|
- Tom probably thought I was thirsty.
- Tom muhtemelen susadığımı düşünmüştür.
- Tom told everybody that he was thirsty.
- Tom herkese susadığını söyledi.
- I'll be thirsty.
- Susayacağım.
- I wonder if Tom is thirsty.
- Acaba Tom susadı mı?
- Mary will be thirsty.
- Mary susayacak.
- Tom may not be thirsty.
- Tom susamış olmayabilir.
- I knew Tom would be thirsty.
- Tom'un susayacağını biliyordum.
- I don't think Tom knows whether Mary is thirsty or not.
- Tom'un Mary'nin susayıp susamadığını bildiğini sanmıyorum.
- He is thirsty for fame.
- O, şöhrete susamıştır.
- Tom might be thirsty.
- Tom susamış olabilir.
- Tom told me that he thought Mary was thirsty.
- Tom bana Mary'nin susadığını düşündüğünü söyledi.
- You must be thirsty.
- Susamış olmalısın.
- Tom was thirsty and asked for some water.
- Tom susamıştı ve biraz su istedi.
- I thought you'd be thirsty.
- Susayacağını düşündüm.
- Tom knew that Mary was thirsty.
- Tom Mary'nin susadığını biliyordu.
- We'll be thirsty.
- Susayacağız.
- Tom had to have been thirsty.
- Tom susamış olmalıydı.
- I think Tom must be thirsty.
- Sanırım Tom susamış olmalı.
- Tom is likely to be thirsty.
- Tom muhtemelen susamıştır.
- Tom won't likely be thirsty.
- Tom muhtemelen susamış olmayacak.
- I was thirsty.
- Susamıştım.
- I think Tom is thirsty.
- Bence Tom susadı.
- I can't help being thirsty.
- Susamaktan kendimi alamıyorum.
- The boy is thirsty.
- Çocuk susamış durumda.
- The boy is thirsty.
- Çocuk susamış.
- You are thirsty, do you want water?
- Susamışsın, su ister misin?
- Tom knew Mary was thirsty.
- Tom, Mary'nin susadığını biliyordu.
- Tom isn't likely to be thirsty.
- Tom'un susamış olma ihtimali yok.
- Tom is going to be thirsty.
- Tom susayacak.
- You are thirsty, do you want water?
- Sen susamışsın, su istiyor musun?
- I knew you'd be thirsty.
- Susayacağını biliyordum.
- Tom will probably be thirsty.
- Tom muhtemelen susayacak.
- Tom probably thought I was thirsty.
- Tom muhtemelen susadığımı düşünüyordu.
- Tom said that Mary was thirsty.
- Tom, Mary'nin susadığını söyledi.
- They said they were thirsty.
- Susadıklarını söylediler.
- Tom is probably going to be thirsty.
- Tom muhtemelen susayacak.
- I thought you'd be thirsty.
- Susamışsındır diye düşündüm.
- Emily is thirsty.
- Emily susamış.
- Tom is thirsty.
- Tom susamış.
- He is thirsty for fame.
- Şöhrete susamıştı.
- Mary is thirsty.
- Mary susamış.
- He was thirsty.
- Susamıştı.
- Tom won't be thirsty.
- Tom susamayacak.
- Tom told Mary that I was thirsty.
- Tom, Mary'e susadığımı söyledi.
- Layla was thirsty.
- Leyla susamıştı.
- Tom said Mary is thirsty.
- Tom Mary'nin susamış olduğunu söyledi.
- Drink when you are thirsty.
- Susadığında iç.
- I sure am thirsty.
- Kesinlikle susadım.
- I think Tom is thirsty.
- Bence Tom susamış.
- Tom is probably going to be thirsty.
- Tom muhtemelen susayacaktır.
- The boys are thirsty.
- Oğlanlar susamış.
- The boys are thirsty.
- Çocuklar susamış.
- Tom may not be thirsty.
- Tom susamamış olabilir.
- Tom was thirsty, so he drank a glass of water.
- Tom susamıştı, bu yüzden bir bardak su içti.
- Tom must be thirsty.
- Tom susamış olmalı.
- It looks like your dog is thirsty.
- Köpeğiniz susamış gibi görünüyor.
- I don't think Tom knows whether Mary is thirsty or not.
- Mary'nin susamış olup olmadığını Tom'un bildiğini sanmıyorum.
- You are thirsty.
- Sen susamışsın.
- Tom will probably be thirsty.
- Tom muhtemelen susayacaktır.
- Tom was thirsty, but Mary wasn't.
- Tom susamıştı ama Mary susamamıştı.
- Tom is thirsty, and so am I.
- Tom susadı, ben de öyle.
- Tom told Mary that he was thirsty.
- Tom, Mary'ye susadığını söyledi.
- We were thirsty, tired and hungry.
- Susadık, yorulduk ve acıktık.
- Tom knew that Mary was thirsty.
- Tom, Mary'nin susadığını biliyordu.
- Children who are thirsty should drink water.
- Susayan çocuklar su içmelidir.
- Tom was thirsty.
- Tom susamıştı.
- Tom told me he was thirsty.
- Tom bana susadığını söyledi.
- I wonder if Tom is thirsty.
- Tom'un susayıp susamadığını merak ediyorum.
- Mary will be thirsty.
- Mary susamış olacak.
- Tom said Mary was likely to be thirsty.
- Tom Mary'nin muhtemelen susayacağını söyledi.
- I told Tom that I was thirsty.
- Tom'a susadığımı söyledim.
- Tom knew that I was thirsty.
- Tom susadığımı biliyordu.
- Now I am thirsty.
- Şimdi susadım.
- He was thirsty.
- O susamıştı.
- I thought you might be thirsty.
- Susamış olabileceğini düşündüm.
- Tom said Mary was likely to be thirsty.
- Tom, Mary'nin susamış olabileceğini söyledi.
- Tom told Mary that he was thirsty.
- Tom Mary'e susadığını söyledi.
- Why didn't you tell Tom you were thirsty?
- Neden Tom'a susadığını söylemedin?
- Tom said Mary is thirsty.
- Tom, Mary'nin susadığını söyledi.
- I am thirsty.
- Ben susadım.
- Tom told Mary that she should quit pretending to be thirsty.
- Tom, Mary'ye susamış gibi davranmayı bırakması gerektiğini söyledi.
- Tom told me that he was thirsty.
- Tom bana susadığını söyledi.
- You are thirsty.
- Susamışsın.
- Since I was thirsty, I drank water.
- Susadığım için su içtim.
- Tom doesn't know whether Mary is thirsty or not.
- Tom, Mary'nin susayıp susamadığını bilmiyor.
- Tom won't likely be thirsty.
- Tom muhtemelen susamayacaktır.
- Tell her that I am thirsty.
- Ona susadığımı söyle.
- Drink water only when you are thirsty; drinking 8 glasses a day is only a myth.
- Sadece susadığınızda su için; günde 8 bardak içmek sadece bir efsanedir.
- I sure am thirsty.
- Susadığıma eminim.
- Tom told Mary I was thirsty.
- Tom, Mary'e susadığımı söyledi.
- The horse is thirsty.
- At susamış.
- Tom said that Mary is thirsty.
- Tom, Mary'nin susadığını söyledi.
Show More (90)
|
