|
- I was going to buy a new table, but my husband fixed the broken leg.
- Yeni bir masa alacaktım ama kocam kırık bacağı tamir etti.
- Tom looked down at his broken leg.
- Tom kırık bacağına baktı.
- I was going to buy a new table, but my husband fixed the broken leg.
- Yeni bir masa alacaktım ama kocam kırık bacağı onardı.
- Her broken leg has not healed yet.
- Onun kırık bacağı henüz iyileşmedi.
- The doctor set his broken leg.
- Doktor, kırık bacağını düzeltti.
- She treated his broken leg.
- Kırık bacağını tedavi etti.
- She treated him for a broken leg.
- Onun kırık bacağını tedavi etti.
- I can't walk because of my broken leg.
- Kırık bacağım yüzünden yürüyemiyorum.
- Tom wasn't able to play basketball last season because of a broken leg.
- Tom geçen sezon kırık bacağı yüzünden basketbol oynayamamış.
- Her broken leg has not healed yet.
- Kırık bacağı henüz iyileşmedi.
- The broken leg isn't Tom's biggest problem.
- Kırık bacak Tom'un en büyük sorunu değil.
- She treated his broken leg.
- O, kırık bacağını tedavi etti.
- The doctor set his broken leg.
- Doktor, onun kırık bacağını yerine yerleştirdi.
Show More (10)
|