|
- Three shots were heard.
- Üç atış duyuldu.
- A strange sound was heard from behind the door.
- Kapının arkasından tuhaf bir ses duyuldu.
- Not being heard is no reason for silence.
- Duyulmamak sessizlik için bir neden değildir.
- They were heard to sing.
- Şarkı söyledikleri duyuldu.
- Tom had to shout to be heard.
- Tom duyulmak için bağırmak zorunda kaldı.
- Shots were heard.
- Atışlar duyuldu.
- A gunshot was heard in the distance.
- Uzaktan bir silah sesi duyuldu.
- They were heard to sing.
- Onların şarkı söyledikleri duyuldu.
- Not being heard is no reason for silence.
- Duyulmamak sessizlik için neden değildir.
- Even a quarter kilometer away, the sound of the bomb was heard.
- Bombanın sesi çeyrek kilometre öteden bile duyuldu.
- Tom spoke very quietly, but loud enough to be heard.
- Tom çok sessiz ama duyulacak kadar yüksek sesle konuştu.
- Not a sound was heard.
- Tek bir ses bile duyulmadı.
- He was heard singing the song.
- Onun şarkı söylediği duyuldu.
- The only sound to be heard was the ticking of the clock.
- Duyulabilecek tek ses saatin tik taklarıydı.
- The birds' beautiful singing was heard among the trees.
- Kuşların güzel şarkıları ağaçlar arasından duyuluyordu.
- Shots were heard.
- Silah sesleri duyuldu.
- Quiet music was heard in the room we entered.
- Girdiğimiz odada sessiz bir müzik duyuluyordu.
- Tom's laughing could be heard three blocks away.
- Tom'un kahkahaları üç blok öteden duyuluyordu.
- Three shots were heard.
- Üç el silah sesi duyuldu.
- Sami was heard talking in the bathroom.
- Sami banyoda konuşurken duyuldu.
- He was heard singing in the shower.
- O, duşta şarkı söylerken duyuldu.
- In the distance can be heard voices, the slamming of shutters, and the barking of dogs.
- Uzaktan sesler, panjurların çarpması ve köpek havlamaları duyuluyordu.
- He was heard singing in the shower.
- Duşta şarkı söylerken duyuldu.
- Not a sound was heard.
- Bir ses duyulmadı.
- Sami was heard talking in the bathroom.
- Sami'nin banyoda konuştuğu duyuldu.
- She was heard to criticize the manager.
- Müdürü eleştirdiği duyuldu.
- Not a single sparrow was to be heard.
- Tek bir serçe bile duyulmuyordu.
- The noise grew fainter, till it was heard no more.
- Gürültü giderek azaldı, ta ki bir daha duyulmayana kadar.
- I had to shout in order to be heard.
- Duyulmak için bağırmak zorunda kaldım.
- Speak loud enough to be heard.
- Duyulacak kadar yüksek sesle konuş.
- Because the voices of protest grew louder and louder, his speech couldn't be heard.
- Protesto sesleri gittikçe yükseldiği için onun konuşması duyulamadı.
- The sea can be heard from here.
- Denizin sesi buradan duyuluyor.
- We want our voices to be heard.
- Sesimizin duyulmasını istiyoruz.
- I want to be heard.
- Duyulmak istiyorum.
- Tom's laughing could be heard three blocks away.
- Tom'un kahkahası üç blok öteden duyulabilirdi.
- Some high-pitched sounds are inaudible to adults, but can be heard by children and teenagers.
- Bazı tiz sesler yetişkinlere duyulmaz, ancak çocuklar ve gençler tarafından duyulabilir.
- Some high-pitched sounds are inaudible to adults, but can be heard by children and teenagers.
- Bazı tiz sesler yetişkinler tarafından duyulamaz, ancak çocuklar ve gençler tarafından duyulabilir.
- She was heard playing the violin.
- Keman çalarken duyuldu.
- Thousands of supporting cries could be heard from the stands.
- Tribünlerden binlerce destek çığlığı duyuluyordu.
- Sporadic gunfire was heard in the distance.
- Uzaktan ara sıra silah sesleri duyuluyordu.
- We want our voices to be heard.
- Seslerimizin duyulmasını istiyoruz.
- Because the voices of protest grew louder and louder, his speech couldn't be heard.
- Protesto sesleri gittikçe yükseldiği için konuşması duyulamadı.
- He was heard singing the song.
- Şarkıyı söylerken duyuldu.
- A strange sound was heard from behind the door.
- Kapının arkasından garip bir ses duyuldu.
- Thousands of supporting cries could be heard from the stands.
- Binlerce destek çığlıkları tribünlerden duyulabildi.
- The birds' beautiful singing was heard among the trees.
- Kuşların güzel ötüşü ağaçların arasından duyuluyordu.
- Even a quarter kilometer away, the sound of the bomb was heard.
- Çeyrek kilometre öteden bile bombanın sesi duyuldu.
- The only sound to be heard was the ticking of the clock.
- Duyulan tek ses saatin tik takıydı.
- Children's laughter could be heard in the distance.
- Uzaktan çocuk kahkahaları duyuluyordu.
- The sea can be heard from here.
- Deniz buradan duyulabilir.
- Children's laughter could be heard in the distance.
- Çocukların kahkahası uzaktan duyulabiliyordu.
Show More (48)
|
