|
- They have higher expectations and are not always after the cheapest price.
- Beklentileri daha yüksektir ve her zaman en ucuz fiyatın peşinde değildirler.
- One can buy the cheapest ones for EUR 20 or EUR 30.
- En ucuz olanları 20 veya 30 Euro'ya satın alabilirsiniz.
- It is the fastest, the most flexible, and, most important of all, the cheapest form of transport for the end user.
- En hızlı, en esnek ve hepsinden önemlisi son kullanıcı için en ucuz ulaşım şeklidir.
- Concentrated Internet marketing would be the cheapest way.
- Yoğunlaştırılmış internet pazarlaması en ucuz yol olacaktır.
- They have higher expectations and are not always after the cheapest price.
- Daha yüksek beklentileri var ve her zaman en ucuz fiyatın peşinde değiller.
- All the research shows that nuclear power is the cheapest option for the consumer of all forms of energy.
- Tüm araştırmalar, nükleer enerjinin tüm enerji türleri arasında tüketici için en ucuz seçenek olduğunu göstermektedir.
- It is the fastest, the most flexible, and, most important of all, the cheapest form of transport for the end user.
- Son kullanıcı için en hızlı, en esnek ve hepsinden önemlisi en ucuz taşıma şeklidir.
- The most economically advantageous factors may not be the cheapest price, but rather the number of jobs created.
- Ekonomik açıdan en avantajlı faktörler en ucuz fiyat değil, daha ziyade yaratılan istihdam sayısı olabilir.
- They fragment the market and can lead to a shift in activities to the cheapest region.
- Piyasayı parçalara ayırırlar ve faaliyetlerin en ucuz bölgeye kaymasına yol açabilirler.
- Check out the cheapest domain name registrars if you want other options.
- Diğer seçenekleri görmek istiyorsanız, en ucuz alan adı kayıt şirketlerini inceleyin.
- What is the cheapest restaurant around here?
- Buralardaki en ucuz restoran hangisi?
- This is the cheapest shop in town.
- Bu, kentteki en ucuz dükkandır.
- Tom always orders the cheapest item on the menu.
- Tom her zaman menüdeki en ucuz yemeği sipariş eder.
- This is the cheapest method of them all.
- Onların hepsinden en ucuz olan yöntem budur.
- This is the cheapest store in town.
- Bu, kasabadaki en ucuz mağaza.
- This is the cheapest shop in the town.
- Bu, şehirdeki en ucuz dükkan.
- Tom ordered the cheapest item on the menu.
- Tom menüdeki en ucuz çeşidi sipariş etti.
- This is the cheapest greengrocer in town.
- Kasabanın en ucuz manavı bu.
- What's the cheapest place to go on vacation?
- Tatilde gidilecek en ucuz yer nedir?
- What's the cheapest way to get to Boston?
- Boston'a en ucuz nasıl gidilir?
- What's the cheapest place to go on vacation?
- Tatile gitmek için en ucuz yer neresi?
- What's the cheapest place to go on vacation?
- Tatilde gidilecek en ucuz yer neresidir?
- This is the cheapest shop in the town.
- Şehirdeki en ucuz dükkan burası.
- Tom always orders the cheapest dish on the menu, except when someone else is paying; then he orders the most expensive.
- Tom her zaman menüdeki en ucuz yemeği sipariş eder, başka biri ödemediği sürece; o zaman en pahalısını sipariş eder.
- What's the cheapest way to get to Boston?
- Boston'a gitmenin en ucuz yolu nedir?
- I usually order the cheapest thing on the menu.
- Genelde menüdeki en ucuz şeyi sipariş ederim.
- Tom always orders the cheapest item on the menu.
- Tom her zaman menüdeki en ucuz çeşidi sipariş eder.
- What is the cheapest restaurant around here?
- Buralardaki en ucuz restoran nedir?
- This is the cheapest method of them all.
- En ucuz yöntem bu.
- Tom bought the cheapest one in the store.
- Tom mağazadaki en ucuz olanı aldı.
- This is the cheapest shop in town.
- Şehirdeki en ucuz dükkan burası.
- Which is the cheapest?
- En ucuzu hangisi?
- This is the cheapest store in town.
- Bu, şehirdeki en ucuz mağazadır.
- This is the cheapest greengrocer in town.
- Şehirdeki en ucuz manav burası.
- The cheapest is the best.
- En ucuzu en iyisidir.
- This is the cheapest greengrocer in town.
- Şehirdeki en ucuz manav bu.
- This is the cheapest greengrocer in town.
- Kasabadaki en ucuz manav burası.
- Tom ordered the cheapest item on the menu.
- Tom menüdeki en ucuz şeyi sipariş etti.
- I usually order the cheapest thing on the menu.
- Genellikle menüdeki en ucuz şeyi sipariş ederim.
Show More (36)
|
