|
- We need to think about how to impose mandatory specifications to ensure buildings are stable.
- Binaların sağlam olmasını sağlamak için zorunlu şartnameleri nasıl uygulayacağımızı düşünmemiz gerekiyor.
- I have presented various proposals on energy efficiency, in particular one on buildings which is very ambitious.
- Enerji verimliliği konusunda çeşitli teklifler sundum, özellikle de binalar konusunda çok iddialı bir teklif sundum.
- However, we are trying to reduce those costs, especially on buildings.
- Ancak, özellikle binalarda bu maliyetleri azaltmaya çalışıyoruz.
- Instead, there must be clearly separated buildings and clearly separated transport containers.
- Bunun yerine, net bir şekilde ayrılmış binalar ve net bir şekilde ayrılmış taşıma konteynırları olmalıdır.
- No decision has yet been taken in my group as to what buildings we need.
- Grubumda hangi binalara ihtiyacımız olduğu konusunda henüz bir karar alınmadı.
- We are still paying rent for the Ardenne and Ravenstein buildings.
- Hala Ardenne ve Ravenstein binaları için kira ödüyoruz.
- It makes little sense to put funds in reserve for the purposes of a law, and then end up spending it on buildings.
- Bir yasanın amaçları doğrultusunda fon ayırmak ve daha sonra bunu binalara harcamak pek mantıklı değildir.
- Upgrading existing buildings is an important part of this proposal.
- Mevcut binaların iyileştirilmesi bu teklifin önemli bir parçasıdır.
- For example, the rent we pay for the buildings may increase.
- Örneğin, binalar için ödediğimiz kira artabilir.
- A second important chapter of my report concerns buildings policy.
- Raporumun ikinci önemli bölümü bina politikasıyla ilgilidir.
- Asbestos is used in buildings, appliances and vehicles in numerous locations, and it must be disposed of expertly.
- Asbest binalarda, cihazlarda ve araçlarda çok sayıda yerde kullanılır ve ustalıkla bertaraf edilmesi gerekir.
- Hundreds of businesses were seriously affected by the floods, their plant and buildings badly damaged or wrecked.
- Yüzlerce işletme sellerden ciddi şekilde etkilenmiş, tesisleri ve binaları ağır hasar görmüş ya da yıkılmıştır.
- Why has there been no fire drill in the Brussels Parliament buildings or the Strasbourg Parliament buildings?
- Brüksel Parlamento binalarında ya da Strazburg Parlamento binalarında neden yangın tatbikatı yapılmadı?
- However, there are still millions of tonnes of asbestos in Europe's buildings throughout the European Union.
- Bununla birlikte, Avrupa Birliği genelinde Avrupa'daki binalarda hala milyonlarca ton asbest bulunmaktadır.
- No decision has yet been taken in my group as to what buildings we need.
- Grubumda hangi binalara ihtiyacımız olduğuna dair henüz bir karar alınmadı.
- Paragraph 22 of the resolution quotes a sum of EUR 15.5 million for the buildings reserve.
- Kararın 22. paragrafında bina rezervi için 15.5 milyon Avro'luk bir meblağ öngörülmektedir.
- Hundreds of businesses were seriously affected by the floods, their plant and buildings badly damaged or wrecked.
- Yüzlerce işletme selden ciddi şekilde etkilendi, tesisleri ve binaları ağır hasar gördü ya da yıkıldı.
- Might we perhaps be able to hope that the first experimental models will be the buildings of the European Union itself?
- Belki de ilk deneysel modellerin Avrupa Birliği'nin kendi binaları olacağını umabiliriz?
- It could share and make full use of our buildings by holding its meetings in our buildings.
- Toplantılarını binalarımızda gerçekleştirerek binalarımızı paylaşabilir ve tam olarak kullanabilir.
- Today and last week, there were dock workers demonstrating outside the Parliament buildings.
- Bugün ve geçen hafta Parlamento binalarının dışında gösteri yapan liman işçileri vardı.
- Stupid' energy would use electricity and gas to heat the air outside buildings rather than insulating the buildings.
- Aptal' enerji, binaları yalıtmak yerine binaların dışındaki havayı ısıtmak için elektrik ve gaz kullanır.
- Instead, there must be clearly separated buildings and clearly separated transport containers.
- Bunun yerine, net bir şekilde ayrılmış binalar ve net bir şekilde ayrılmış nakliye konteynırları olmalıdır.
- I have presented various proposals on energy efficiency, in particular one on buildings which is very ambitious.
- Enerji verimliliği konusunda çeşitli öneriler sundum, özellikle de binalar konusunda çok iddialı bir öneri sundum.
- Rather, there must be clearly separated buildings and clearly separated transport containers.
- Bunun yerine binalar ve taşıma konteynerleri net bir şekilde birbirinden ayrılmalıdır.
- On buildings we do not need piecemeal solutions, we need to take a multi-annual strategic approach.
- Binalar konusunda parça parça çözümlere ihtiyacımız yok, çok yıllı stratejik bir yaklaşım benimsemeliyiz.
