|
- My computer has got to be useful for something.
- Bilgisayarımın bir işe yaraması gerekiyor.
- English is useful in diplomacy and tourism.
- İngilizce diplomasi ve turizmde işe yarar.
- This book is likely to be useful to you.
- Bu kitap muhtemelen işinize yarayacaktır.
- My computer has got to be useful for something.
- Bilgisayarımın bir işe yaraması lazım.
- Did you find anything that might be useful?
- İşe yarayabilecek bir şey buldun mu?
- Read such books as will be useful in later life.
- İleride işine yarayacak kitapları oku.
- This book could be useful to you.
- Bu kitap işine yarayabilir.
- Would this be useful to you?
- Bu senin işine yarar mı?
- This book could be useful to you.
- Bu kitap işinize yarayabilir.
- You should read the kind of books that contain the kind of information that will be useful to you later in life.
- Hayatınızın ilerleyen dönemlerinde işinize yarayacak türden bilgiler içeren kitaplar okumalısınız.
- My computer has got to be useful for something.
- Bilgisayarımın bir işe yaraması gerek.
- I hope this data will be useful to you.
- Umarım bu veri işine yarar.
- This book is useful.
- Bu kitap işe yarar.
- As with all things, take from this video any wisdom that is useful, and discard the bullshit.
- Her şeyde olduğu gibi, bu videodan da işinize yarayacak her türlü bilgeliği alın ve saçmalıkları atın.
- It might be useful one day.
- Bir gün işe yarayabilir.
- There are science fact and science fiction, both being useful for different occasions.
- Bilim gerçeği de vardır bilim kurgu da, ikisi de farklı durumlarda işe yarar.
- She silently filed away that piece of information, thinking it might be useful later.
- Daha sonra işe yarayabileceğini düşünerek bu bilgiyi sessizce dosyaladı.
- I have something that might be useful to you.
- İşinize yarayabilecek bir şeyim var.
- The toaster was useful during busy mornings.
- Tost makinesi yoğun sabahlarda işe yarıyordu.
- Read such books as will be useful in later life.
- İleride işinize yarayacak kitapları okuyun.
- None of these books are useful.
- Bu kitapların hiçbiri işe yaramaz.
- This guidebook might be useful on your trip.
- Bu rehber kitap seyahatinizde işinize yarayabilir.
- This should be useful.
- Bu işe yarayabilir.
- English is useful in commerce.
- İngilizce ticarette işe yarar.
- None of those books are useful.
- O kitapların hiçbiri işe yaramaz.
- This compass will be useful on your trip.
- Bu pusula yolculuğunuzda işinize yarayacak.
- Do you think that will be useful?
- Bunun işe yarayacağını düşünüyor musun?
- This is a map which will be useful when traveling by car.
- Bu araba ile seyahat ederken işe yarayacak bir harita.
Show More (25)
|