|
- Mr. Atkinson is planning to join the club for veterans.
- Bay Atkinson gaziler kulübüne katılmayı planlıyor.
- Will it need to be more than an informal conversation club?
- Gayrı resmi bir sohbet kulübünden daha fazlası olması gerekecek mi?
- How can we better educate club managers and organisers of games?
- Kulüp yöneticilerini ve oyun organizatörlerini nasıl daha iyi eğitebiliriz?
- The EU is no Christian club.
- AB bir Hıristiyan kulübü değildir.
- We must show the world that we are not an elite Christian club.
- Dünyaya elit bir Hıristiyan kulübü olmadığımızı göstermeliyiz.
- A lot still remains to be done, and we have to make an effort in our handball club.
- Hâlâ yapılması gereken çok şey var ve hentbol kulübümüzde çaba sarf etmeliyiz.
- Well then, the European Union must address both the 51 000 Porto Alegre protesters and the exclusive Davos club.
- O halde Avrupa Birliği hem 51 000 Porto Alegre protestocusuna hem de seçkin Davos kulübüne hitap etmelidir.
- You're not that skinny kid from Rocketry club anymore.
- Artık roketçilik kulübündeki o sıska oğlan değilsin.
- You're not that skinny kid from Rocketry club anymore.
- Artık Rocketry kulübündeki o sıska çocuk değilsin.
- We belonged to the same club and regularly had games with one another.
- Aynı kulübe üyeydik ve düzenli olarak birbirimizle oyunlar oynardık.
- You're not that skinny kid from Rocketry club anymore.
- Artık Roketçilik kulübündeki o sıska çocuk değilsin.
- I'm in a swimming club.
- Ben bir yüzme kulübündeyim.
- Many children stay after school for club activities.
- Birçok çocuk okuldan sonra kulüp aktiviteleri için kalıyor.
- John is a member of the swimming club.
- John yüzme kulübünün bir üyesidir.
- Tom was a member of our club.
- Tom kulübümüzün bir üyesiydi.
- The club has more than 50 members.
- Kulübün elliden fazla üyesi var.
- Let's predrink at home before going to the club, because I would like to save some money.
- Kulübe gitmeden önce evde içelim, çünkü biraz para biriktirmek istiyorum.
- There are fifty members in this club.
- Bu kulüpte elli üye var.
- We ate together at the club.
- Kulüpte birlikte yemek yedik.
- Tom tried to warn the local police about the existence of a vampire club in the town.
- Tom yerel polisi kasabada bir vampir kulübünün varlığı konusunda ikaz etmeye çalıştı.
- Every member of the club was present.
- Kulübün her üyesi mevcuttu.
- Will you join our club?
- Kulübümüze katılır mısınız?
- I sometimes meet him at the club.
- Onunla bazen kulüpte buluşuyoruz.
- Tom decided to see if he could get into that club.
- Tom o kulübe girip giremeyeceğini görmeye karar verdi.
- That club is filled with MILFs.
- O kulüp MILF'lerle doludur.
- There were beautiful women at the club last night.
- Dün gece kulüpte çok güzel kadınlar vardı.
- I resigned from my position as club treasurer.
- Kulüp saymanı olarak görevimden istifa ettim.
- I accepted to add Mary as a member of the club.
- Ben Mary'yi kulübün bir üyesi olarak eklemeyi kabul ettim.
- He was invited to be the chairman of the club.
- Kulübün başkanı olmaya davet edildi.
- This club is for members only.
- Bu kulüp sadece üyeler içindir.
- Sami got into the club.
- Sami kulübe girdi.
- Can you persuade him to join our club?
- Onu kulübümüze katılmaya ikna edebilir misiniz?
- I am not a member of the club.
- Ben kulübün bir üyesi değilim.
- Are there many clubs in your city?
- Şehrinde çok kulüp var mı?
- I joined the robotics club of the university.
- Üniversitenin robotik kulübüne katıldım.
- Is Mike a member of the swimming club?
- Mike yüzme kulübünün bir üyesi midir?
- Tom doesn't want to join our club.
- Tom kulübümüze katılmak istemiyor.
- He came upon an old friend when he visited his club.
- Kulübünü ziyaret ettiğinde eski bir arkadaşıyla karşılaştı.
- All the members of the club agreed with me.
