|
- Fadil was very clearly battered.
- Fadıl çok açık bir şekilde hırpalanmıştı.
- He had an old pickup truck and a big, battered mower.
- Eski bir kamyoneti ve büyük, hırpalanmış bir çim biçme makinesi vardı.
- Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.
- Yaşlı sahne kapıcısı Tom Skeleton, hırpalanmış koltuğunda oturmuş, oyuncuların soyunma odalarından taş merdivenlerden çıkışını dinliyordu.
Show More (0)
|