The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.
|
Anglais |
Turc |
|
| 1 |
curious |
meraklı |
adj. |
|
- The child gave a curious look to the strangers.
- Çocuk, yabancılara meraklı gözlerle baktı.
- Children are the most curious creatures in the world.
- Çocuklar dünyanın en meraklı yaratıklarıdır.
- Dogs can be very energetic and curious creatures.
- Köpekler çok enerjik ve meraklı yaratıklar olabilir.
- Focus on cultivating a curious mind by asking questions.
- Soru sorarak meraklı bir zihin geliştirmeye odaklanın.
- He is so curious and wants to explore everything.
- Çok meraklıdır ve her şeyi keşfetmek ister.
- Children are naturally curious and like to explore.
- Çocuklar doğal olarak meraklıdır ve keşfetmeyi severler.
- Are you curious to make new discoveries about the past?
- Geçmişe dair yeni keşifler yapmaya meraklı mısınız?
- Be brave, be curious and be inventive.
- Cesur olun, meraklı olun ve yaratıcı olun.
- Little ones are the most restless and curious explorers in the world.
- Küçükler dünyanın en huzursuz ve meraklı kaşifleridir.
- Be curious and enthusiastic about your child.
- Çocuğunuz hakkında meraklı ve hevesli olun.
- Be curious and have fun challenging yourself to live with less.
- Meraklı olun ve daha azıyla yaşamak için kendinize meydan okuyarak eğlenin.
- There are even courses for curious kids.
- Meraklı çocuklar için kurslar bile var.
- Kids are the most curious creatures in the world.
- Çocuklar dünyanın en meraklı yaratıklarıdır.
- Learn to be curious like a child.
- Bir çocuk gibi meraklı olmayı öğrenin.
- Instead, focus on helping curious customers explore ideas and be inspired.
- Bunun yerine, meraklı müşterilerin fikirleri keşfetmesine ve ilham almasına yardımcı olmaya odaklanın.
- Kids are curious and like to discover new things.
- Çocuklar meraklıdır ve yeni şeyler keşfetmeyi severler.
- Kids are curious and they love exploring new things.
- Çocuklar meraklıdır ve yeni şeyler keşfetmeyi severler.
- We are a curious and creative group of people whose ideas transform the future.
- Bizler, fikirleriyle geleceği dönüştüren meraklı ve yaratıcı bir grup insanız.
- Young children are naturally curious and observant.
- Küçük çocuklar doğal olarak meraklı ve gözlemcidir.
- Yung became a joyful and curious young man.
- Yung neşeli ve meraklı bir genç adam oldu.
- They are active and playful and are known to be smart and curious.
- Aktif ve eğlencelidirler ve akıllı ve meraklı oldukları bilinmektedir.
- We are as patient, energetic and fun as we are curious.
- Meraklı olduğumuz kadar sabırlı, enerjik ve eğlenceliyiz.
- How do you know you are curious?
- Meraklı olduğunuzu nasıl anlarsınız?
- Why is it good to be curious?
- Meraklı olmak neden iyidir?
- A great opportunity has been provided for curious and talented students.
- Meraklı ve yetenekli öğrenciler için büyük bir olanak sağlanmıştır.
- A great opportunity has been provided for curious and talented students.
- Meraklı ve yetenekli öğrencilere büyük bir olanak sağlandı.
- A great opportunity has been provided for curious and talented students.
- Meraklı ve yetenekli öğrenciler için büyük bir imkan sağlandı.
- Tom is curious now.
- Tom şimdi meraklı.
- Tom is sure curious.
- Tom kesinlikle meraklı.
- Tom is understandably curious.
- Tom anlaşılabilir bir şekilde meraklı.
- Mary is smart and curious.
- Mary zeki ve meraklı.
- My child is curious to know everything.
- Çocuğum her şeyi öğrenmeye meraklı.
- She is curious to learn new things.
- Yeni şeyler öğrenmeye meraklı.
- She's very curious.
- Çok meraklı.
- Tom is certainly curious.
- Tom kesinlikle meraklı.
- Tom is curious.
- Tom meraklı.
- I am very curious.
- Çok meraklıyım.
- I guess I'm a little curious.
- Sanırım biraz meraklıyım.
- Tom said he was curious about that.
- Tom bunun hakkında meraklı olduğunu söyledi.
- I'm curious.
- Ben meraklıyım.
- I'm just curious.
- Sadece meraklıyım.
- I'm rather curious.
- Oldukça meraklıyım.
- Are you curious?
- Meraklı mısın?
- Tom seemed to be curious.
- Tom meraklı görünüyordu.
- Tom said he's curious.
- Tom meraklı olduğunu söyledi.
- Tom said Mary is curious.
- Tom Mary'nin meraklı olduğunu söyledi.
- Tom said Mary is curious.
- Tom, Mary'nin meraklı olduğunu söyledi.
- Tom said Mary isn't curious.
