daughter - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
daughter kız n.
  • Mrs. Anderson is living with her daughter.
  • Bayan Anderson kızıyla birlikte yaşıyor.
  • On the evening of 12 August, my daughter bought a camera in my home town of Döbelin, population 28 000.
  • 12 Ağustos akşamı kızım, 28.000 nüfuslu Döbelin kasabasından bir fotoğraf makinesi satın aldı.
  • Perhaps I will ask my daughter, Kate, if she will write a 21st-century version featuring clean air.
  • Belki de kızım Kate'e temiz hava içeren bir 21. yüzyıl versiyonu yazıp yazmayacağını sorarım.
Show More (1046)
daughter kız çocuk n.
  • We need an instrument if we are to establish daughter directives.
  • Kız çocuğu direktifleri oluşturacaksak bir araca ihtiyacımız var.
  • He has two daughters.
  • Onun iki kız çocuğu var.
  • They have two daughters.
  • Onların iki kız çocuğu var.
Show More (8)
daughter evlat n.
  • The daughter of a child is a granddaughter.
  • Evladın kızı torundur.
  • I can tell that you're a daughter who cares a lot for her parents.
  • Ailesine çok değer veren bir evlat olduğunu söyleyebilirim.
  • The duty of a daughter is in obedience.
  • Bir evladın görevi itaat etmektir.
Show More (0)
daughter kız evlat n.
  • Tom had always wanted a daughter.
  • Tom her zaman bir kız evlat istemişti.
  • Tom always wanted a daughter.
  • Tom her zaman bir kız evlat istedi.
  • The daughter brushes her hair.
  • Kız evlat saçını fırçalar.
Show More (0)