| 1 |
courtesy |
nezaket |
n. |
|
- Emma didn't even have the courtesy to apologize.
- Emma özür dileme nezaketini bile göstermedi.
- The Commission code does not explicitly recognise the need for courtesy.
- Komisyon kuralları nezaket ihtiyacını açıkça kabul etmemektedir.
- I did not even receive a courtesy reply to my protest.
- İtirazıma nezaketen bir cevap bile alamadım.
- Quite apart from your personal health problems, it is a matter of courtesy.
- Kişisel sağlık sorunlarınız bir yana, bu bir nezaket meselesidir.
- I expect the same courtesy from you.
- Aynı nezaketi sizden de bekliyorum.
- They are built on respect, courtesy, and how to live with one another.
- Bunlar saygı, nezaket ve birbirimizle nasıl yaşayacağımız üzerine inşa edilmiştir.
- Thank you for your courtesy.
- Nezaketiniz için teşekkürler.
- Your courtesy is appreciated.
- Nezaketin takdire şayan.
- Thank you for your courtesy.
- Nezaketiniz için teşekkür ederim.
- Tom didn't even have the courtesy to say that he was sorry.
- Tom üzgün olduğunu söyleme nezaketini bile göstermedi.
- I was impressed by Tom's courtesy.
- Tom'un nezaketinden etkilendim.
- In Japan, bowing is common courtesy.
- Japonya'da eğilerek selam vermek yaygın bir nezakettir.
- In Japan, bowing is common courtesy.
- Japonya'da eğilmek yaygın bir nezakettir.
- Tom didn't even have the courtesy to say that he was sorry.
- Tom üzgün olduğunu söyleme nezaketinde bile bulunmadı.
- Your courtesy is appreciated.
- Nezaketiniz takdir edilmektedir.
- I thank you for your courtesy.
- Nezaketiniz için teşekkür ederim.
- I thank you for your courtesy.
- Ben sana nezaketin için teşekkür ederim.
- I appreciate the courtesy.
- Nezaketini takdir ediyorum.
- I appreciate the courtesy.
- Nezaketiniz için minnettarım.
Show More (16)
|
| 2 |
courtesy |
hürmet |
n. |
|
- As a general rule, you should have exchanged courtesies with her.
- Genel bir kural olarak, onunla birbirinize hürmet göstermeliydiniz.
Show More (-2)
|
| 3 |
courtesy |
ücretsiz yolcu taşıyan |
adj. |
|
- I prefer travel agents that have a courtesy bus.
- Ücretsiz yolcu taşıyan otobüslerin olduğu seyahat acentelerini tercih ediyorum.
Show More (-2)
|
| 4 |
courtesy |
kibarlık |
n. |
|
- Wherever I have gone I have met unfailing courtesy and politeness.
- Gittiğim her yerde sonsuz bir nezaket ve kibarlıkla karşılaştım.
Show More (-2)
|
