|
- In particular in the report I support the comments on the need for frontloading the general public with notes and coins.
- Raporda özellikle halka banknot ve madeni paralarla ön yükleme yapılması gerektiğine ilişkin yorumları destekliyorum.
- President Prodi told us this morning that the introduction of euro notes and coins was a huge success.
- Başkan Prodi bu sabah bize avro banknot ve madeni paraların piyasaya sürülmesinin büyük bir başarı olduğunu söyledi.
- Secondly, consumers must be frontloaded, in terms of both notes and coins.
- İkinci olarak, hem banknotlar hem de madeni paralar açısından tüketicilere ön yükleme yapılmalıdır.
- In the southern countries in particular, notes are far more popular than coins.
- Özellikle güney ülkelerinde banknotlar madeni paralardan çok daha popülerdir.
- The introduction of euro notes and coins has made the internal market a domestic one.
- Avro banknot ve madeni paraların piyasaya sürülmesi iç pazarı yerel bir pazar haline getirmiştir.
- Firstly, I would point out to him that the Commission is not responsible for the introduction of notes and coins.
- Öncelikle Komisyonun banknot ve madeni paraların piyasaya sürülmesinden sorumlu olmadığını belirtmek isterim.
- With just six months to go before the introduction of the euro notes and coins, we must focus clearly on this event.
- Euro banknot ve madeni paraların piyasaya sürülmesine sadece altı ay kala, bu olaya net bir şekilde odaklanmalıyız.
- He took out a book about the history of coins.
- O, madeni paraların tarihi hakkında bir kitap çıkardı.
- Don't let the baby play with coins.
- Bebeğin madeni paralarla oynamasına izin vermeyin.
- He collected old coins.
- Eski madeni paralar biriktiriyordu.
- I got these old coins from her.
- Bu eski madeni paraları ondan aldım.
- It is said that he has a lot of old coins.
- Onun bir sürü eski madeni paraları olduğu söyleniyor.
- He took out a book about the history of coins.
- Madeni paraların tarihi hakkında bir kitap çıkardı.
- The five yuan coins are brass, and the ten yuan coins are made out of bronze.
- Beş yuanlık madeni paralar pirinçten, on yuanlık madeni paralar ise bronzdan yapılmıştır.
- The value of the coins depended on the weight of the metal used.
- Madeni paraların değeri kullanılan metalin ağırlığına bağlıydı.
- The coins are metal.
- Madeni paralar metaldir.
- I have many coins in this box.
- Bu kutuda bir sürü madeni param var.
- Don't let the baby play with coins.
- Bebeğin madeni paralarla oynamasına izin verme.
- She gave me these old coins.
- Bana bu eskimiş madeni paraları verdi.
- He published the book about the history of coins.
- Madeni paraların tarihi hakkında bir kitap yayınladı.
- He collected old coins.
- Eski madeni para koleksiyonu yapıyordu.
- He published the book about the history of coins.
- O, madeni paraların tarihi hakkında kitap yayınladı.
Show More (19)
|
