challenging - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
challenging zorlu adj.
  • Learning French as a second language was a challenging journey for me.
  • Fransızcayı ikinci dil olarak öğrenmek benim için zorlu bir yolculuktu.
  • The year 2001 provided a particularly challenging environment for the monetary policy of the European Central Bank.
  • 2001 yılı Avrupa Merkez Bankası'nın para politikası için özellikle zorlu bir ortam sağlamıştır.
  • Finally, we live in challenging and uncertain times and the political situation in the Middle East is very volatile.
  • Son olarak zorlu ve belirsiz zamanlarda yaşıyoruz ve Orta Doğu'daki siyasi durum çok değişken.
Show More (18)
challenging zorlayıcı adj.
  • In terms of money and resources, this is not very challenging or problematic.
  • Para ve kaynaklar açısından bu çok zorlayıcı ya da sorunlu değildir.
  • It can both waste time and be very challenging for the family economy.
  • Bu hem zaman kaybı hem de aile ekonomisi için çok zorlayıcı olabilir.
  • The fiscal situation is challenging.
  • Mali durum zorlayıcı.
Show More (1)
challenging büyüleyici adj.
  • It's really challenging.
  • O gerçekten büyüleyici.
Show More (-2)