- Tom Mary'nin meraklı olmadığını söyledi.
- Tom said Mary was curious.
- Tom Mary'nin meraklı olduğunu söyledi.
- Tom said Mary wasn't curious.
- Tom Mary'nin meraklı olmadığını söyledi.
- Tom said that he was really curious.
- Tom gerçekten meraklı olduğunu söyledi.
- Children are very curious and ask many questions.
- Çocuklar çok meraklıdır ve çok soru sorarlar.
- Dolphins are curious.
- Yunuslar meraklıdır.
- Tom looks like he's curious.
- Tom meraklı görünüyor.
- Tom may be curious.
- Tom meraklı olabilir.
- Tom was incredibly curious.
- Tom inanılmaz bir şekilde meraklıydı.
- Tom was incredibly curious.
- Tom son derece meraklıydı.
- Tom was incredibly curious.
- Tom inanılmaz meraklıydı.
- I was curious.
- Meraklıydım.
- I was really curious.
- Ben gerçekten meraklıydım.
- I was very curious about it.
- Bu konuda çok meraklıydım.
- Tom must be curious.
- Tom meraklı olmalı.
- He's very curious.
- O çok meraklı.
- He's very curious.
- Çok meraklı.
- I think Tom is curious.
- Bence Tom meraklı.
- I think Tom is somewhat curious.
- Sanırım Tom biraz meraklı.
- I think Tom is somewhat curious.
- Bence Tom biraz meraklı.
- I think Tom is very curious.
- Bence Tom çok meraklı.
- I think Tom is quite curious.
- Bence Tom oldukça meraklı.
- Tom didn't seem to be as curious as Mary seemed to be.
- Tom, Mary kadar meraklı görünmüyordu.
- Tom seemed to be somewhat curious.
- Tom biraz meraklı görünüyordu.
- Tom seems to be curious about that.
- Tom bu konuda meraklı görünüyor.
- Tom seems to be really curious about that.
- Tom bu konuda gerçekten meraklı görünüyor.
- Tom told Mary that he was curious.
- Tom, Mary'ye meraklı olduğunu söyledi.
- Tom told me he was curious.
- Tom bana meraklı olduğunu söyledi.
- Tom wasn't very curious.
- Tom çok meraklı değildi.
- Tom is curious.
- Tom meraklıdır.
- Tom said that Mary was curious.
- Tom, Mary'nin meraklı olduğunu söyledi.
- Tom is likely to be curious.
- Tom muhtemelen meraklıdır.
- Tom is smart and curious.
- Tom akıllı ve meraklıdır.
- Tom is smart and curious.
- Tom zeki ve meraklıdır.
- I thought you might be curious.
- Meraklı olabileceğini düşündüm.
- I wonder why Tom is so curious.
- Tom'un neden bu kadar meraklı olduğunu merak ediyorum.
- Stop being so curious.
- Bu kadar meraklı olmayı bırak.
- The more curious you are, the better.
- Ne kadar meraklı olursan o kadar iyi.
- The more you study, the more curious you will become.
- Ne kadar çok araştırırsanız, o kadar meraklı olursunuz.
- The more you study, the more curious you will become.
- Ne kadar çok çalışırsan o kadar meraklı olursun.
- They said they were curious.
- Meraklı olduklarını söylediler.
- Ferrets are playful and curious.
- Gelincikler oyuncu ve meraklıdır.
- I think Tom is quite curious.
- Bence Tom oldukça meraklıdır.
- Kittens are curious.
- Yavru kediler meraklıdır.
- Mary is smart and curious.
- Mary akıllı ve meraklıdır.
- She is always curious about what I am doing.
- Benim ne yaptığım konusunda her zaman meraklıdır.
- She is curious to learn new things.
- Yeni şeyler öğrenmeye meraklıdır.
- I don't think Tom was curious.
- Tom'un meraklı olduğunu sanmıyorum.
- Tom said that he was very curious.
- Tom çok meraklı olduğunu söyledi.
- Small children are very curious.
- Küçük çocuklar çok meraklıdır.
- I doubt if Tom will be curious.
- Tom'un meraklı olup olmayacağından şüpheliyim.
- Tom said that Mary is curious.
- Tom, Mary'nin meraklı olduğunu söyledi.
- I doubt if Tom will be curious.
- Tom'un meraklı olacağından şüpheliyim.
- I think Tom is curious.
- Bence Tom meraklı biri.
- Tom said that Mary was curious.
- Tom Mary'nin meraklı olduğunu söyledi.
- I am not curious.
- Meraklı değilim.
- Tom is very curious.
- Tom çok meraklı.
- I'm really curious.
- Gerçekten meraklıyım.
- I'm very curious.
- Ben çok meraklıyım.
- We're very curious about that.
- Biz o konuda çok meraklıyız.
- We're very curious about that.
- Bu konuya çok meraklıyız.
- We're very curious.
