| 1 |
cushion |
minder |
n. |
|
- The little dog had his own cushion.
- Küçük köpeğin kendi minderi vardı.
- The cushions on the sofa don't match those on the armchairs.
- Kanepenin üzerindeki minderler koltukların üzerindekilerle uyuşmuyor.
- The cushions on the sofa don't match those on the armchairs.
- Kanepedeki minderler koltuklardakilerle eşleşmiyor.
- He fetched a few cushions to prop up her head.
- Başını desteklemek için birkaç minder getirdi.
- Cushions were placed in the seats.
- Minderler koltuklara yerleştirildi.
- Tom has a Pikachu cushion.
- Tom'un bir Pikachu minderi var.
Show More (3)
|
| 2 |
cushion |
yastık |
n. |
|
- I'm going to make a cushion and fill it with fir needles.
- Ben bir yastık yapacağım ve onu köknar iğneleri ile dolduracağım.
- No practical joker should be without a whoopee cushion.
- Hiçbir şakacının yanında şaka yastığı olmamalı.
- I'm going to make a cushion and fill it with fir needles.
- Bir yastık yapacağım ve içini köknar iğneleriyle dolduracağım.
- He fetched a few cushions to prop up her head.
- Onun başını desteklemek için birkaç yastık getirdi.
- Tom has a Pikachu cushion.
- Tom'un Pikachu yastığı var.
Show More (2)
|
| 3 |
cushion |
hafifletmek |
v. |
|
- We cannot instruct the Member States to access any funds to cushion the socio-economic impact.
- Üye Devletlere sosyo-ekonomik etkiyi hafifletmek için herhangi bir fona erişmeleri talimatını veremeyiz.
Show More (-2)
|
