The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.

	Anglais	Turc
1	careful	dikkatli	adj.
	You should be careful when speaking with your elders. Büyüklerinizle konuşurken dikkatli olmalısınız. Nevertheless, I will make a plea for careful examination, bearing in mind such difficulties as human resources. Yine de, insan kaynakları gibi zorlukları göz önünde bulundurarak dikkatli bir inceleme yapılmasını talep edeceğim. This compromise solution was arrived at after careful negotiations over many months. Bu uzlaşmacı çözüme aylar süren dikkatli müzakereler sonucunda ulaşılmıştır. This is an example of hasty, rather than careful, decision-making, with a negative result. Bu, dikkatli karar vermek yerine aceleci davranmanın bir örneğidir ve olumsuz bir sonuç doğurmuştur. Now we have to give more careful consideration to precisely why. Şimdi tam olarak nedenini daha dikkatli bir şekilde değerlendirmeliyiz. We have done this after very careful consideration. Bunu çok dikkatli bir değerlendirmeden sonra yaptık. Only then, strictly speaking, can a careful, informed assessment of its content be carried out. Ancak o zaman, tam anlamıyla, içeriğine ilişkin dikkatli ve bilinçli bir değerlendirme yapılabilir. Only then, strictly speaking, can a careful, informed assessment of its content be carried out. Ancak o zaman, kesin konuşmak gerekirse, içeriğinin dikkatli ve bilinçli bir değerlendirmesi yapılabilir. This must be followed up in a careful manner. Bunun dikkatli bir şekilde takip edilmesi gerekmektedir. Careful external control will have to be exercised on all these points. Tüm bu noktalarda dikkatli bir dış kontrol uygulanması gerekecektir. Clear legislation and careful control of this are yet other tools. Açık mevzuat ve bunun dikkatli bir şekilde kontrol edilmesi de diğer araçlardır. Careful external control will have to be exercised on all these points. Tüm bu noktalarda dikkatli bir dış denetimin uygulanması gerekecektir. You have to have a much better, much more careful look at this. Bu konuya çok daha iyi, çok daha dikkatli bir şekilde bakmalısınız. That is why I am once again calling for some careful consideration. Bu nedenle bir kez daha dikkatli düşünülmesi çağrısında bulunuyorum. That is why we must take an extremely careful approach to changing the set-up of the COM in tobacco. İşte bu nedenle tütünde COM'un yapısını değiştirmek için son derece dikkatli bir yaklaşım benimsemeliyiz. There is no question of panic; it is a question of very careful preparation. Panik söz konusu değildir; bu çok dikkatli bir hazırlık meselesidir. This compromise solution was arrived at after careful negotiations over many months. Bu uzlaşmacı çözüme aylar süren dikkatli müzakereler sonucunda varılmıştır. What we can do, however, is to reduce the probability of risk by taking careful action. Ancak yapabileceğimiz şey, dikkatli bir şekilde harekete geçerek risk olasılığını azaltmaktır. It therefore requires very careful consideration by our Fisheries Committee. Bu nedenle Balıkçılık Komitemiz tarafından çok dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. There is still time to prevent the impending catastrophe with a careful strategy and targeted expenditure. Dikkatli bir strateji ve hedefe yönelik harcamalarla yaklaşan felaketi önlemek için hala zaman var. The political debate must be preceded by careful investigations of issues such as operational compatibility. Siyasi tartışmalardan önce operasyonel uyumluluk gibi konuların dikkatli bir şekilde incelenmesi gerekmektedir. The sector is under pressure and we are expected to take a careful approach. Sektör baskı altında ve bizden dikkatli bir yaklaşım sergilememiz bekleniyor. There are possible health risks if sufficiently careful tests are not carried out. Yeterince dikkatli testler yapılmadığı takdirde olası sağlık riskleri söz konusudur. A careful and generous stance is a welcome bonus in this respect. Dikkatli ve cömert bir duruş bu açıdan hoş bir bonus. However, the use of uniform penalty procedures will require careful examination. Ancak, tek tip ceza usullerinin kullanılması dikkatli bir inceleme gerektirecektir. I do not believe that this is a right or careful way to handle the work of committees in the plenary. Bunun, genel kuruldaki komitelerin çalışmalarını ele almak için doğru ya da dikkatli bir yol olduğuna inanmıyorum. And that, should we deviate from this, we will have a careful exchange of views beforehand. Ve eğer bundan saparsak, öncesinde dikkatli bir görüş alışverişinde bulunacağız. This requires anticipation, timely preparation and careful management of these processes. Bu da