|
- The Greek government is also to blame for failing to take any action whatsoever, despite the large number of accidents.
- Yunan hükûmeti de çok sayıda kazaya rağmen herhangi bir önlem almadığı için suçludur.
- There is no one to blame for the accident.
- Kaza için suçlayacak kimse yok.
- We have no one but ourselves to blame for that.
- Bunun için suçlayacak kendimizden başka kimsemiz yok.
- None of us thought he was to blame for the accident.
- Onun kaza için suçlanacağını hiç birimiz düşünmedik.
- I'll take the blame for that.
- Onun için suçu üzerime alıyorum.
- Tom is the one to blame for what happened to Mary.
- Mary'ye olanlar için suçlanması gereken Tom'dur.
- It is you that is to blame for it.
- Bunun için suçlanacak olan sensin.
- Tom is the one to blame for what happened.
- Olanlar için suçlanması gereken kişi Tom.
- Am I to blame for what happened?
- Olanlar için suçlanacak mıyım?
- Tom is to blame for that.
- Tom bunun için suçlanacak.
- There is no one to blame for the accident.
- Kaza için suçlanacak kimse yok.
Show More (8)
|
