bulk - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
bulk büyük kısım n.
  • It was certainly not the end, for the bulk of the work will need to be done in our own communities.
  • Bu kesinlikle bir son değildi çünkü işin büyük kısmının kendi toplumlarımızda yapılması gerekecek.
  • Instead, the resolution levels the bulk of its criticism at Iraq and bemoans the tension with the US.
  • Bunun yerine karar, eleştirilerinin büyük kısmını Irak'a yöneltmekte ve ABD ile yaşanan gerginlikten yakınmaktadır.
  • In short, I think we have done the bulk of the work.
  • Kısacası, işin büyük kısmını yaptığımızı düşünüyorum.
Show More (1)
bulk toplu n., adj.
  • We buy in bulk and pass the savings on to you!
  • Toplu alım yaparız ve tasarrufu sana aktarırız!
  • Discounts are available if you buy in bulk.
  • Toplu alım yaparsanız indirimler mevcut.
  • You could save money by buying in bulk.
  • Toplu alım yaparak tasarruf edebilirsin.
Show More (1)
bulk cüsse n.
  • The bulk of the mountain is visible from around the city.
  • Dağın cüssesi şehrin etrafından görülebiliyor.
  • Despite their bulk and weight, hippos can swim rapidly.
  • Cüsselerine ve ağırlıklarına rağmen su aygırları hızlı yüzebilir.
Show More (-1)
bulk toplu adj.
  • All bulk orders are shipped on Fridays.
  • Toplu siparişlerin tamamı Cuma günleri gönderilmektedir.
Show More (-2)
bulk büyüklük n.
  • Due to its weight and bulk, this truck is relatively slow.
  • Ağırlığı ve büyüklüğü nedeniyle bu kamyon nispeten yavaştır.
Show More (-2)
bulk çoğunluk n.
  • The overwhelming bulk is traded locally or nationally.
  • Ezici çoğunluk yerel ya da ulusal olarak ticarete konu olmaktadır.
Show More (-2)