öngörü, zamanında hazırlık ve bu süreçlerin dikkatli bir şekilde yönetilmesini gerektirmektedir. I therefore endorse restrictive and careful application, but I urge you to apply the necessary dose of reality. Bu nedenle kısıtlayıcı ve dikkatli uygulamayı destekliyorum, ancak sizi gerekli gerçeklik dozunu uygulamaya çağırıyorum. The Council is taking a very careful approach to the qualitative criteria. Konsey, niteliksel kriterler konusunda çok dikkatli bir yaklaşım sergilemektedir. More careful monitoring and greater discipline are necessary, from the open sea to the port facility. Açık denizden liman tesislerine kadar daha dikkatli bir izleme ve daha fazla disiplin gereklidir. Swimming pools demand constant maintenance and careful monitoring. Yüzme havuzları sürekli bakım ve dikkatli izleme gerektirir. A careful reader would have noticed the mistake. Dikkatli bir okuyucu hatayı fark ederdi. A very careful selection has to be done here. Burada çok dikkatli bir seçim yapılması gerekiyor. We are concerned, careful and prepared, but we are not afraid. Endişeliyiz, dikkatliyiz, hazırlıklıyız ama korkmuyoruz. Acute and chronic kidney and liver diseases also require careful handling of this drug. Akut ve kronik böbrek ve karaciğer hastalıkları da bu ilacın dikkatli kullanılmasını gerektirir. After careful research, the doctor will prescribe the necessary therapy. Dikkatli bir araştırmadan sonra doktor gerekli tedaviyi reçete edecektir. Avoid acting impulsively, and instead use careful, rational thinking. Dürtüsel davranmaktan kaçının ve bunun yerine dikkatli, rasyonel düşünmeyi kullanın. Selecting the perfect piece of jewelry requires careful consideration of style, personal taste and budget. Mükemmel mücevher parçasını seçmek, stilin, kişisel zevkin ve bütçenin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesini gerektirir. So you have to be careful and determined. Bu yüzden dikkatli ve kararlı olmalısınız. Starting this type of retail business requires careful planning, but it can be a lucrative venture. Bu tür bir perakende işine başlamak dikkatli bir planlama gerektirir, ancak kazançlı bir girişim olabilir. Preparation of the room for the holiday should begin with careful planning. Tatil için odanın hazırlanması dikkatli bir planlama ile başlamalıdır. Private swimming pools demand constant maintenance and careful monitoring. Özel yüzme havuzları sürekli bakım ve dikkatli izleme gerektirir. PVC panels do not require careful maintenance. PVC paneller dikkatli bakım gerektirmez. Sam, a 33-year-old living in Los Angeles, is a careful man. Los Angeles'ta yaşayan 33 yaşındaki Sam, dikkatli bir adamdır. Careful clinical assessment can differentiate these disorders. Dikkatli klinik değerlendirme bu bozuklukları ayırt edebilir. Careful thinking and hard work will solve nearly all your problems. Dikkatli düşünme ve sıkı çalışma neredeyse tüm sorunlarınızı çözecektir. Checkups may include careful physical and neurologic exams. Kontroller dikkatli fiziksel ve nörolojik muayeneleri içerebilir. Crystal and decorative items require careful maintenance. Kristal ve dekoratif ürünler dikkatli bakım gerektirir. Extend the life of your tires with careful driving. Dikkatli sürüş ile lastiklerinizin ömrünü uzatın. He behaves well against strangers and is extremely careful against his master. Yabancılara karşı iyi davranır ve efendisine karşı son derece dikkatlidir. Help them manage their condition by making careful health choices. Dikkatli sağlık seçimleri yaparak durumlarını yönetmelerine yardımcı olun. How can we be careful with that? Bu konuda nasıl dikkatli olabiliriz? However, going on a low-protein diet requires careful planning to prevent health issues and nutritional deficiencies. Ancak düşük proteinli bir diyete devam etmek, sağlık sorunlarını ve beslenme eksikliklerini önlemek için dikkatli bir planlama gerektirir. Although he is young, he is very careful. Genç olmasına rağmen çok dikkatlidir. It requires planning, good soil with proper amendments, and careful mowing and pruning. Planlama, uygun değişikliklerle iyi toprak ve dikkatli biçme ve budama gerektirir. Once again, the trick to catching them involves careful observation and patience. Bir kez daha, onları yakalamanın püf noktası dikkatli gözlem ve sabır gerektirir. Accidents can happen to even the most careful of drivers. Kazalar en dikkatli sürücülerin bile başına gelebilir. You need to do careful planning regarding your goals. Hedeflerinizle ilgili dikkatli bir planlama yapmanız gerekir. By selecting a careful practitioner, the healing of various sorts of ailments can begin. Dikkatli bir uygulayıcı