1 |
be up to |
bilmek |
v. |
|
- I knew Tom was up to something.
- Tom'un bir şeylerin peşinde olduğunu biliyordum.
- I know exactly what Tom is up to.
- Tom'un neyin peşinde olduğunu tam olarak biliyorum.
- I know what you've been up to.
- Neyin peşinde olduğunu biliyorum.
- I know what Tom is up to.
- Tom'un neyin peşinde olduğunu biliyorum.
- I knew you were up to no good!
- İyi bir şey yapmayacağını biliyordum!
- Tom knew what Mary was up to.
- Tom, Mary'nin neyin peşinde olduğunu biliyordu.
- I'd like to know what Tom is up to.
- Tom'un neyin peşinde olduğunu bilmek istiyorum.
- I knew what you were up to.
- Neyin peşinde olduğunu biliyordum.
- Do you know what Tom is up to?
- Tom'un neyin peşinde olduğunu biliyor musun?
- I never know what you boys are up to.
- Neyin peşinde olduğunuzu asla bilemem çocuklar.
- I know what you've been up to.
- Ne işler çevirdiğini biliyorum.
- Tom knows Mary is up to something.
- Tom, Mary'nin bir şeylerin peşinde olduğunu biliyor.
- I knew you were up to no good!
- Çakallık peşinde olduğunuzu biliyordum!
- Tom knew Mary was up to something.
- Tom, Mary'nin bir şeylerin peşinde olduğunu biliyordu.
- I knew Tom was up to something.
- Tom'un bir şeye bağlı olduğunu biliyordum.
Show More (12)
|
2 |
be up to |
iş çevirmek |
v. |
|
- I wonder what Tom is up to?
- Tom'un ne iş çevirdiğini merak ediyorum.
- We need to find out what Tom is up to.
- Tom'un ne iş çevirdiğini bulmamız gerekiyor.
- Tom must be up to something.
- Tom bir iş çeviriyor olmalı.
- What's Tom been up to lately?
- Tom son zamanlarda ne iş çeviriyor?
- I wonder what Tom is up to now.
- Tom'un artık ne iş çevirdiğini merak ediyorum.
- What've you been up to?
- Ne iş çeviriyorsun?
- Tom didn't notice what Mary was up to.
- Tom Mary'nin ne iş çevirdiğini fark etmedi.
- What have you been up to, Erin?
- Ne iş çeviriyorsun, Erin?
- What have you two been up to lately?
- Siz ikiniz son zamanlarda ne iş çeviriyorsunuz?
- I think I'm going to go see what Tom is up to.
- Sanırım Tom'un ne iş çevirdiğini görmeye gideceğim.
Show More (7)
|
3 |
be up to |
anlamak |
v. |
|
- I knew you were up to no good!
- Bir boklar karıştıracağınızı anlamıştım!
Show More (-2)
|