dampen - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
dampen nemlendirmek v.
  • You can try to dampen the fabric before ironing.
  • Ütülemeden önce kumaşı nemlendirmeyi deneyebilirsiniz.
Show More (-2)
dampen keyfini kaçırmak v.
  • Bad news dampened Camila's mood in the morning.
  • Kötü haberler, Camila'nın sabah sabah keyfini kaçırdı.
Show More (-2)
dampen azaltmak v.
  • Soundproof construction in our building dampens the sound.
  • Binamızdaki ses geçirmez yapı sesi azaltır.
Show More (-2)
dampen söndürmek v.
  • It must dampen the fires of the increasingly bitter disputes we have witnessed in recent weeks.
  • Son haftalarda şahit olduğumuz ve giderek şiddetlenen tartışmaların ateşini söndürmelidir.
Show More (-2)
dampen (tadını/keyfini) kaçırmak v.
  • The defeat didn't dampen his spirits.
  • Yenilgi, onun neşesini kaçırmadı.
Show More (-2)
dampen (hevesini/umudunu/şevkini) kırmak v.
  • The defeat didn't dampen his spirits.
  • Yenilgi, onun cesaretini kırmadı.
Show More (-2)