seçerek, çeşitli rahatsızlıkların iyileşmesi başlayabilir. I was not as careful as I should have been. Olmam gerektiği kadar dikkatli değildim. This should be done with a decisive, confident, but careful movement. Bu kararlı, kendinden emin ama dikkatli bir hareketle yapılmalıdır. A fantastic way to practice careful, active listening is to start using FluentU. Dikkatli ve aktif dinleme pratiği yapmanın harika bir yolu FluentU kullanmaya başlamaktır. Accidents can happen even to the most careful of drivers. Kazalar en dikkatli sürücülerin bile başına gelebilir. The careful investment makes your future secure. Dikkatli bir yatırım geleceğinizi güvence altına alır. The key to achieving this goal is the careful management of the machine's intrinsic error. Bu hedefe ulaşmanın anahtarı, makinenin içsel hatasının dikkatli bir şekilde yönetilmesidir. The second option requires more careful treatment. İkinci seçenek daha dikkatli tedavi gerektirir. On the face of it, Islams ability to avoid this fate is astonishing, and demands careful analysis. Görünüşte İslam'ın bu kaderden kaçınma yeteneği hayret vericidir ve dikkatli bir tahlil gerektirmektedir. On the face of it, Islams ability to avoid this fate is astonishing, and demands careful analysis. Görünüşe bakılırsa, İslam'ın bu kaderden kaçınma yeteneği şaşırtıcıdır ve dikkatli bir tahlil yapılmasını gerektirir. We have to be extremely careful. Son derece dikkatli olmak zorundayız. We have to be extremely careful. Son derece dikkatli olmalıyız. We have to be very careful. Çok dikkatli olmak zorundayız. We have to be very careful. Çok dikkatli olmalıyız. We must still be very careful. Yine de çok dikkatli olmalıyız. We must still be very careful. Hâlâ çok dikkatli olmalıyız. We need to be extremely careful. Son derece dikkatli olmamız gerek. We need to be extremely careful. Son derece dikkatli olmalıyız. Science is based on careful observation. Bilim dikkatli bir gözleme dayanır. Tom was careful. Tom dikkatliydi. Tom was really careful not to spill the coffee. Tom kahveyi dökmemek için gerçekten dikkatliydi. We need to be very careful not to break anything. Hiçbir şeyi kırmamak için çok dikkatli olmalıyız. Tom was really careful not to spill the coffee. Tom kahveyi dökmemek için çok dikkatliydi. I'll be really careful. Gerçekten dikkatli olacağım. I'll be very careful. Çok dikkatli olacağım. I'll have to be extra careful around her from now on. Bundan sonra onun yanında daha dikkatli olmalıyım. I'm a careful man. Ben dikkatli bir adamım. I'm a very careful person. Ben çok dikkatli bir insanım. I'm a very careful person. Ben çok dikkatli bir kişiyim. I wasn't careful enough. Yeterince dikkatli değildim. I'll be really careful. Ben gerçekten dikkatli olacağım. We need to be very careful not to break anything. Bir şey kırmamak için çok dikkatli olmalıyız. People who are not careful make many mistakes. Dikkatli olmayan insanlar çok hata yapar. Please be very careful. Lütfen çok dikkatli ol. Careful driving prevents accidents. Dikkatli sürmek kazaları önler. I wasn't careful. Dikkatli değildim. Tom is a careful worker. Tom dikkatli bir işçidir. I'd be very careful if I were you. Senin yerinde olsaydım çok dikkatli olurdum. Science is based on careful observation. Bilim, dikkatli gözleme dayanmaktadır. Tom will hurt himself if he isn't careful. Tom dikkatli olmazsa kendine zarar verecek. I'm going to try to be much more careful from now on. Şu andan itibaren çok daha dikkatli olmaya çalışacağım. She makes careful choices when she buys clothes. Kıyafet alırken dikkatli seçimler yapar. She needs to be very careful when she crosses the street. Karşıdan karşıya geçerken çok dikkatli olması gerekiyor. You have to be extra careful around him. Onun etrafında ekstra dikkatli olmak zorundasın. Tom is a careful worker. Tom dikkatli bir işçi. You have to be extra careful around him. Onun yanında daha dikkatli olmalısın. You have to be extra careful around Tom. Tom'un etrafında ekstra dikkatli olmak zorundasın. I'm telling you you're going to get into trouble if you're not careful. Sana söylüyorum, dikkatli olmazsan başın belaya girecek. She'll get the better of you if you aren't careful. Dikkatli olmazsan seni haklayacak. Tom is a very careful driver. Tom çok dikkatli bir sürücüdür. We should be very careful. Çok dikkatli olmalıyız. We still have to be very careful. Hala çok dikkatli olmalıyız. You have to be extra careful around Tom. Tom'un yanında çok dikkatli olmalısın. Careful preparations ensure success. Dikkatli hazırlıklar başarıyı garantiler. I'm going to try to be much more careful from now on. Bundan sonra çok