enhance - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
enhance arttırmak v.
  • The centre will enhance surveillance.
  • Merkez, gözetimi arttıracak.
  • The centre will enhance surveillance.
  • Merkez gözetimi arttıracak.
  • I therefore welcome a programme which will enhance and strengthen the attractiveness of European higher education.
  • Bu nedenle Avrupa yükseköğretiminin cazibesini arttıracak ve güçlendirecek bir programı memnuniyetle karşılıyorum.
Show More (14)
enhance artırmak v.
  • The strategy pursues the overarching goal of enhancing coherence between policies at the different levels.
  • Strateji, farklı düzeylerdeki politikalar arasında tutarlılığı artırmaya yönelik kapsayıcı bir hedef izlemektedir.
  • And it also enhances the aid and support that we can give to refugees.
  • Ayrıca mültecilere verebileceğimiz yardım ve desteği de artırır.
  • Road safety will be enhanced, and the detriment to people and nature will be minimised.
  • Yol güvenliği artırılacak, insanlara ve doğaya verilen zarar en aza indirilecektir.
Show More (11)
enhance geliştirmek v.
  • We must, therefore, enhance the work of the intelligence services.
  • Bu nedenle istihbarat servislerinin çalışmalarını geliştirmeliyiz.
  • In any event, we must nevertheless enhance the status of Fridays.
  • Her halükarda, yine de Cuma günlerinin statüsünü geliştirmeliyiz.
  • Secondly, this operation will help enhance the role and profile of the European Union in this country.
  • İkinci olarak bu operasyon Avrupa Birliği'nin bu ülkedeki rolünü ve profilini geliştirmeye yardımcı olacaktır.
Show More (10)
enhance iyileştirmek v.
  • On balance, we believe it will damage rather than enhance Europe's economy and the position of its working artists.
  • Dengeli olarak, Avrupa ekonomisini ve çalışan sanatçıların konumunu iyileştirmek yerine zarar vereceğine inanıyoruz.
  • Why do you not do something in Europe to enhance the environment in this area near Naples?
  • Neden Napoli yakınlarındaki bu bölgede çevreyi iyileştirmek için Avrupa'da bir şeyler yapmıyorsunuz?
  • Another study reported that lemon balm helps stimulate memory and enhance mood.
  • Başka bir çalışma, melisa otunun hafızayı uyarmaya ve ruh halini iyileştirmeye yardımcı olduğunu bildirmiştir.
Show More (2)
enhance zenginleştirmek v.
  • This wall décor will enhance the rustic theme of your home.
  • Bu duvar dekoru evinizdeki kır temasını zenginleştirecek.
Show More (-2)
enhance değerini artırmak v.
  • If you have a good garden, it will enhance the value of your house.
  • İyi bir bahçeniz varsa, evinizin değerini artıracaktır.
Show More (-2)