- Kulübün tüm üyeleri benimle aynı fikirdeydi.
- Tom knows how to run a club.
- Tom bir kulübün nasıl işletileceğini bilir.
- I met Tom when I was singing in a club in Boston.
- Tom'la Boston'da bir kulüpte şarkı söylerken tanıştım.
- We have thirteen clubs.
- On üç kulübümüz var.
- I had no idea you were a member at this club.
- Bu kulüpte bir üye olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu.
- Tom played at local jazz clubs.
- Tom yerel caz kulüplerinde çaldı.
- Tom and Mary went to a nudist club.
- Tom ve Mary çıplaklar kulübüne gittiler.
- Are there many clubs in your city?
- Şehrinizde çok kulüp var mı?
- Tom is going to join our club.
- Tom kulübümüze katılacak.
- She was barred from the club.
- O, kulüpten men edildi.
- Tom performs in a jazz club three nights a week.
- Tom haftada üç gece bir caz kulübünde sahne alıyor.
- He's going to join our club.
- O, bizim kulübümüze katılacak.
- I'm going to vomit because of this club music.
- Bu kulüp müziği yüzünden kusacağım.
- You must observe the rules of the club.
- Kulübün kurallarına uymalısınız.
- I don't belong to the club.
- Ben kulübe üye değilim.
- Yesterday the club elected its officers.
- Dün kulüp yöneticilerini seçti.
- There's a line outside the club.
- Kulübün dışında sıra var.
- They made him the chairman of a club.
- Onu bir kulübün başkanı yaptılar.
- I support this club.
- Bu kulübü destekliyorum.
- Tom is no longer a member of this club.
- Tom artık bu kulübün bir üyesi değil.
- Ajax Amsterdam is the most famous footbal club of the Netherlands.
- Ajax Amsterdam Hollanda'nın en ünlü futbol kulübüdür.
- The line outside the club stretched around the corner.
- Kulübün dışındaki kuyruk köşeye kadar uzanıyordu.
- I meet him sometimes in the club.
- Ben bazen onunla kulüpte karşılaşıyorum.
- Tom is still a member of our club.
- Tom hala kulübümüzün bir üyesi.
- It was really loud inside the club.
- Kulübün içi gerçekten gürültülüydü.
- You're the one who suggested coming to this club.
- Bu kulübe gelmeyi öneren sensin.
- I resigned from my position as club treasurer.
- Kulüp saymanlığı görevimden istifa ettim.
- We went out clubbing.
- Gece kulübüne gittik.
- He was admitted to the club.
- Kulübe kabul edilmiş.
- You're supposed to meet Tom at the club.
- Tom'la kulüpte buluşman gerekiyordu.
- I don't want to join your club.
- Kulübünüze katılmak istemiyorum.
- Where can I find a good gay club?
- Nerede iyi bir eşcinsel kulübü bulabilirim?
- Tom is a member of our club.
- Tom kulübümüzün bir üyesi.
- She is by far the best player in the club.
- Kulüpte açık farkla en iyi oyuncudur.
- Dan was thrown out of the club.
- Dan kulüpten dışarı atıldı.
- Would one of you please tell me why I can't join your club?
- Lütfen biri bana neden kulübünüze katılamayacağımı söyleyebilir mi?
- Masaru wishes to join the English Club.
- Masaru İngiliz Kulübü'ne katılmak istiyor.
- Tom can go hear Mary sing at that club whenever he wants to.
- Tom istediği zaman Mary'yi o kulüpte dinlemeye gidebilir.
- The English clubs want to sign Ali.
- İngiliz kulüpleri Ali ile anlaşmak istiyor.
- He dropped out of the club.
- Kulübü bıraktı.
- I met him at a club.
- Ben onunla bir kulüpte tanıştım.
- Sami went to the Bible club.
- Sami İncil kulübüne gitti.
- It was really loud inside the club.
- Kulübün içi çok gürültülüydü.
- There's a line outside the club.
- Kulübün dışında bir kuyruk var.
- The drunken men made derogatory remarks toward the women in the club.
- Sarhoş adamlar kulüpteki kadınlara yönelik aşağılayıcı sözler sarf ettiler.
- He became a member of this club five years ago.
- Beş yıl önce bu kulübün bir üyesi oldu.
- Every member of the club was present.
