chairman - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
chairman başkan n.
  • Mr Barón Crespo said he had no faith in my neutrality as chairman of the Committee on Fisheries.
  • Sayın Barón Crespo, Balıkçılık Komitesi Başkanı olarak benim tarafsızlığıma güvenmediğini söyledi.
  • I am chairman of the C.N. Group, which owns several newspapers.
  • Birçok gazetenin sahibi olan C.N. Group'un başkanıyım.
  • We had conversations with Foreign Minister Peres and Chairman Arafat and other very senior people there.
  • Dışişleri Bakanı Peres, Başkan Arafat ve diğer çok üst düzey kişilerle görüşmeler yaptık.
Show More (175)
chairman başkan (yönetim kurulu) n.
  • I haven't met the new chairman of the committee.
  • Komitenin yeni başkanıyla henüz tanışmadım.
  • Do you realise what the role of chairman entails?
  • Başkanlık görevinin ne anlama geldiğinin farkında mısınız?
  • He acted as chairman.
  • Başkanlık görevini üstlendi.
Show More (1)
chairman yönetim kurulu başkanı n.
  • The chairman of the company will make the final decision about the budget.
  • Bütçe konusunda son kararı şirketin yönetim kurulu başkanı verecektir.
  • Above us is the president and the chairman of the board.
  • Üstümüzde genel müdür ve yönetim kurulu başkanı var.
  • Above us is the president and the chairman of the board.
  • Üstümüzde başkan ve yönetim kurulu başkanı var.
Show More (1)
chairman toplantı başkanı n.
  • The chairman of the meeting became ill.
  • Toplantı başkanı hastalandı.
  • We have elected him chairman of the meeting.
  • Onu toplantı başkanı seçtik.
  • We have elected him chairman of the meeting.
  • Biz onu toplantının başkanı seçtik.
Show More (1)
chairman başkanlık yapmak v.
  • I was myself chairman of the works council of Ford Europe for six years.
  • Ben de altı yıl boyunca Ford Avrupa'nın çalışma konseyinin başkanlığını yaptım.
Show More (-2)