daha dikkatli olmaya çalışacağım. We need to be very careful not to let anybody hear what we're saying. Söylediklerimizi kimseye duyurmamak için çok dikkatli olmalıyız. Careful, please. Dikkatli olun lütfen. Careful, the man has a gun. Dikkatli ol, adamın silahı var. You have to make a careful choice of books. Kitap seçimini dikkatli yapmalısın. You might want to be a little more careful next time. Gelecek sefer biraz daha dikkatli olmak isteyebilirsin. You might want to be a little more careful next time. Bir dahaki sefere biraz daha dikkatli olmak istersiniz belki. Could you be more careful? Daha dikkatli olabilir misin? Don't you think you should be a little more careful? Biraz daha dikkatli olman gerektiğini düşünmüyor musun? She'll get the better of you if you aren't careful. Dikkatli olmazsan seni alt eder. Smart shopping requires careful planning. Akıllı alışveriş dikkatli bir planlama gerektirir. That accident is a very good example of what happens when you're not careful. Bu kaza, dikkatli olunmadığında neler olabileceğinin çok iyi bir örneği. I wasn't as careful as Tom was. Tom kadar dikkatli değildim. That could happen here if we're not careful. Dikkatli olmazsak burada da yaşanabilir. Tom is just careful. Tom sadece dikkatli. Tom was very careful. Tom çok dikkatliydi. Tom is going to get himself killed if he's not careful. Tom dikkatli olmazsa kendini öldürtecek. It is true that he did his best, but he was not careful enough. Elinden geleni yaptığı doğru ama yeterince dikkatli değildi. Tom was so careful. Tom çok dikkatliydi. Tom is now a little more careful than he used to be. Tom şimdi eskisinden biraz daha dikkatli. Tom is very careful. Tom çok dikkatli. Mary is always very careful, isn't she? Mary her zaman çok dikkatlidir, değil mi? She is very careful, so she seldom makes mistakes. Çok dikkatlidir, bu yüzden nadiren hata yapar. Tom is always careful, isn't he? Tom her zaman dikkatlidir, değil mi? Although he is young, he is very careful. Genç olmasına rağmen, çok dikkatlidir. Tom and I were careful. Tom ve ben dikkatliydik. We still have to be very careful. Hâlâ çok dikkatli olmak zorundayız. Bairbre is careful. Bairbre dikkatlidir. I hope Tom is careful. Umarım Tom dikkatlidir. We'll all be killed if we aren't careful. Dikkatli olmazsak hepimiz öleceğiz. He is a careful worker. O dikkatli bir işçidir. You must be very careful with this. Bu konuda çok dikkatli olmalısınız. You need to be extra careful around Tom. Tom'un yanında çok dikkatli olmalısın. That requires careful consideration. Dikkatli bir değerlendirme gerektiriyor. You need to be extra careful around Tom. Tom'un etrafında ekstra dikkatli olman gerekiyor. You need to be really careful. Gerçekten dikkatli olmalısın. Tom is being very careful not to spill any gasoline. Tom benzin dökmemek için çok dikkatli davranıyor. Tom is being very careful. Tom çok dikkatli davranıyor. In other words, be very careful. Başka bir deyişle çok dikkatli ol. The girl was not more careful than her friend. Kız, arkadaşından daha dikkatli değildi. The more careful you are, the fewer mistakes you make. Ne kadar çok dikkatli olursan o kadar az hata yaparsın. Tom was really careful. Tom gerçekten dikkatliydi. In other words, be very careful. Başka bir deyişle, çok dikkatli ol. We've been very careful. Çok dikkatliydik. I was very careful, but I caught a cold. Çok dikkatliydim fakat soğuk aldım. Tom is going to get hurt if he's not careful. Dikkatli olmazsa Tom'un canı yanacak. Tom is going to get killed if he's not careful. Tom dikkatli olmazsa öldürülecek. Tom is going to hurt himself if he's not a little more careful. Tom biraz daha dikkatli olmazsa kendini incitecek. Tom is going to hurt himself if he's not a little more careful. Tom biraz daha dikkatli olmazsa kendini yaralayacak. Tom is likely to be careful. Tom'un dikkatli olması muhtemel. We're going to have to be very careful. Çok dikkatli olmamız gerekecek. Were you careful? Dikkatli miydin? We've been very careful. Çok dikkatli davrandık. You are far from a careful driver. Hiç dikkatli bir sürücü değilsin. You are far from a careful driver. Dikkatli bir sürücü olmaktan çok uzaksınız. You cannot be too careful driving a car. Araba kullanırken ne kadar dikkatli olsanız azdır. Tom is very likely to be injured if he isn't more careful. Tom daha dikkatli olmazsa yaralanması çok muhtemel. You cannot be too careful in choosing friends. Arkadaş seçiminde ne kadar dikkatli davransan azdır. If he had been a little more careful, he would have succeeded. Biraz daha dikkatli olsaydı, başarabilirdi. You need to be very careful. Çok dikkatli