| 1 |
cone |
külah (dondurma için) |
n. |
|
- I prefer my ice cream in a cone rather than a cup.
- Dondurmamı bardak yerine külahta yemeyi tercih ediyorum.
- I think I will have one more ice cream cone.
- Sanırım bir külah daha dondurma yiyeceğim.
- I think I'll have one more ice cream cone.
- Sanırım bir külah dondurma daha alacağım.
- I think I will have one more ice cream cone.
- Sanırım bir külah dondurma daha alacağım.
- Jane wanted an ice cream cone.
- Jane bir külah dondurma istedi.
- I'd like two scoops of ice cream in a cone, please.
- Külahta iki top dondurma istiyorum, lütfen.
Show More (3)
|
| 2 |
cone |
koni |
n. |
|
- Alice bought cone-shaped hats for everyone at the party.
- Alice partideki herkes için koni şeklinde şapkalar aldı.
- Can you give me the definition of a cone?
- Bana koninin tanımını yapabilir misiniz?
- The base of a cone is a circle.
- Koninin tabanı bir dairedir.
- Can you give me the definition of a cone?
- Bana koninin tanımını yapabilir misin?
Show More (1)
|
| 3 |
cone |
kozalak |
n. |
|
- Don't throw the pine cones into the fire as they can explode.
- Çam kozalaklarını ateşe atmayın çünkü patlayabilirler.
Show More (-2)
|
| 4 |
cone |
ikaz kukası |
n. |
|
- The road was narrowed with cones to protect the workers.
- İşçileri korumak için yol ikaz kukalarıyla daraltılmıştı.
Show More (-2)
|
| 5 |
cone |
koni hücresi |
n. |
|
- Cones are photoreceptor cells in the retinas of human eyes.
- İnsan gözünün retinasında bulunan fotoreseptör hücrelere koni hücresi denir.
Show More (-2)
|
