The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.

	Anglais	Turc
1	enthusiastic	hevesli	adj.
	She was quite enthusiastic about singing. Şarkı söyleme konusunda oldukça hevesliydi. When we had one into BSE, he was not so enthusiastic. BSE'ye girdiğimizde o kadar da hevesli değildi. When we had one into BSE, he was not so enthusiastic. Bir tanesini BSE'ye soktuğumuzda o kadar da hevesli değildi. The markets, which always have the choice, appear to be much less enthusiastic. Her zaman seçim hakkına sahip olan piyasalar çok daha az hevesli görünmektedir. We realise how enthusiastic you are about preparing to organise the World Cup. Dünya Kupasını düzenlemeye hazırlanırken ne kadar hevesli olduğunuzun farkındayız. We are very enthusiastic about this report and have adopted it unanimously. Bu rapor konusunda çok hevesliyiz ve oybirliğiyle kabul ettik. As you know, I am a very enthusiastic anti-smoker. Bildiğiniz gibi ben çok hevesli bir sigara karşıtıyım. I am far from being so enthusiastic. Bu kadar hevesli olmaktan çok uzağım. I, at least, can no longer get enthusiastic about ordering merely amusing images for my cell phone. En azından ben, cep telefonum için sadece eğlenceli görüntüler sipariş etme konusunda artık hevesli olamayacağım. It presents a much too enthusiastic assessment of the agreement negotiated. Müzakere edilen anlaşmaya ilişkin fazlasıyla hevesli bir değerlendirme sunmaktadır. Not surprisingly, it now turns out that the public is not very enthusiastic. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde halkın pek de hevesli olmadığı ortaya çıktı. Our Group is ready to support the compromise, although we are not very enthusiastic about it. Grubumuz, bu konuda çok hevesli olmasak da uzlaşmayı desteklemeye hazırdır. That debate has now faded and we have, in fact, all become enthusiastic about this enlargement. Bu tartışma artık geride kaldı ve aslında hepimiz bu genişleme konusunda hevesli hale geldik. Unlike some of my colleagues, I am not very enthusiastic about the regulation before us. Bazı meslektaşlarımın aksine, önümüzde bulunan yönetmelik konusunda pek hevesli değilim. EHL is a leading university that provides learning solutions for enthusiastic, talented and ambitious students. EHL, hevesli, yetenekli ve hırslı öğrenciler için öğrenme çözümleri sunan lider bir üniversitedir. Be curious and enthusiastic about your child. Çocuğunuz hakkında meraklı ve hevesli olun. The easiest way to become enthusiastic is to truly believe in the product. Hevesli olmanın en kolay yolu ürüne gerçekten inanmaktır. You can be more energized and enthusiastic, and you can focus on making yourself more of a priority. Daha enerjik ve hevesli olabilirsiniz ve kendinizi daha öncelikli hale getirmeye odaklanabilirsiniz. Tom seems enthusiastic. Tom hevesli görünüyor. Tom seems to be enthusiastic. Tom hevesli görünüyor. Tom tried not to appear too enthusiastic. Tom çok hevesli görünmemeye çalıştı. Tom didn't seem too enthusiastic. Tom pek hevesli görünmüyordu. Tom didn't seem very enthusiastic. Tom pek hevesli görünmüyordu. Tom didn't sound as enthusiastic as Mary. Tom'un sesi Mary kadar hevesli gelmiyordu. Tom doesn't seem too enthusiastic. Tom çok hevesli görünmüyor. Tom is enthusiastic about doing that, but Mary isn't. Tom bunu yapmaya hevesli ama Mary değil. Tom isn't very enthusiastic, is he? Tom çok hevesli değil, değil mi? Tom isn't very enthusiastic. Tom çok hevesli değil. Tom isn't very enthusiastic. Tom pek hevesli değil. Tom was an enthusiastic supporter of the project. Tom projenin hevesli bir destekçisiydi. Tom wasn't enthusiastic. Tom hevesli değildi. Tom wasn't very