- Kulübün tüm üyeleri oradaydı.
- I want to enter the club.
- Kulübe girmek istiyorum.
- The club has over fifty members.
- Kulübün elliden fazla üyesi var.
- I met Tom at a club.
- Tom ile bir kulüpte buluştum.
- I'm really proud of my club.
- Kulübümle gerçekten gurur duyuyorum.
- I don't want to join your club.
- Senin kulübüne katılmak istemiyorum.
- I've quit going to clubs.
- Kulüplere gitmeyi bıraktım.
- This is a private club.
- Bu özel bir kulüp.
- I like this club.
- Bu kulübü severim.
- It's too loud in the club.
- Kulübün sesi çok yüksek.
- Who else is in this club?
- Bu kulüpte başka kim var?
- We have no objection to your joining us in our club.
- Kulübümüzde bize katılmanıza bir itirazımız yok.
- He was invited to be the chairman of the club.
- Kulübün başkanı olması için davet edildi.
- Tom is the former owner of this club.
- Tom bu kulübün eski sahibidir.
- Die at the club!
- Kulüpte öl!
- Which club do you belong to?
- Hangi kulübe üyesin?
- Tom played at local jazz clubs.
- Tom yerel caz kulüplerinde çalıyordu.
- Tom lied about his age to get into the club.
- Tom kulübe girebilmek için yaşı hakkında yalan söyledi.
- He has been barred from the club.
- Kulüpten men edilmiştir.
- It's a military club.
- Burası askeri bir kulüp.
- That club is way too big.
- O kulüp çok çok büyük.
- Tom tried to warn the local police about the existence of a vampire club in the town.
- Tom kasabadaki bir vampir kulübünün varlığı hakkında yerel polisi uyarmaya çalıştı.
- Tom has been barred from this club.
- Tom bu kulüpten men edilmiştir.
- Both he and I are members of that club.
- O da ben de o kulübün üyesiyiz.
- Is the club gay or straight?
- Kulüp eşcinsel mi yoksa heteroseksüel mi?
- Let's go to the club.
- Kulübe gidelim.
- Tom certainly can't become a member of our club.
- Tom kesinlikle kulübümüze üye olamaz.
- I left my tennis racket at the club.
- Tenis raketimi kulüpte unuttum.
- I became a member of the club in 1980.
- 1980'de kulübün bir üyesi oldum.
- Is there a live band or a DJ in this club?
- Bu kulüpte canlı bir grup ya da DJ var mı?
- Tom talked me into joining his club.
- Tom beni kulübüne katılmam için ikna etti.
- You'll never get in that club.
- O kulübe asla girmeyeceksin.
- I joined the university robotics club.
- Üniversitenin robot kulübüne katıldım.
- What club do you belong to?
- Hangi kulübe üyesin?
- Our club will hold its monthly meeting next Wednesday.
- Kulübümüz aylık toplantısını gelecek çarşamba günü düzenleyecek.
- George was at the club yesterday.
- George dün kulüpteydi.
- The club is made up of ten women.
- Kulüp on tane kadından oluşuyor.
- Dan is not a member of your club.
- Dan kulübünüzün bir üyesi değil.
- I sometimes meet up with him at the club.
- Bazen onunla kulüpte buluşuyorum.
- She serves as the club treasurer.
- Kulüp saymanı olarak görev yapıyor.
- Three quarters of the members of this club are girls.
- Bu kulübün üyelerinin dörtte üçü kız.
- It's too loud in the club.
- Kulüpte ses çok yüksek.
- The club has thirty members.
- Kulübün otuz üyesi vardır.
- Tom has been barred from this club.
- Tom bu kulüpten men edildi.
- Tom wanted to join our club.
- Tom kulübümüze katılmak istedi.
- Our club has a secret handshake.
- Kulübümüzün gizli saklı bir anlaşması var.
- It's a pretty big club.
- Oldukça büyük bir kulüp.
- Our club has a secret handshake.
- Kulübümüzün gizli bir anlaşması var.
- Tom talked me into joining his club.
- Tom beni kulübüne katılmaya ikna etti.
- I became a member of the club ten years ago.
- On yıl önce kulübün bir üyesi oldum.
- If you want to stay a member of this club, you have to fish or cut bait.