- Stupid' energy would use electricity and gas to heat the air outside buildings rather than insulating the buildings.
- "Aptal' enerji, binaları yalıtmak yerine binaların dışındaki havayı ısıtmak için elektrik ve gaz kullanır.
- The under-utilisation of Parliament's buildings, for instance.
- Örneğin Parlamento binalarının yeterince kullanılmaması.
- Here are some reasons to love green buildings.
- İşte çevreci binaları sevmek için bazı nedenler.
- Here are some reasons to love green buildings.
- İşte çevreci binaları sevmeniz için bazı nedenler.
- Here are some reasons to love green buildings.
- İşte çevreci binaları sevmek için birtakım nedenler.
- There is a nice green space between the two buildings.
- İki bina arasında güzel bir yeşil alan var.
- The buildings are old and about to collapse.
- Binalar eski ve yıkılmak üzere.
- There are a lot of tall buildings in New York.
- New York'ta çok sayıda yüksek bina var.
- There are many famous old buildings in this part of town.
- Şehrin bu kısmında çok sayıda ünlü bina var.
- Many buildings in New York don't have a thirteenth floor.
- New York'taki birçok binanın on üçüncü katı yoktur.
- The two buildings adjoin.
- İki bina bitişik.
- Many buildings burned to the ground.
- Birçok bina yanıp kül oldu.
- The town has many high buildings.
- Kasabada çok sayıda yüksek bina vardır.
- The parking lot was located two buildings ahead.
- Otopark iki bina ileride bulunuyordu.
- All the buildings on this block will be demolished.
- Bu bloktaki tüm binalar yıkılacak.
- The earthquake suddenly shook the buildings.
- Deprem aniden binaları salladı.
- More modern buildings are safer than older ones.
- Daha modern binalar daha eskilerden daha güvenlidir.
- Buildings have several floors.
- Binalar birkaç katlıdır.
- There are many tall buildings.
- Birçok yüksek bina var.
- Most of the buildings were destroyed in World War II.
- Binaların çoğu İkinci Dünya Savaşı'nda yıkıldı.
- Many buildings in New York don't have a thirteenth floor.
- New York'ta birçok binanın on üçüncü katı yoktur.
- The distances between buildings here are huge.
- Buradaki binalar arasındaki mesafeler çok büyük.
- Part of the charm of a big city lies in the variety of styles that can be seen in the architecture of its buildings.
- Büyük bir şehrin cazibesinin bir kısmı onun binalarının mimarisinde görülebilen stillerin çeşitliliğine bağlıdır.
- They want to build one of the most beautiful buildings in the world.
- Dünyanın en güzel binalarından birini inşa etmek istiyorlar.
- There are a lot of tall buildings in New York.
- New York'ta çok sayıda yüksek binalar vardır.
- Great buildings, like great mountains, are the work of centuries.
- Büyük binalar, büyük dağlar gibi, yüzyılların eseridir.
- Both buildings burned down.
- İki bina da yandı.
- Buildings have several floors.
- Binaların birkaç katı var.
- A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dün Japonya'da bir sürü bina deprem dolayısıyla yıkıldı.
- There are many modern buildings around here.
- Burada çok sayıda modern bina var.
- There are many modern buildings around here.
- Buralarda birçok modern bina var.
- The town has many tall buildings.
- Kasabada birçok yüksek bina var.
- In New Jersey are many unobtrusive buildings.
- New Jersey'de göze batmayan birçok bina var.
- The buildings were damaged by the storm last night.
- Binalar dün geceki fırtınadan zarar gördü.
- The buildings look pretty ragged now, but they still have charm.
- Binalar şimdi oldukça yıpranmış görünüyor ama hâlâ cazibeleri var.
- New York City is known for its tall buildings.
- New York şehri yüksek binalarıyla ünlüdür.
- Rome has a lot of ancient buildings.
- Roma'da çok sayıda antik bina var.
- The skyscraper rose above the other buildings around.
- Gökdelen etraftaki diğer binaların üzerinde yükseliyordu.
- When we looked down, we saw many buildings.
- Aşağı baktığımızda, birçok bina gördük.
- Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
- 20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
- Buildings are much stronger now than they used to be.
- Binalar artık eskisinden çok daha sağlam.
- That town has many tall buildings.
- O kasabada birçok yüksek bina var.
- He likes abandoned buildings.
- O, terk edilmiş binaları seviyor.
- He likes abandoned buildings.
- Terk edilmiş binaları sever.
- A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dünkü deprem nedeniyle Japonya'da birçok bina çöktü.
- Earthquakes destroy buildings.
- Depremler binaları yıkar.
- The buildings are filled with bags of wheat.
- Binalar buğday çuvallarıyla dolu.
- They wanted to build one of the most beautiful buildings in the world.
- Dünyanın en güzel binalarından birini inşa etmek istiyorlardı.
- There are a lot of beautiful buildings in this town.
- Bu kasabada birçok güzel bina vardır.
- The buildings were draped with snow.
