|
- Firstly, it claims that the two decisions are not connected because they are not simultaneous.
- İlk olarak, bu iki kararın birbiriyle bağlantılı olmadığını çünkü eş zamanlı olmadıklarını iddia etmektedir.
- The environment, social and cultural issues, development and governance are, of course, all intrinsically connected.
- Çevre, sosyal ve kültürel konular, kalkınma ve yönetişim elbette birbiriyle bağlantılıdır.
- Moreover, the information-based economy is an issue connected with that very thing, information.
- Dahası, bilgi temelli ekonomi tam da bu şeyle, bilgiyle bağlantılı bir konudur.
- Political groups are also connected with the matter of administration.
- Siyasi gruplar da yönetim konusuyla bağlantılıdır.
- The main fisheries connected to this agreement are, of course, deepwater shrimp and tuna.
- Bu anlaşmayla bağlantılı olan başlıca balıkçılık türleri elbette derin su karidesi ve orkinostur.
- This is connected with the low level of interest, which guarantees good financial conditions that favour investment.
- Bu durum, yatırımları destekleyen iyi mali koşulları garanti eden düşük faiz seviyesiyle bağlantılıdır.
- I wish to mention one or two problems connected with this issue.
- Bu konuyla bağlantılı bir ya da iki sorundan bahsetmek istiyorum.
- This is, and will continue to be, connected with developments within the World Trade Organisation.
- Bu, Dünya Ticaret Örgütü'ndeki gelişmelerle bağlantılıdır ve böyle olmaya da devam edecektir.
- The rules for implementation now being discussed are connected with this new Financial Regulation.
- Şu anda tartışılmakta olan uygulamaya yönelik kurallar bu yeni Mali Tüzükle bağlantılıdır.
- Transparency is connected to achieving efficient use of unused areas of the radio spectrum.
- Şeffaflık, radyo spektrumunun kullanılmayan alanlarının verimli bir şekilde kullanılmasını sağlamakla bağlantılıdır.
- While it is mainly used in activities connected to construction, its use is not exclusive to that economic activity.
- Ağırlıklı olarak inşaatla bağlantılı faaliyetlerde kullanılsa da, kullanımı bu ekonomik faaliyete münhasır değildir.
- This social situation is, without doubt, connected to the record level of non-participation in the last elections.
- Bu sosyal durum, hiç şüphesiz, son seçimlere rekor düzeyde katılmama ile bağlantılıdır.
- The environment, social and cultural issues, development and governance are, of course, all intrinsically connected.
- Çevre, sosyal ve kültürel meseleler, kalkınma ve yönetişim elbette birbirleriyle içten bağlantılıdır.
- The driver and the passengers are digitally connected with one another.
- Sürücü ve yolcular birbirleriyle dijital olarak bağlantılıdır.
- Sami was connected to the disappearance of Layla Bakir.
- Sami, Layla Bakir'in kaybolmasıyla bağlantılıydı.
- The organization is not connected with any political parties.
- Organizasyon, herhangi bir siyasi partiyle bağlantılı değildir.
- Everything in the world is connected to everything else.
- Dünyadaki her şey diğer her şeyle bağlantılıdır.
- Tom is connected with that company.
- Tom bu şirketle bağlantılıdır.
- Everything is connected to everything.
- Her şey her şeyle bağlantılıdır.
- I know Tom is connected.
- Tom'un bağlantılı olduğunu biliyorum.
- The organization is not connected with any political parties.
- Örgüt, herhangi bir siyasi partiyle bağlantılı değildir.
- All of us are connected with the past and the future as well as the present.
- Hepimiz, şu anla olduğu kadar, geçmişle ve gelecekle de bağlantılıyız.
- The two incidents are connected with each other.
- İki olay birbiriyle bağlantılı.
- Everything is connected to everything else.
- Her şey diğer her şeyle bağlantılı.
- How is this connected to that?
- Bu, onunla nasıl bağlantılı?
- Tom is connected with that company.
- Tom o şirketle bağlantılıdır.
- The economy is deeply connected to politics.
- Ekonomi siyasetle derinden bağlantılıdır.
- I am not connected to this crime in any way.
- Ben herhangi bir şekilde bu suçla bağlantılı değilim.
- Everything is connected to everything else.
- Her şey birbiriyle bağlantılı.
Show More (26)
|
|
- You can already receive e-mail messages on mobile devices which are connected to the Internet.
- İnternete bağlı mobil cihazlardan e-posta mesajlarını zaten alabilirsiniz.
- This social situation is, without doubt, connected to the record level of non-participation in the last elections.
- Bu sosyal durum şüphesiz son seçimlere rekor düzeyde katılım olmamasına bağlıdır.
- The Central Bank is connected to the TARGET system of the ECB for real time transactions in EURO.
- Merkez Bankası, gerçek zamanlı EURO işlemleri için Avrupa Merkez Bankası’nın TARGET sistemine bağlıdır.
- Worldwide, we are becoming increasingly connected and dependent on one another.
- Dünya genelinde birbirimize giderek daha bağlı ve bağımlı hale geliyoruz.
- Worldwide, we are becoming increasingly connected and dependent on one another.
- Dünya çapında birbirimize giderek daha bağlı ve bağımlı hale geliyoruz.
- Every finger in your hand is connected to a planet.
- Elinizdeki her parmak bir gezegene bağlıdır.
- The procedure for downloading to a hard disk from a connected flash drive is almost the same in both cases.
- Bağlı bir flash sürücüden sabit diske indirme prosedürü her iki durumda da neredeyse aynıdır.
- Every finger in your hand is connected to a planet.
- Elinizdeki her parmak bir gezegene bağlı.
- The economy is deeply connected to politics.
- Ekonomi, siyasete derinden bağlı.
- Is this computer connected to the Internet?
- Bu bilgisayar internete bağlı mı?
- All living things are connected in one chain of being.
- Tüm canlılar tek bir varlık zinciriyle birbirine bağlıdır.
- My computer is connected to a properly grounded outlet.
- Bilgisayarım doğru şekilde topraklanmış bir prize bağlı.
- This telephone is connected to the fax machine.
- Bu telefon faks makinesine bağlı.
- The lamp is connected to a timer.
- Lamba bir zamanlayıcıya bağlı.
- The village is connected to our city by a bridge.
- Köy, şehrimize bir köprü ile bağlı.
- Everything is connected.
- Her şey bağlı.
- I feel connected.
- Bağlı hissediyorum.
- Everything is connected to everything.
- Her şey her şeye bağlıdır.
- All of them are connected.
- Hepsi birbirine bağlı.
- My computer is connected to a properly grounded outlet.
- Bilgisayarım düzgün topraklanmış bir prize bağlı.
- This telephone is connected to the fax machine.
- Bu telefon faks makinesine bağlıdır.
- Is this computer connected to the Internet?
- Bu bilgisayar internet'e bağlı mı?
- Everything is connected.
- Her şey birbirine bağlı.
Show More (20)
|