enthusiastic. Tom pek hevesli değildi. Tom is quite enthusiastic, isn't he? Tom oldukça hevesli, değil mi? They're very enthusiastic. Onlar çok hevesli. Tom is always enthusiastic. Tom her zaman hevesli. They're very enthusiastic. Çok hevesliler. Are you enthusiastic? Hevesli misiniz? George is very enthusiastic about his new job. George yeni işi hakkında çok hevesli. George is very enthusiastic about his new job. George yeni işi konusunda çok hevesli. He is enthusiastic about tennis. Tenis konusunda çok hevesli. He's very enthusiastic about your visit. Ziyaretiniz konusunda çok hevesli. My older brother is a very enthusiastic soccer fan. Ağabeyim çok hevesli bir futbol fanatiğidir. My older brother is a very enthusiastic soccer fan. Ağabeyim çok hevesli bir futbol taraftarıdır. I was enthusiastic. Ben hevesliydim. Tom and Mary are enthusiastic. Tom ve Mary çok hevesliler. Tom was enthusiastic. Tom hevesliydi. We're enthusiastic. Biz hevesliyiz. You don't seem too enthusiastic. Çok hevesli görünmüyorsun. You don't seem very enthusiastic. Pek hevesli görünmüyorsun. You seem very enthusiastic. Çok hevesli görünüyorsun. I was enthusiastic. Hevesliydim. I'm enthusiastic. Ben hevesliyim. You're enthusiastic, aren't you? Çok heveslisin, değil mi? Tom didn't seem too enthusiastic. Tom çok hevesli görünmüyordu. Tom always seems to be enthusiastic. Tom her zaman hevesli görünür. Tom is enthusiastic. Tom hevesli. Tom is very enthusiastic. Tom çok hevesli. Tom is always enthusiastic. Tom her zaman heveslidir. Tom is enthusiastic. Tom heveslidir. Show More (56)
2	enthusiastic	coşkulu	adj.
	I thank you for your enthusiastic support and hope you can deliver. Coşkulu desteğiniz için teşekkür ediyor ve başarılı olabileceğinizi umuyorum. I thank you for your enthusiastic support and hope you can deliver. Coşkulu desteğiniz için teşekkür ediyor ve bunu yerine getirebileceğinizi umuyorum. There has just been some enthusiastic applause because this vote has ended. Bu oylama sona erdiği için az önce coşkulu bir alkış koptu. You are enthusiastic, you show your feelings, you are colourful in your speech and you use the right words. Coşkulusunuz, duygularınızı gösteriyorsunuz, konuşmanız renkli ve doğru kelimeleri kullanıyorsunuz. Are you happy, energized, enthusiastic and bright? Mutlu, enerjik, coşkulu ve parlak mısınız? His speech met with enthusiastic applause. Konuşması coşkulu alkışlarla karşılandı. His speech met with enthusiastic applause. Onun konuşması coşkulu alkışlarla karşılandı. He always stands off when people are enthusiastic. İnsanlar coşkuluyken o hep uzak durur. He always stands off when people are enthusiastic. İnsanlar coşkuluyken, o her zaman uzak durur. He hid his emotions and pretended to be enthusiastic. Duygularını sakladı ve coşkuluymuş gibi davrandı. The astronauts were greeted by their enthusiastic cheers and applause. Astronotlar, onların, coşkulu tezahüratları ve alkışlarlarıyla karşılandı. This book is a result of his enthusiastic research. Bu kitap, onun coşkulu araştırmasının bir sonucudur. Tom always seems to be enthusiastic. Tom her zaman coşkulu görünüyor. We are enthusiastic Hanshin Tigers fans. Hanshin Tigers'ın coşkulu taraftarlarıyız. Tom is quite enthusiastic, isn't he? Tom oldukça coşkulu, değil mi? Show More (12)
3	enthusiastic	istekli	adj.
	He hid his emotions and pretended to be enthusiastic. O duygularını sakladı ve istekliymiş gibi davrandı. You don't seem very enthusiastic. Sen çok istekli görünmüyorsun. Show More (-1)
4	enthusiastic	meraklı	adj.
	This book is a result of his enthusiastic research. Bu kitap, onun meraklı araştırmasının bir sonucu. Show More (-2)