|
- Can you bring the sugar from the cupboard?
- Dolaptan şekeri getirebilir misin?
- I am sticking a picture on the cupboard.
- Dolabın üzerine bir resim yapıştırıyorum.
- When Mary went to cook dinner, she found that her potatoes had sprouted in the cupboard.
- Mary yemek pişirmeye gittiğinde, patateslerin dolapta filizlendiğini gördü.
- All of the money in the cupboard was stolen.
- Dolaptaki bütün para çalındı.
- I looked in the cupboard.
- Ben dolaba baktım.
- What's in that cupboard?
- O dolapta ne var?
- A large cupboard stood in the corner of the room.
- Odanın köşesinde büyük bir dolap duruyordu.
- Mary's mother's a cupboard drinker.
- Mary'nin annesi bir dolap içicisidir.
- The cupboard is near the fridge.
- Dolap buzdolabının yanındadır.
- Put that in the cupboard.
- Onu dolaba koy.
- I'm sure the potatoes are in the cupboard.
- Patateslerin dolapta olduğuna eminim.
- Take a clean glass from the cupboard.
- Dolaptan temiz bir bardak al.
- She folded up the towels and put them away in the cupboard.
- Havluları katladı ve onları dolaptaki yerine koydu.
- Indeed, I keep the cupboard closed.
- Aslında, dolabı kapalı tutarım.
- I am sticking a picture on the cupboard.
- Dolabın üstüne bir resim yapıştırıyorum.
- All of the money in the cupboard was stolen.
- Dolaptaki tüm para çalınmış.
- Put it in the cupboard.
- Onu dolaba koy.
- The cupboard is near the fridge.
- Dolap buzdolabının yanında.
- Will you put the dishes away in the cupboard?
- Tabakları dolaptaki yerine koyar mısın?
- I looked in the cupboard.
- Dolaba baktım.
- Put it in the cupboard.
- Bunu dolaba koy.
- I'm sure the potatoes are in the cupboard.
- Patateslerin dolapta olduğundan eminim.
Show More (19)
|