olmalısın. You will hurt yourself if you're not careful. Dikkatli olmazsan kendine zarar verirsin. It is true that Mochida did his best, but he wasn't careful enough. Mochida'nın elinden geleni yaptığı doğru ama yeterince dikkatli değildi. He is being very careful. O, çok dikkatli davranıyor. If Tom had been a little more careful, he wouldn't have been injured. Tom biraz daha dikkatli olsaydı, yaralanmazdı. Tom isn't as careful as he used to be. Tom eskiden olduğu kadar dikkatli değil. The baby took another careful step. Bebek dikkatli bir adım daha attı. Tom isn't as careful as he used to be. Tom eskisi kadar dikkatli değil. She is careful about the way she receives guests. Misafirleri kabul etme şekli konusunda dikkatlidir. Tom is very likely to be injured if he isn't more careful. Daha dikkatli olmazsa Tom'un yaralanma ihtimali çok yüksek. If Tom had been a little more careful, he would've succeeded. Eğer Tom biraz daha dikkatli olsaydı, başarırdı. If Tom had been a little more careful, he would've succeeded. Tom biraz daha dikkatli olsaydı, başarabilirdi. If Tom isn't careful, he's going to break that. Eğer Tom dikkatli olmazsa, bunu kıracak. If Tom isn't careful, he's going to get himself killed. Tom dikkatli olmazsa kendini öldürtecek. If Tom isn't careful, he's going to get himself killed. Eğer Tom dikkatli olmazsa, kendini öldürtecek. That requires careful consideration. Bu, dikkatli bir değerlendirme gerektirir. He is a very careful driver. O çok dikkatli bir sürücüdür. You cannot be too careful in riding a bicycle. Bisiklet sürerken ne kadar dikkatli olsan azdır. He is a very careful driver. Çok dikkatli bir sürücüdür. If Tom's not careful, he's going to get injured. Tom dikkatli olmazsa yaralanacak. Tom isn't very careful. Tom çok dikkatli değil. Tom keeps very careful records. Tom çok dikkatli kayıtlar tutar. I was very careful, but I caught a cold. Çok dikkatliydim ama üşüttüm. Tom made a careful selection. Tom dikkatli bir seçim yaptı. I am going to be much more careful. Çok daha dikkatli olacağım. His theory is based on careful research. Teorisi dikkatli bir araştırmaya dayanmaktadır. A careful observation will show you the difference. Dikkatli bir gözlem sana farkı gösterecektir. A careful reader would have noticed the mistake. Dikkatli bir okuyucu hatayı fark ederdi. I've been careful my whole life. Hayatım boyunca dikkatliydim. Tom keeps very careful records. Tom çok dikkatli kayıt tutar. The rider is not careful. Sürücü dikkatli değil. The rider is not careful. Binici dikkatli değil. If we're not careful, the same thing will happen to us. Eğer dikkatli olmazsak, aynı şey bizim de başımıza gelecek. The more careful you are, the fewer mistakes you make. Ne kadar dikkatli olursanız, o kadar az hata yaparsınız. The most careful man sometimes makes mistakes. En dikkatli adam bile bazen hata yapar. Lewis and Clark kept very careful records. Lewis ve Clark çok dikkatli kayıtlar tuttular. Tom wasn't very careful. Tom çok dikkatli değildi. You can't be too careful. Ne kadar dikkatli olsanız azdır. She was careful not to leave the door unlocked. Kapıyı açık bırakmayacak kadar dikkatliydi. I'm really careful. Ben gerçekten dikkatliyim. I have to be very careful. Çok dikkatli olmak zorundayım. They have to be very careful. Çok dikkatli olmak zorundalar. You're too careful for your own good. Kendi iyiliğin için fazla dikkatlisin. A careful observation will show you the difference. Dikkatli bir gözlem size farkı gösterecektir. If you aren't careful, you'll end up in jail. Dikkatli olmazsan hapsi boylarsın. I don't think the gun is loaded, but you should still be very careful. Silahın dolu olduğunu sanmıyorum fakat hâlâ çok dikkatli olmalısın. I don't think the gun is loaded, but you should still be very careful. Silahın dolu olduğunu sanmıyorum ama yine de çok dikkatli olmalısın. I have to be very careful, Tom. Çok dikkatli olmak zorundayım, Tom. I've been very careful. Çok dikkatliydim. I have to be very careful, Tom. Çok dikkatli olmalıyım, Tom. You cannot be too careful when you drive. Araba kullanırken ne kadar dikkatli davransanız azdır. How careful are you in the sun? Güneşte ne kadar dikkatlisin? You're not that careful. O kadar dikkatli değilsin. You're always careful. Her zaman dikkatlisiniz. You can't be too careful driving on the expressway. Otobanda araba kullanırken ne kadar dikkatli olsan azdır. You can't be too careful driving on the expressway. Otobanda sürerken ne kadar dikkatli olsanız azdır. You can't be too careful in situations like this. Böyle durumlarda ne kadar dikkatli olsanız azdır. You can't be too careful these