| 1 |
devious |
sinsi |
adj. |
|
- I don't think Tom is devious.
- Tom'un sinsi olduğunu sanmıyorum.
- Tom is devious.
- Tom sinsidir.
- Tom is devious, isn't he?
- Tom sinsi, değil mi?
- I think Tom is devious.
- Bence Tom sinsi.
- Tom has been very devious.
- Tom çok sinsi davrandı.
- Could Tom really be that devious?
- Tom gerçekten bu kadar sinsi olabilir mi?
- Tom was devious.
- Tom sinsiydi.
- Tom is being kind of devious, isn't he?
- Tom biraz sinsi davranıyor, değil mi?
Show More (5)
|
| 2 |
devious |
hilekar |
adj. |
|
- There has been a technical problem, so no one was being devious; there was just a technical hitch.
- Teknik bir sorun yaşandı, yani kimse hilekarlık yapmıyordu; sadece teknik bir aksaklık vardı.
- I think Tom is devious.
- Tom hilekar olduğunu düşünüyorum.
Show More (-1)
|
| 3 |
devious |
aldatıcı |
adj. |
|
- Tom has been very devious.
- Tom çok aldatıcıydı.
- Tom is devious, isn't he?
- Tom aldatıcı, değil mi?
Show More (-1)
|
| 4 |
devious |
kurnaz |
adj. |
|
- Tom was devious.
- Tom kurnazdı.
Show More (-2)
|
