| 1 |
bring to justice |
adalete teslim etmek |
v. |
|
- These issues need to be addressed and those responsible brought to justice.
- Bu konuların ele alınması ve sorumluların adalete teslim edilmesi gerekmektedir.
- In order to maintain peace and prevent wars perpetrators of crimes must always be brought to justice.
- Barışın korunması ve savaşların önlenmesi için suç faillerinin her zaman adalete teslim edilmesi gerekmektedir.
- Those responsible must, eventually, be brought to justice.
- Sorumlular eninde sonunda adalete teslim edilmelidir.
- In order to maintain peace and prevent wars perpetrators of crimes must always be brought to justice.
- Barışın korunması ve savaşların önlenmesi için suç faillerinin her zaman adalete teslim edilmesi gerekir.
- I hope that its perpetrators will swiftly be brought to justice.
- Umarım failleri hızlı bir şekilde adalete teslim edilir.
- Will a regime change in Iraq help bring to justice Al-Qaeda terrorists?
- Irak'ta rejim değişikliği El-Kaide teröristlerinin adalete teslim edilmesine yardımcı olacak mı?
- Moreover, they will be brought to justice irrespective of whether they are Americans or Europeans.
- Dahası, Amerikalı ya da Avrupalı olmalarına bakılmaksızın adalete teslim edileceklerdir.
- Moreover, they will be brought to justice irrespective of whether they are Americans or Europeans.
- Ayrıca, Amerikalı ya da Avrupalı olmalarına bakılmaksızın bu kişiler adalete teslim edilecektir.
- I want her brought to justice.
- Onun adalete teslim edilmesini istiyorum.
- Tom will be brought to justice for his crimes.
- Tom, suçlarından dolayı adalete teslim edilecek.
- I want the person who did this brought to justice.
- Bunu yapan kişinin adalete teslim edilmesini istiyorum.
- Tom has been brought to justice.
- Tom adalete teslim edildi.
- I want him brought to justice.
- Onun adalete teslim edilmesini istiyorum.
- Layla will be brought to justice.
- Layla adalete teslim edilecek.
- Layla will be brought to justice.
- Leyla adalete teslim edilecek.
- I want them brought to justice.
- Onların adalete teslim edilmesini istiyorum.
- Fadil was brought to justice.
- Fadıl adalete teslim edildi.
- I want you brought to justice.
- Adalete teslim edilmeni istiyorum.
- I want the person who did this brought to justice.
- Bunu yapan kişiyi adalete teslim etmek istiyorum.
- Tom will be brought to justice for his crimes.
- Tom işlediği suçlar için adalete teslim edilecek.
- Tom hasn't been brought to justice yet.
- Tom henüz adalete teslim edilmedi.
- I want Tom brought to justice.
- Tom'un adalete teslim edilmesini istiyorum.
- The terrorists must be hunted down and brought to justice.
- Teröristler yakalanmalı ve adalete teslim edilmelidir.
Show More (20)
|
| 2 |
bring to justice |
adalet önüne çıkarmak |
v. |
|
- They are also very much convinced that war criminals from their own ranks should be brought to justice.
- Onlar da kendi saflarından savaş suçlularının adalet önüne çıkarılması gerektiğine çok inanıyorlar.
- People who commit serious war crimes, including rape, must not be able to avoid being brought to justice.
- Tecavüz de dahil olmak üzere ciddi savaş suçları işleyen kişiler adalet önüne çıkarılmaktan kaçamamalıdır.
- Even today the case has still not fully come to light or been brought to justice.
- Bugün bile dava hala tam olarak aydınlığa kavuşmuş ya da adalet önüne çıkarılmış değil.
- I hope that its perpetrators will swiftly be brought to justice.
- Umarım failleri bir an önce adalet önüne çıkarılır.
Show More (1)
|
| 3 |
bring to justice |
adaletin karşısına çıkarmak |
v. |
|
- I want you brought to justice.
- Adalet karşısına çıkarılmanı istiyorum.
- I want her brought to justice.
- Onun adalet karşısına çıkarılmasını istiyorum.
- I want them brought to justice.
- Onların adalet karşısına çıkarılmasını istiyorum.
- I want him brought to justice.
- Onun adalet karşısına çıkarılmasını istiyorum.
Show More (1)
|