- Çok meraklıyız.
- Tom looked like he was curious.
- Tom meraklıymış gibi görünüyordu.
- The more curious you are, the better.
- Ne kadar meraklıysan o kadar iyi.
- Tom wasn't very curious.
- Tom pek meraklı değildi.
- Tom will be curious.
- Tom meraklı olacak.
- Tom will likely be curious.
- Tom muhtemelen meraklı olacak.
- You're curious, aren't you?
- Sen meraklısın, değil mi?
- Tom will probably be curious.
- Tom muhtemelen meraklı olacak.
- Tom is likely going to be curious.
- Tom muhtemelen meraklı olacak.
- Tom is probably going to be curious.
- Tom muhtemelen meraklı olacak.
- Tom isn't as curious as he used to be.
- Tom eskiden olduğu kadar meraklı değil.
- Tom isn't as curious as he used to be.
- Tom eskisi kadar meraklı değil.
- Tom knew that I was curious.
- Tom meraklı olduğumu biliyordu.
- Tom knew that I'd be curious.
- Tom meraklı olacağımı biliyordu.
- Tom looked like he was curious.
- Tom meraklı gibi görünüyordu.
- Tom looks curious.
- Tom meraklı görünüyor.
- You're curious, aren't you?
- Meraklısın, değil mi?
- You're very curious.
- Çok meraklısın.
- Mary was curious, and with good reason.
- Mary meraklıydı ve iyi bir nedeni vardı.
- She was so curious that she opened the box.
- O kadar meraklıydı ki kutuyu açtı.
- Tom was curious, but Mary wasn't.
- Tom meraklıydı ama Mary değildi.
- You can't blame us for being curious.
- Meraklı olduğumuz için bizi suçlayamazsın.
- He was too curious.
- O çok fazla meraklıydı.
- He was too curious.
- Çok meraklıydı.
- Sami was somewhat curious.
- Sami biraz meraklıydı.
- Tom was curious.
- Tom meraklıydı.
- Tom looks like he's curious.
- Tom meraklı gibi görünüyor.
- You don't seem to be as curious as Tom seems to be.
- Tom kadar meraklı görünmüyorsun.
- You look curious.
- Meraklı görünüyorsun.
- You're a very curious guy, aren't you?
- Çok meraklı bir adamsın, değil mi?
- How curious!
- Ne kadar meraklı!
- Tom is curious, isn't he?
- Tom meraklı, değil mi?
Show More (137)
|
| 2 |
curious |
ilginç |
adj. |
|
- I am therefore in favour of abandoning this curious debate.
- Bu nedenle bu ilginç tartışmayı terk etmekten yanayım.
- It would be a very curious thing for them to do.
- Onlar için çok ilginç bir şey olurdu.
- Are we not in a rather curious position?
- Oldukça ilginç bir konumda değil miyiz?
- It would be a very curious thing for them to do.
- Bu onlar için çok ilginç bir şey olurdu.
- As I said, this is curious.
- Dediğim gibi, bu çok ilginç.
- The world is full of very curious things.
- Dünya çok ilginç şeylerle dolu.
- This is a curious argument.
- Bu ilginç bir iddiadır.
- This is a curious argument.
- Bu ilginç bir argüman.
- What a curious fact!
- Ne ilginç bir gerçek!
- Isn't that curious?
- İlginç değil mi?
- It's a curious coincidence.
- İlginç bir tesadüf.
- But there was one curious circumstance.
- Ama ilginç bir durum vardı.
- There is a curious story about an Englishman.
- Bir İngiliz hakkında ilginç bir hikaye var.
- It's a curious coincidence.
- Bu ilginç bir tesadüf.
- There is a curious story about an Englishman.
- Bir İngiliz hakkında ilginç bir hikaye vardır.
- How very curious!
- Ne kadar ilginç!
- It's rather curious.
- Oldukça ilginç.
- Tom's case is much more curious than Benjamin Button's.
- Tom'un vakası Benjamin Button'ınkinden çok daha ilginç.
Show More (15)
|
| 3 |
curious |
tuhaf |
adj. |
|
- I have a curious feeling about the new guy.
- Bu yeni adamla ilgili içimde tuhaf bir his var.
- This is, it has to be said, a curious conception of democracy.
- Bunun tuhaf bir demokrasi anlayışı olduğunu söylemek gerekir.
- That's very curious.
- Bu çok tuhaf.
- Tom's case is much more curious than Benjamin Button's.
- Tom'un durumu Benjamin Button'unkinden çok daha tuhaf.
- That's very curious.
- Çok tuhaf.
- But there was one curious circumstance.
- Fakat tuhaf bir durum vardı.
Show More (4)
|
| 4 |
curious |
garip |
adj. |
|
- That's curious.
- Bu garip.
- It's rather curious.
- Bu oldukça garip.
- Isn't that curious?
- Bu garip değil mi?
Show More (0)
|