| 1 |
enact |
yasa çıkarmak |
v. |
|
- I would have liked us to have granted right of action to those regions that possess the right to enact legislation.
- Yasa çıkarma hakkına sahip olan bölgelere eylem hakkı tanınmasını isterdim.
- Whatever legislation we enact will remain a paper tiger if we do not enforce it.
- Hangi yasayı çıkarırsak çıkaralım, eğer onu uygulamazsak kağıttan kaplan olarak kalacaktır.
- I would have liked us to have granted right of action to those regions that possess the right to enact legislation.
- Yasa çıkarma hakkına sahip olan bölgelere eylem hakkı tanımamızı isterdim.
- Congress failed to enact any useful legislation during the entire session.
- Kongre tüm oturum boyunca işe yarar bir yasa çıkaramadı.
Show More (1)
|
| 2 |
enact |
çıkarmak |
v. |
|
- Whatever legislation we enact will remain a paper tiger if we do not enforce it.
- Hangi mevzuatı çıkarırsak çıkaralım, eğer onu uygulamazsak içi boş bir tehdit olarak kalacaktır.
- The law was enacted in the Meiji era.
- Yasa Meiji döneminde çıkarıldı.
Show More (-1)
|
| 3 |
enact |
canlandırmak |
v. |
|
- An ancient shamanic ritual was enacted before us.
- Önümüzde kadim bir şaman ayini canlandırıldı.
Show More (-2)
|
| 4 |
enact |
yasalaştırmak |
v. |
|
- As soon as the proposal was enacted, it set off a national debate.
- Teklif yasalaşır yasalaşmaz ulusal çapta bir tartışmaya neden olmuştur.
Show More (-2)
|
| 5 |
enact |
kanun çıkarmak |
v. |
|
- We have enacted laws relating to electronic communications and data protection.
- Elektronik iletişim ve veri koruma ile ilgili kanunlar çıkardık.
Show More (-2)
|
