaklardı.
- The children were barefoot.
- Çocuklar yalın ayaktı.
- When I saw Ali last time, he was barefoot and bareheaded.
- Ali'yi en son gördüğümde yalın ayak, başı kabak bir durumdaydı.
- Tom was shirtless and barefoot.
- Tom gömleksiz ve yalın ayaktı.
- They walk barefoot.
- Yalın ayak yürüyorlar.
- They're all barefoot.
- Hepsi yalın ayak.
- Tom is wearing jeans and is barefoot.
- Tom kot pantolon giyiyor ve yalın ayak.
- Tom ran barefoot on the beach.
- Tom sahilde yalın ayak koştu.
Show More (11)
|