|
- The politician's charisma captivated the audience during the speech.
- Siyasetçinin karizması konuşma sırasında dinleyicileri büyülemişti.
- Tom has charisma.
- Tom'un karizması var.
- Tom certainly has charisma.
- Tom'un kesinlikle karizması var.
- Tom says I have charisma.
- Tom diyor ki bende karizma varmış.
- The attractiveness of his charisma made other people listen.
- Karizmasının çekiciliği diğer insanların onu dinlemesini sağladı.
- He's got charisma.
- Onun karizması var.
- He's got charisma.
- Karizması var.
- You underestimate your charisma.
- Karizmanı küçümsüyorsun.
- Tom says I have charisma.
- Tom karizmam olduğunu söylüyor.
Show More (6)
|