Anglais | Turc | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | clamp down (on someone or something) v. | (biri/bir şey üzerinde) baskıcı olmak |
Phrasals | clamp down (on someone or something) v. | (birine/bir şeye) müsamahasız davranmak |
Phrasals | clamp down (on someone or something) v. | (biriyle/bir şeyle ilgili) çok katı/sert olmak |
Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | clamp down on (someone or something) v. | (birine/bir şeye) baskı uygulamak | ||
The government clamped down on the minority group. Hükümet azınlık grubuna baskı uyguladı. More Sentences |
||||
Phrasals | clamp down on (someone or something) v. | (birine/bir şeye) sınırlama getirmek | ||
The government clamped down on the minority group. Hükümet azınlık gruba sınırlamalar getirdi. More Sentences |
||||
Phrasals | clamp down on (someone or something) v. | (birine/bir şeye) bastırmak | ||
Phrasals | clamp down on (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) sıkıca kıstırmak | ||
Phrasals | clamp down on (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) sıkıştırmak | ||
Phrasals | clamp down on (someone or something) v. | (birine/bir şeye) katı düzenleme getirmek | ||
Phrasals | clamp down on (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) sıkı kontrol altına almak | ||
Phrasals | clamp down on (someone or something) v. | (biri/bir şey) üzerinde baskı uygulamak |