- Binalar karla kaplanmıştı.
- Buildings are much stronger now than they used to be.
- Binalar şimdi eskisinden çok daha güçlü.
- There are many tall buildings downtown.
- Şehir merkezinde birçok yüksek bina var.
- How many buildings are there in this area?
- Bu alanda kaç tane bina var?
- The two buildings adjoin.
- İki bina yan yana.
- That's one of the ugliest buildings I have ever seen.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm en çirkin binalardan biri.
- A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dünkü deprem nedeniyle Japonya'da çok sayıda bina çöktü.
- Sami is great at designing buildings.
- Sami bina tasarlama konusunda harikadır.
- Several buildings were on fire.
- Birkaç bina yanıyordu.
- Tom photographed these buildings for the exhibit.
- Tom sergi için bu binaların fotoğraflarını çekti.
- More modern buildings are safer than older ones.
- Daha modern binalar daha eski olanlardan daha güvenlidir.
- There are a lot of beautiful buildings in this town.
- Bu kasabada bir sürü güzel bina var.
- The buildings were damaged by the storm last night.
- Binalar dün gece fırtınadan zarar gördü.
- That is one of the ugliest buildings I have ever seen.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm en çirkin binalardan biri.
- There are a lot of tall buildings in Boston.
- Boston'da çok sayıda yüksek bina var.
- Both buildings burned down.
- Her iki bina da yandı.
- There are many tall buildings in that town.
- O kentte pek çok yüksek bina vardır.
- That town has many tall buildings.
- O şehirde bir sürü yüksek bina var.
- There are many tall buildings in that town.
- O kasabada birçok yüksek bina var.
- At the city center, there are many tall buildings.
- Şehir merkezinde birçok yüksek bina var.
- Most of the buildings were destroyed in World War II.
- Binaların çoğu 2. Dünya Savaşı'nda yıkıldı.
- Many of the buildings were destroyed in World War II.
- Binaların çoğu İkinci Dünya Savaşı'nda yıkıldı.
- Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
- 20. yüzyılın ortalarından bu yana Pekin'deki hutongların sayısı, yeni yollar ve binalara yer açmak için yıkıldıklarından dramatik bir şekilde azalmıştır.
- New York City is known for its tall buildings.
- New York yüksek binalarıyla bilinir.
- The buildings are old and about to collapse.
- Binalar eski ve çökmek üzereler.
- The town has many high buildings.
- Kasabada birçok yüksek bina bulunuyor.
- Many buildings sustained substantial damage.
- Birçok bina büyük hasar gördü.
- The buildings were still intact after the flood.
- Selden sonra binalar hâlâ sağlamdı.
- The buildings are small in comparison with the skyscrapers in New York.
- Binalar New York'taki gökdelenlere kıyasla küçük.
- The parking lot was located two buildings ahead.
- Park yeri iki bina ilerideydi.
- That is one of the ugliest buildings I have ever seen.
- O, şimdiye kadar gördüğüm en çirkin binalarından biridir.
- Part of the charm of a big city lies in the variety of styles that can be seen in the architecture of its buildings.
- Büyük bir şehrin cazibesinin bir kısmı, binalarının mimarisinde görülebilen çeşitli tarzlarda yatmaktadır.
- The city's multi-story buildings built in the 1940's are in danger of collapse.
- Şehrin 1940'larda inşa edilen çok katlı binaları yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya.
- That's one of the ugliest buildings I have ever seen.
- O, şimdiye kadar gördüğüm en çirkin binalarından biri.
- How many buildings are there in this area?
- Bu bölgede kaç tane bina var?
- The buildings shook in the earthquake.
- Depremde binalar sallandı.
- Buildings cannot deny the law of gravity.
- Binalar yerçekimi kanununu inkar edemez.
- You can't build buildings on swampy land.
- Bataklık arazi üzerinde binalar yapamazsın.
- A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dün depremden dolayı, Japonya'da çok sayıda bina çöktü.
Show More (110)
|
|
- Architecture, engineering, the structure of buildings, are all in the realm of science.
- Mimarlık, mühendislik, binaların yapısı, hepsi bilim alanındadır.
- That is one of the ugliest buildings I have ever seen.
- O, şimdiye kadar gördüğüm en çirkin yapılardan biri.
- This city has many historical buildings.
- Bu şehirde birçok tarihi yapı var.
- The city's multi-story buildings built in the 1940's are in danger of collapse.
- Şehrin 1940'larda yapılmış çok katlı yapıları çökme tehlikesindeler.
- The distances between buildings here are huge.
- Burada yapılar arasındaki mesafeler çok fazla.
- There are many famous old buildings in this part of town.
- Şehrin bu bölümünde pek çok ünlü yapı var.
- In Kyoto, you can see both old and modern buildings.
- Kyoto'da hem eski hem de modern yapıları görebilirsiniz.
- They wanted to build one of the most beautiful buildings in the world.
- Onlar dünyadaki en güzel yapılarından birini inşa etmek istediler.
Show More (5)
|