- Bu kulübün bir üyesi olarak kalmak istiyorsan, lafı bırakıp icraata geçeceksin.
- We have no objection to your joining us in our club.
- Kulübümüzde bize katılmanıza itirazımız yok.
- Let's predrink at home before going to the club, because I would like to save some money.
- Kulübe gitmeden önce evde önceden içelim, çünkü biraz para tasarruf etmek istiyorum.
- Would one of you please tell me why I can't join your club?
- Biriniz bana kulübünüze neden katılamayacağımı söyleyebilir mi?
- How long have you been a member of this club?
- Ne zamandan beri bu kulübün bir üyesisin?
- I met her at a club.
- Onunla bir kulüpte tanıştım.
- I am not a member of the club.
- Ben kulübe üye değilim.
- He is no longer a member of our club.
- Artık kulübümüzün bir üyesi değil.
- We don't want people like Tom in our club.
- Bizim kulübümüzde Tom gibi insanları istemiyoruz.
- That club is filled with MILFs.
- O kulüp MILF'lerle dolu.
- More often than not, students prefer club activities to academic classes.
- Çoğu zaman öğrenciler, kulüp faaliyetlerini akademik derslere tercih ederler.
- I want to join your club.
- Kulübünüze katılmak istiyorum.
- Welcome to the club.
- Kulübe hoş geldiniz.
- The drunken men made derogatory remarks toward the women in the club.
- Sarhoş erkekler kulüpteki kadınlara yönelik aşağılayıcı yorumlar yapıyorlardı.
- We have a boxing club in our school.
- Okulumuzda bir boks kulübümüz var.
- I sometimes meet Tom at the club.
- Tom'la bazen kulüpte buluşuyoruz.
- Tom is a member of a motor enthusiasts' club.
- Tom motor hayranları kulübünün bir üyesidir.
- I won't be singing in this club ever again.
- Bu kulüpte bir daha şarkı söylemeyeceğim.
- Tom knows how to run a club.
- Tom bir kulübün nasıl yönetileceğini bilir.
- Can you persuade him to join our club?
- Kulübümüze katılması için onu ikna edebilir misin?
- Tom used to be a member of our club.
- Tom kulübümüzün bir üyesiydi.
- It's a boys' club.
- O bir erkekler kulübü.
- Tom doesn't like clubs where there is loud music.
- Tom yüksek sesli müzik olan kulüpleri sevmez.
- Whoever wants to join our club will be welcome.
- Kulübümüze katılmak isteyen herkes kabul edilecek.
- What time does the club open?
- Kulüp saat kaçta açılıyor?
- She is by far the best player in the club.
- Kulübün açık ara en iyi oyuncusu.
- Tom wants to join our club.
- Tom kulübümüze katılmak istiyor.
- Is Tom a member of the swimming club?
- Tom yüzme kulübünün bir üyesi mi?
- Is there a live band or a DJ in this club?
- Bu kulüpte canlı bir orkestra ya da bir DJ var mı?
- We shouldn't discuss this in a club.
- Bunu bir kulüpte tartışmamalıyız.
- I hope there are some music clubs.
- Umarım müzik kulüpleri vardır.
- The colors of the club are blue and black.
- Kulübün renkleri mavi-siyah.
- He came upon an old friend when he visited his club.
- O kulübünü ziyaret ettiğinde eski bir arkadaşına rastladı.
- Kumi did not talk about her club.
- Kumi kulübü hakkında konuşmadı.
- Our club will hold its monthly meeting next Wednesday.
- Kulübümüz önümüzdeki Çarşamba aylık toplantısını yapacak.
- I sometimes meet up with him at the club.
- Ben bazen onunla kulüpte buluşurum.
- She exercises every day at a fitness club.
- Her gün bir spor kulübünde egzersiz yapıyor.
- They excluded John from the club.
- Onlar John'ı kulüpten dışladılar.
- Masaru wants to join the English Club.
- Masaru, İngilizce Kulübü'ne katılmak istiyor.
- The colors of the club are blue and black.
- Kulübün renkleri mavi ve siyah.
- We don't want people like Tom in our club.
- Tom gibi insanları kulübümüzde istemiyoruz.
- He was a regular member of the soccer club.
- Futbol kulübünün düzenli bir üyesiydi.
- Tom is the president of the local astronomy club.