days. Bugünlerde ne kadar dikkatli olsan azdır. You can't be too careful when doing this experiment. Bu deneyi yaparken ne kadar dikkatli olsanız azdır. Tom was careful, but Mary wasn't. Tom dikkatliydi ama Mary değildi. I have to be very careful. Ben çok dikkatli olmalıyım. These require careful handling. Bunların dikkatli kullanılması gerekir. I hope you're careful. Umarım dikkatli olursun. Layla was really careful. Leyla gerçekten dikkatliydi. I must be very careful, Tom. Çok dikkatli olmalıyım, Tom. I'd be very careful if I were you. Yerinde olsam çok dikkatli olurdum. If he had been a little more careful, he would have succeeded. O biraz daha dikkatli olsaydı, o başarılı olurdu. If you aren't careful, you'll fail again. Dikkatli olmazsanız, yine başarısız olursunuz. If you're not careful, the dog will sever the head of your doll. Eğer dikkatli olmazsanız, köpek bebeğinizin kafasını koparacak. If you're not careful, the dog will sever the head of your doll. Eğer dikkatli olmazsan köpek senin oyuncağın kafasını koparacak. If you're not careful, you might have an accident. Eğer dikkatli olmazsan kaza geçirebilirsin. If you're not careful, you might have an accident. Eğer dikkatli olmazsan, bir kaza geçirebilirsin. Tom needs to be very careful. Tom'un çok dikkatli olması gerekiyor. I'm always careful. Ben her zaman dikkatliyim. Tom said that Mary wasn't careful enough. Tom, Mary'nin yeterince dikkatli olmadığını söyledi. You can't be too careful when driving a car. Araba kullanırken ne kadar dikkatli olsanız azdır. I'm careful. Ben dikkatliyim. I'm real careful. Ben gerçekten dikkatliyim. If you're not careful, you might hurt yourself. Eğer dikkatli olmazsan, kendini yaralayabilirsin. Tom was a very careful driver, but he still died in a traffic accident. Tom çok dikkatli bir sürücüydü, ama yine de bir trafik kazasında öldü. Tom was a very careful driver, but he still died in a traffic accident. Tom çok dikkatli bir sürücüydü ama yine de bir trafik kazasında öldü. Tom wasn't careful, but Mary was. Tom dikkatli değildi ama Mary dikkatliydi. Tom wasn't too careful. Tom fazla dikkatli değildi. Tom wasn't too careful. Tom çok dikkatli değildi. You can't be too careful when you drive. Araba sürerken ne kadar dikkatli olsanız azdır. Layla was really careful. Layla çok dikkatliydi. Tom has been very careful. Tom çok dikkatliydi. You could lose everything if you're not careful. Dikkatli olmazsan her şeyini kaybedebilirsin. They're always careful. Onlar her zaman dikkatli. Tom was careful not to be noticed. Tom fark edilmemek için dikkatliydi. I think we have to be very careful. Bence çok dikkatli olmalıyız. Tom and Mary are always careful. Tom ve Mary her zaman dikkatli. Tom is always careful. Tom her zaman dikkatli. Tom was careful not to leave the door unlocked. Tom kapıyı açık bırakmamak için dikkatliydi. I think we have to be very careful. Bence dikkatli olmalıyız. I think we need to be very careful not to hurt Tom's feelings. Sanırım Tom'un duygularını incitmemek için çok dikkatli olmamız gerekiyor. I think we need to be very careful not to hurt Tom's feelings. Bence Tom'un duygularını incitmemek için çok dikkatli olmalıyız. I think you're being a little too careful. Bence biraz fazla dikkatli davranıyorsun. I want to be careful. Dikkatli olmak istiyorum. I want you all to be very careful. Hepinizin çok dikkatli olmasını istiyorum. I wasn't as careful as I should've been. Olmam gerektiği kadar dikkatli değildim. Tom is always extremely careful. Tom her zaman son derece dikkatli. Tom was careful not to make too much noise. Tom çok fazla gürültü yapmamak için dikkatliydi. We're always very careful. Her zaman çok dikkatliyizdir. We all have to be very careful. Hepimiz çok dikkatli olmak zorundayız. We all have to be very careful. Hepimiz çok dikkatli olmalıyız. Before we begin, I'd just like to point out to everyone that we have to be very careful not to break anything. Başlamadan önce, hiçbir şeyi kırmamak için çok dikkatli olmamız gerektiğini herkese belirtmek isterim. Be very careful. Çok dikkatli ol. Tom is always very careful. Tom her zaman çok dikkatli. Tom was careful not to say anything that would make Mary mad. Tom Mary'yi kızdıracak bir şey söylememek için dikkatliydi. Sami has to be really careful. Sami'nin çok dikkatli olması gerekiyor. We can't be too careful. Ne kadar dikkatli olsak azdır. Tom was careful not to touch Mary. Tom Mary'ye dokunmamak için dikkatliydi. I'll be extra careful. Daha dikkatli olacağım. We need to be very careful. Çok dikkatli olmalıyız. I hope you're careful. Dikkatli olduğunu umuyorum. Please, be a bit more careful