Anglais | Turc | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | drown in something v. | boğulmak |
Phrasals | drown in something v. | bir sıvıda boğulmak |
Phrasals | drown in something v. | aşırı bolluk içinde olmak |
Phrasals | drown in something v. | bolca olan bir şeye boğulmak |
Phrasals | drown in something v. | bir şeyin içinde boğulmak |
Phrasals | drown in something v. | bir şeye doymak |
Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | drown in (something) v. | boğulmak | ||
He drowned in the ocean. O okyanusta boğuldu. More Sentences |
||||
Phrasals | drown someone in something v. | birisini suda boğarak öldürmek | ||
Phrasals | drown in (something) v. | bir sıvıda boğulmak | ||
Phrasals | drown in (something) v. | boğmak | ||
Phrasals | drown in (something) v. | bir sıvıda/suda boğmak | ||
Phrasals | drown in (something) v. | birini bir şeye/bir şeyle boğmak (iş) | ||
Phrasals | drown in (something) v. | birini bir şeyle bunaltmak | ||
Phrasals | drown in (something) v. | gırtlağına kadar iş yüklemek/işe boğmak | ||
Phrasals | drown in (something) v. | bir şeyin yoğunluğundan bunalmak | ||
Phrasals | drown in (something) v. | bir şeyin yoğunluğu altında ezilmek/boğulmak | ||
Phrasals | drown in (something) v. | işi başından aşkın olmak | ||
Phrasals | drown (someone or an animal) in something v. | (birini/bir hayvanı) bir şeyin içerisinde boğmak |