- Tom yerel astronomi kulübünün başkanı.
- John belongs to the swimming club.
- John, yüzme kulübünün bir üyesidir.
- John is in the swimming club.
- John yüzme kulübünde.
- Tom invited Mary to a party at the country club.
- Tom, Mary'yi şehir kulübündeki bir partiye davet etti.
- He was admitted to the club.
- O, kulübe kabul edildi.
- Why did they kick you out of their club?
- Neden seni kulüplerinden kovdular?
- He dropped out of the club.
- O, kulübü bıraktı.
- I meet him at the club.
- Onunla kulüpte buluşuyorum.
- She serves as the club treasurer.
- Kulüp saymanı olarak çalışmaktadır.
- Mary was the only girl in the club.
- Mary kulüpteki tek kızdı.
- Let's go to the club.
- Hadi kulübe gidelim.
- What is your favorite soccer club?
- En sevdiğin futbol kulübü hangisi?
- Tom isn't a member of our club.
- Tom kulübümüzün bir üyesi değil.
- I used to play guitar in a club.
- Eskiden bir kulüpte gitar çalardım.
- The club has more than fifty members.
- Kulübün elliden fazla üyesi var.
- I became a member of the club ten years ago.
- On yıl önce kulübe üye oldum.
- Only members of the club are entitled to use this room.
- Bu odayı sadece kulüp üyeleri kullanabilir.
- Tom used to play piano at a club I often go to.
- Tom sık sık gittiğim bir kulüpte piyano çalardı.
- Tom is the manager of the club.
- Tom kulübün menajeri.
- The club is made up of ten women.
- Kulüp on kadından oluşuyor.
- We have thirteen clubs.
- On üç tane kulübümüz var.
- It is hard to be successful at both study and club activities.
- Hem ders hem de kulüp faaliyetlerinde başarılı olmak zordur.
- Tom became a member of this club three years ago.
- Tom üç yıl önce bu kulübe üye oldu.
- Tom didn't know Mary was at the club.
- Tom, Mary'nin kulüpte olduğunu bilmiyordu.
- That club is way too big.
- Bu kulüp aşırı büyük.
- School clubs need to clearly outline the community service projects they plan to do for the upcoming school year.
- Okul kulüpleri, önümüzdeki okul yılı için yapmayı planladıkları toplum hizmeti projelerini açıkça belirtmelidir.
- I told Tom it wasn't possible for him to get into our club.
- Tom'a kulübümüze girmesinin mümkün olmadığını söyledim.
- I won't be singing in this club ever again.
- Bir daha bu kulüpte şarkı söylemeyeceğim.
- You can't kick Tom out of the club.
- Tom'u kulüpten atamazsın.
- Both he and I are members of that club.
- Hem o hem de ben o kulübün üyeleriyiz.
- He's going to join our club.
- Kulübümüze katılacak.
- I don't want to join the kind of a club that accepts people like me as members.
- Benim gibileri kabul edecek bir kulübe üye olmak istemem.
- I left my tennis racket at the club.
- Tenis raketimi kulüpte bıraktım.
- I saw Tom last weekend at the club.
- Geçen hafta sonu Tom'u kulüpte gördüm.
- Tom couldn't make himself heard in the noisy club.
- Tom gürültülü kulüpte kendini duyuramadı.
- I used to play guitar in a club.
- Ben bir kulüpte gitar çalardım.
- Will you join our club?
- Kulübümüze katılacak mısınız?
- There was a dance at our club.
- Kulübümüzde bir dans vardı.
- Sami and Layla ended up leaving the club early.
- Sami ve Leyla, kulübü erken terk ettiler.
- Die at the club!
- Kulüpte geber!
- Tom and Mary went to a nudist club.
- Tom ve Mary bir çıplaklar kulübüne gittiler.
- I occasionally meet him at the club.
- Ara sıra kulüpte buluşuyoruz.
- The club has more than 50 members.
- Kulübün 50'den fazla üyesi var.
- I am acquainted with the chairman of that club.
- O kulübün başkanıyla tanışığım.
- He performs in a jazz club two nights a week.
- Haftada iki gece bir caz kulübünde performans sergiliyor.
- Students usually like club activities better than their classes.
- Genellikle öğrenciler kulüp faaliyetlerini derslerinden daha çok severler.
