1 |
doorknob |
kapı kolu |
n. |
|
- The doorknob broke.
- Kapı kolu kırık.
- Tom turned the doorknob.
- Tom kapı kolunu çevirdi.
- The doorknob broke.
- Kapı kolu kırıldı.
- The only fingerprints that the police found on the doorknob were Tom's.
- Polisin kapı kolunda bulduğu tek parmak izi Tom'a aitti.
- The police found Layla's fingerprints on the doorknob.
- Polis kapı kolunda Layla'nın parmak izlerini buldu.
- The doorknob slowly turned.
- Kapı kolu yavaşça döndü.
- Tom took hold of the doorknob and turned it.
- Tom kapı kolunu tuttu ve çevirdi.
- He groped for the doorknob in the dark.
- Karanlıkta el yordamıyla kapı kolunu aradı.
- Nearly all the doorknobs in this apartment were broken.
- Bu dairedeki neredeyse tüm kapı kolları kırılmış.
- The police found Sami's fingerprints on the doorknob.
- Polis kapı kolunda Sami'nin parmak izlerini buldu.
- He turned the doorknob with his left hand.
- Sol eliyle kapı kolunu çevirdi.
- Tom tried to turn the doorknob, but it wouldn't budge.
- Tom kapı kolunu çevirmeye çalıştı ama o kımıldamadı.
- The police found Tom's fingerprints on the doorknob.
- Polis, Tom'un parmak izlerini kapı kolunun üzerinde buldu.
- Tom quietly turned the doorknob and tiptoed into the room.
- Tom sessizce kapı kolunu çevirdi ve parmak uçlarına basarak odaya gitti.
- He let out an exaggerated groan and put his hand on the doorknob.
- Abartılı bir inilti çıkardı ve elini kapı koluna koydu.
- Tom and Mary reached for the doorknob at the same time.
- Tom ve Mary aynı anda kapı koluna uzandılar.
- Tom tried to turn the doorknob, but it wouldn't budge.
- Tom kapı kolunu çevirmeye çalıştı ama yerinden oynamadı.
- The police found Tom's fingerprints on the doorknob.
- Polis kapı kolunda Tom'un parmak izlerini buldu.
- Don't touch that doorknob.
- O kapı koluna dokunma.
- She turned the doorknob slowly.
- Kapı kolunu yavaşça çevirdi.
- He turned the doorknob with his left hand.
- O, sol eli ile kapı kolunu çevirdi.
- He groped for the doorknob in the dark.
- Karanlıkta kapı kolunu el yordamıyla aradı.
- Tom turned the doorknob.
- Tom, kapı kolunu çevirdi.
- Tom slowly turned the doorknob and entered the room quietly.
- Tom yavaşça kapı kolunu çevirdi ve sessizce odaya girdi.
- I saw Tom wiping his fingerprints off the doorknob.
- Tom'u kapı kolundaki parmak izlerini silerken gördüm.
- I turned the doorknob.
- Kapı kolunu çevirdim.
Show More (23)
|
2 |
doorknob |
kapı tokmağı |
n. |
|
- She turned the doorknob to open the door.
- Kapıyı açmak için kapı tokmağını çevirdi.
- The police found Layla's fingerprints on the doorknob.
- Polis, Leyla'nın parmak izlerini kapı tokmağının üzerinde buldu.
- She turned the doorknob slowly.
- O, kapı tokmağını yavaşça çevirdi.
- The only fingerprints that the police found on the doorknob were Tom's.
- Polislerin kapı tokmağında buldukları tek parmak izleri Tom'unkilerdi.
- Fadil quietly turned the doorknob and entered the house.
- Fadıl sessizce kapı tokmağını çevirdi ve eve girdi.
- The police found Sami's fingerprints on the doorknob.
- Polis, Sami'nin parmak izlerini kapı tokmağının üzerinde buldu.
- I saw Tom wiping his fingerprints off the doorknob.
- Tom'un kapı tokmağından parmak izlerini sildiğini gördüm.
- Tom turned the doorknob slowly.
- Tom kapı tokmağını yavaşça çevirdi.
- Fadil quietly turned the doorknob and entered the house.
- Fadıl kapı tokmağını sessizce çevirdi ve eve girdi.
- He let out an exaggerated groan and put his hand on the doorknob.
- O, abartılı bir inleme çıkardı ve elini kapı tokmağına koydu.
- Tom quietly turned the doorknob and tiptoed into the room.
- Tom sessizce kapı tokmağını çevirdi ve parmak uçlarında odaya girdi.
- The doorknob slowly turned.
- Kapı tokmağı yavaşça çevrildi.
- Tom took hold of the doorknob and turned it.
- Tom kapı tokmağını tuttu ve onu çevirdi.
Show More (10)
|
3 |
doorknob |
kapı topuzu |
n. |
|
- Tom turned the doorknob slowly.
- Tom yavaşça kapı topuzunu döndürdü.
Show More (-2)
|