in the future. Lütfen, gelecekte biraz daha dikkatli ol. Tom could hurt himself if he's not careful. Tom dikkatli olmazsa kendini incitebilir. Tom could hurt himself if he's not careful. Tom dikkatli olmazsa kendini yaralayabilir. Tom could lose everything if he's not careful. Tom dikkatli olmazsa her şeyini kaybedebilir. Tom could've been more careful. Tom daha dikkatli olabilirdi. Tom didn't seem to be as careful as Mary seemed to be. Tom, Mary kadar dikkatli görünmüyordu. I'm really careful. Gerçekten dikkatliyim. Tom will get hurt if he's not careful. Eğer dikkatli olmazsa Tom yaralanır. Tom will get hurt if he's not careful. Tom dikkatli olmazsa yaralanacak. Tom is a careful driver. Tom dikkatli bir sürücüdür. I'm always careful. Ben her zaman dikkatliyimdir. Tom and I are always careful. Tom ve ben hep dikkatliyiz. We're always careful. Her zaman dikkatliyiz. We're always very careful. Biz her zaman çok dikkatliyiz. We're careful. Dikkatliyiz. Sami has to be really careful. Sami gerçekten dikkatli olmak zorunda. Are you a careful driver? Dikkatli bir şoför müsünüz? Are you a careful driver? Dikkatli bir sürücü müsün? Be a little more careful next time. Bir dahaki sefere biraz daha dikkatli ol. Be more careful in your actions. Eylemlerinde daha dikkatli ol. Tom is a careful driver. Tom dikkatli bir şofördür. Be more careful next time. Bir dahaki sefere daha dikkatli ol. Be more careful with the hammer - don't hit my finger! Çekiçle daha dikkatli ol - parmağıma vurma! Please, be a bit more careful in the future. Lütfen, gelecekte biraz daha dikkatli olun. Tom is a careful man. Tom dikkatli bir adamdır. Tom will hurt himself if he's not careful. Tom dikkatli olmazsa kendine zarar verecek. Tom and I are always careful. Tom ve ben her zaman dikkatliyizdir. You're not that careful. O kadar da dikkatli değilsin. You've got to be really careful. Gerçekten dikkatli olmak zorundasın. You've got to be really careful. Gerçekten dikkatli olmalısın. Mary is always very careful, isn't she? Mary her zaman çok dikkatli, değil mi? Tom is quite careful, isn't he? Tom oldukça dikkatli, değil mi? Tom is very careful, isn't he? Tom çok dikkatli, değil mi? Although he is young, he is very careful. Genç olmasına rağmen çok dikkatli. He is very careful. O çok dikkatli. He is very careful. Çok dikkatli. He is wiser and more careful than Bob. O Bob'tan daha akıllı ve daha dikkatli. He is wiser and more careful than Bob. Bob'dan daha akıllı ve daha dikkatli. If you're not careful, you'll make a mistake again. Dikkatli olmazsan, yine hata yaparsın. Tom will get killed if he's not careful. Tom dikkatli olmazsa ölecek. If you're not careful, you'll make another mistake. Eğer dikkatli olmazsan, bir hata daha yaparsın. Tom wouldn't have gotten hurt if he'd been a little more careful. Tom biraz daha dikkatli olsaydı yaralanmazdı. Be more careful, or you will make mistakes. Daha dikkatli ol, yoksa hata yapacaksın.. If you're not careful, you'll make another mistake. Dikkatli olmazsan, bir hata daha yaparsın. I'll be extra careful. Ben çok dikkatli olacağım. She was careful opening the drawer. O, çekmeceyi açarken dikkatliydi. I need to be very careful. Çok dikkatli olmalıyım. But I was careful. Fakat ben dikkatliydim. But I was careful. Ama ben dikkatliydim. You'd better be very careful. Çok dikkatli olsan iyi olur. You'd better be very careful. Çok dikkatli olsanız iyi olur. You'll break it if you're not careful. Dikkatli olmazsan kıracaksın. You'll hurt yourself if you're not careful. Dikkatli olmazsan kendine zarar verirsin. You're going to break it if you're not careful. Dikkatli olmazsan onu kıracaksın. You're going to break it if you're not careful. Dikkatli olmazsan kıracaksın. I was careful. Dikkatliydim. I was so careful. Ben çok dikkatliydim. We were very careful. Biz çok dikkatliydik. Everyone should be extra careful. Herkes daha dikkatli olmalı. He is a careful player. O dikkatli bir oyuncudur. He is a careful player. Dikkatli bir oyuncudur. We were very careful. Çok dikkatliydik. If Tom's not careful, he's going to get injured. Eğer Tom dikkatli olmazsa, yaralanacak. Tom is always careful. Tom her zaman dikkatlidir. Tom is always extremely careful. Tom her zaman çok dikkatlidir. You're going to get hurt if you're not careful. Dikkatli olmazsan yaralanacaksın. If we're not careful, one of us is going to get hurt. Eğer dikkatli olmazsak, birimiz yaralanacak. They're always careful. Onlar her zaman dikkatlidir. A successful business is built on careful financial management. Başarılı bir iş, dikkatli finansal yönetim üzerine inşa edilir. A successful business is