- John is a member of the swimming club.
- John yüzme kulübünün bir üyesi.
- Many members dropped out of the club when the dues were raised.
- Birçok üye aidatlar yükseldiğinde kulüpten ayrıldı.
- Many members dropped out of the club when the dues were raised.
- Aidatlar yükseltilince birçok üye kulüpten ayrıldı.
- I like this club.
- Bu kulübü seviyorum.
- He joined the English club.
- İngilizce kulübüne katıldı.
- She is a member of the basketball club.
- Basketbol kulübünün bir üyesiydi.
- I hope there are some music clubs.
- Umarım bazı müzik kulüpleri var.
- There are 50 members in the club.
- Kulüpte 50 üye var.
- Jill is the only girl in our club.
- Jill, kulübümüzdeki tek kız.
- There are fifty members in this club.
- Bu kulüpte elli üye bulunmaktadır.
- It's a boys' club.
- Burası erkekler kulübü.
- Kabul Skydiving Club will be remembered as an iconic black comedy of withdrawing occupiers and the tragedy of their local supporters.
- Kabil Paraşütle Atlama Kulübü, geri çekilen işgalcilerin ikonik bir kara komedisi ve yerel destekçilerinin trajedisi olarak hatırlanacak.
- George is at the club today.
- George bugün kulüpte.
- We were let into a club.
- Bir kulübe girmemize izin verildi.
- Tom is a member of our club.
- Tom kulübümüzün bir üyesidir.
- I've heard they don't let girls in this club.
- Bu kulübe kızları almadıklarını duydum.
- I want to enter the club.
- Ben kulübe girmek istiyorum.
- It's a pretty big club.
- Bu oldukça büyük bir kulüp.
- We go into the club.
- Kulübe gidiyoruz.
- I joined the robotics club of the university.
- Üniversitenin robot kulübüne katıldım.
- Tom can go hear Mary sing at that club whenever he wants to.
- Tom ne zaman isterse o kulübe Mary'nin şarkı söylemesini dinlemeye gidebilir.
- We joined the country club.
- Şehir kulübüne katıldık.
- I'll never sing at this club again.
- Bir daha asla bu kulüpte şarkı söylemeyeceğim.
- Tom didn't want to join our club.
- Tom kulübümüze katılmak istemedi.
- Both he and I were members of that club.
- O da ben de o kulübün üyesiydik.
- The members wanted Tom banned from the club.
- Üyeler Tom'un kulüpten men edilmesini istedi.
- Will you join our club?
- Kulübümüze katılır mısın?
- I met Tom when I was singing in a club in Boston.
- Boston'da bir kulüpte şarkı söylerken Tom'la karşılaştım.
- Tom used to play piano at a club I often go to.
- Tom benim sık sık gittiğim bir kulüpte piyano çalardı.
- He joined the English club.
- O, İngilizce kulübüne katıldı.
- There were beautiful women at the club last night.
- Dün gece kulüpte güzel kadınlar vardı.
- Because of his wealth, he was able to become a member of that club.
- Zenginliği sayesinde o kulübe üye olabildi.
- Operating a dance club after midnight is illegal according to Japanese law.
- Gece yarısından sonra dans kulübü işletmek Japon yasalarına göre yasadışıdır.
- This is a very exclusive club.
- Bu çok özel bir kulüp.
- I am acquainted with the chairman of that club.
- O kulübün başkanını tanıyorum.
- Only members of the club are entitled to use this room.
- Yalnızca kulüp üyeleri bu odayı kullanma hakkına sahiptir.
- I meet him sometimes in the club.
- Onunla bazen kulüpte buluşuyoruz.
- I met Tom at a club.
- Tom'la bir kulüpte tanıştım.
- Students usually like club activities better than their classes.
- Öğrenciler genellikle kulüp aktivitelerini derslerinden daha çok severler.
- I saw Tom last weekend at the club.
- Tom'u geçen hafta sonu kulüpte gördüm.
- We welcome you to our club.
- Kulübümüze hoş geldiniz.
- Tom couldn't make himself heard in the noisy club.
- Tom gürültülü kulüpte sesini duyuramadı.
- Sami walked through the club's parking lot.
- Sami kulübün otoparkına doğru yürüdü.
- I had no idea you were a member at this club.
- Bu kulübe üye olduğunu bilmiyordum.
- How would you like to join the dance club?
- Dans kulübüne katılmaya ne dersiniz?
- Tom can't get a drink in this club because he's underage.
- Tom bu kulüpte içki alamıyor çünkü yaşı tutmuyor.
- Tom is the manager of the club.
- Tom kulübün yöneticisi.
- Tom became a member of this club three years ago.
- Tom üç yıl önce bu kulübün bir üyesi oldu.
- She was at the club at 8 o'clock.
- O, sekizde kulüpteydi.
- Many children stay after school for club activities.
- Birçok çocuk, okuldan sonra kulüp etkinlikleri için kalır.
- She is a member of the basketball club.
- O, basketbol kulübünün bir üyesidir.
- They excluded John from the club.
- John'u kulüpten dışladılar.
- I occasionally meet him at the club.
- Onunla ara sıra kulüpte karşılaşırım.
- Tom used to be a member of our club.
- Tom eskiden kulübümüzün bir üyesiydi.
- I sometimes meet him at the club.
- Bazen onunla kulüpte karşılaşırım.
- We ate together at the club.
- Biz kulüpte birlikte yemek yedik.
- They accepted her into the club.
- Onu kulübe kabul ettiler.
- We have a gig at the club tomorrow night.
- Yarın akşam kulüpte konserimiz var.
- I used to play piano at a club.
- Eskiden bir kulüpte piyano çalardım.
- You'll never get in that club.
- O kulübe asla giremezsin.
- He applied for admission to the club.
- O, kulübe giriş için başvurdu.
- I'll never sing at this club again.
- Bu kulüpte bir daha asla şarkı söylemeyeceğim.
- The club has thirty members.
- Kulübün otuz üyesi var.
- Where can I find a good gay club?
- İyi bir gay kulübünü nerede bulabilirim?
- Does this club have a live band, or is there a DJ?
- Bu kulüpte canlı müzik grubu var mı, yoksa DJ mi var?
- I meet him at the club.
- Onunla kulüpte buluşurum.
- He performs in a jazz club two nights a week.
- Haftada iki gece bir caz kulübünde sahne alıyor.
- Sami and Layla ended up leaving the club early.
- Sami ve Layla kulüpten erken ayrıldılar.
- She was at the club at 8 o'clock.
- Saat 8'de kulüpteydi.
- He was excluded from the club.
- Kulüpten dışlandı.
- Tom wanted to join our club.
- Tom kulübümüze katılmak istiyordu.
- It is hard to be successful at both study and club activities.
- Hem ders çalışıp hem de kulüp faaliyetlerinde başarılı olmak zordur.
- She was admitted to the club.
- O, kulübe kabul edildi.
- Both he and I were members of that club.
- Hem o hem de ben o kulübün üyeleriydik.
- Tom is the former owner of this club.
- Tom bu kulübün eski sahibi.
- Which club are you a member of?
- Hangi kulübe üyesin?
- Dan was thrown out of the club.
- Dan kulüpten atıldı.
- Tom can't get a drink in this club because he's underage.
- Tom reşit olmadığı için bu kulüpte bir içki içemez.
- I used to play piano at a club.
- Bir kulüpte piyano çalardım.
- I became a member of the club in 1980.
- 1980'de kulübe üye oldum.
- This is a private club.
- Burası özel bir kulüp.
- I'd like you to consider joining our club.
- Kulübümüze katılmayı düşünmeni istiyorum.
- John is in the swimming club.
- John yüzme kulübündedir.
- He is no longer a member of our club.
- Artık bizim kulübün bir üyesi değil.
- He has been barred from the club.
- Kulüpten uzaklaştırıldı.
- Tom is the president of the local astronomy club.
- Tom yerel astronomi kulübünün başkanıdır.
- He was excluded from the club.
- O, kulüpten çıkarıldı.
- He applied for admission to the club.
- Kulübe kabul edilmek için başvurdu.
- Tom certainly can't become a member of our club.
- Tom kesinlikle bizim kulübün bir üyesi olamaz.
- He became a member of this club five years ago.
- Beş yıl önce bu kulübe üye oldu.
- More often than not, students prefer club activities to academic classes.
- Öğrenciler çoğunlukla, kulüp etkinliklerini akademik derslere tercih ederler.
Show More (310)
|