built on careful financial management. Başarılı bir iş, dikkatli bir finansal yönetim üzerine kuruludur. Be very careful with this. Bu konuda çok dikkatli ol. Tom is extra careful. Tom çok dikkatli. I was so careful. Çok dikkatliydim. He is being very careful. Çok dikkatli davranıyor. I was very careful on the phone. Telefonda çok dikkatliydim. His theory is based on careful research. Onun teorisi dikkatli araştırmaya dayalıdır. I was very careful. Çok dikkatliydim. The accident happened because he wasn't careful. Dikkatli olmadığı için kaza oldu. I've been very careful. Çok dikkatli davrandım. I've got to be very careful, Tom. Çok dikkatli olmalıyım, Tom. I've told you again and again to be more careful. Sana tekrar tekrar dikkatli olmanı söyledim. Kate took careful notes on the history lecture. Kate, tarih dersinde dikkatli notlar aldı. You cannot be too careful when you choose your job. Mesleğini seçerken ne kadar dikkatli olsan azdır. Tom is always very careful. Tom her zaman çok dikkatlidir. Tom is careful. Tom dikkatlidir. You cannot be too careful in crossing the street. Karşıdan karşıya geçerken ne kadar dikkatli olsanız azdır. Tom is very careful about what he eats. Tom ne yediği konusunda çok dikkatlidir. Tom and Mary are always careful. Tom ve Mary hep dikkatlidirler. You're always careful. Sen her zaman dikkatlisin. You're careful. Sen dikkatlisin. Tom and Mary are both very careful, aren't they? Tom ve Mary çok dikkatliler, değil mi? Let's be extra careful today. Bugün ekstra dikkatli olalım. Let's be extra careful today. Bugün daha dikkatli olalım. You're going to hurt yourself if you aren't careful. Dikkatli olmazsan kendine zarar vereceksin. If we're not careful, one of us is going to get hurt. Eğer dikkatli olmazsak, bizden birisi yaralanacak. Lewis and Clark kept very careful records. Lewis ve Clark çok dikkatli kayıtlar tutuyordu. If you aren't careful, you'll end up in jail. Dikkatli olmazsan, sonunda hapse girersin. Mary should be very careful while crossing the road. Mary karşıdan karşıya geçerken çok dikkatli olmalı. If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps. Dikkatli olmazsan buzlu basamaklarda kayıp düşebilirsin. You're going to have to be very careful. Çok dikkatli olman gerekecek. Show More (385)
2	careful	dikkat	expr., interj.
	I believe this proposal should be given careful consideration. Bu önerinin dikkatle değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. However we will, of course, pay careful attention to what Parliament has to say on that issue. Bununla birlikte, elbette Parlamentonun bu konuda söyleyeceklerini dikkatle dinleyeceğiz. I can also assure you that I will give careful consideration to all the proposals you have made. Yapmış olduğunuz tüm önerileri dikkatle değerlendireceğim konusunda da sizi temin edebilirim. I have taken careful note of your comments. Yorumlarınızı dikkatle not aldım. I urge you to give careful consideration to the options before us. Önümüzdeki seçenekleri dikkatle değerlendirmenizi tavsiye ediyorum. I will keep a very careful eye on this and report back to my Spanish colleagues. Bu konuyu dikkatle izleyeceğim ve İspanyol meslektaşlarıma rapor vereceğim. It is a difficult balance to strike, and one which I believe should be given careful attention. Bu kurulması zor bir dengedir ve dikkatle üzerinde durulması gerektiğine inanıyorum. So is the idea of double legitimacy, although I believe we must give this some careful thought. Çifte meşruiyet fikri de öyle, ancak bunun üzerinde dikkatle düşünmemiz gerektiğine inanıyorum. Some of you have expressed your concern with regard to the careful monitoring of the Bank's activities. Bazılarınız Banka'nın faaliyetlerinin dikkatle izlenmesi konusundaki endişelerinizi dile getirdiniz. The arguments deserve careful attention, but we must also be aware of the benefits of phosphates. Argümanlar dikkatle ele alınmayı hak ediyor ancak fosfatların faydalarının da farkında olmalıyız. The arguments deserve careful attention, but we must also be aware of the benefits of phosphates. Argümanlar dikkatle ele alınmayı hak ediyor, ancak fosfatların faydalarının da farkında olmalıyız. Show More (8)
3	careful	dikkat	expr.
	Be very careful with that blue box. O mavi kutuya çok dikkat et. Careful, the man has a gun. Dikkat, adamın bir silahı var. Show More (-1)
4	careful	titiz	adj.
	Plane crash sites require careful examination. Uçak kazalarının olduğu bölgeler titiz inceleme gerektirir. Show More (-2)
5	careful	özenli	adj.
	You should be careful of the feelings of others. Başkalarının duygularına karşı özenli olmalısınız. Show More (-2)