|
- Every evening, I watch Fatuzzo's European Show.
- Her akşam Fatuzzo'nun Avrupa Şovu'nu izliyorum.
- We play chess every evening.
- Her akşam satranç oynuyoruz.
- Tom makes supper for me every evening.
- Tom her akşam benim için akşam yemeği yapar.
- Do you think it's normal to come home every evening at 9 o'clock?
- Sence her akşam saat 9'da eve gelmek normal mi?
- We take a walk across the park every evening.
- Biz her akşam parkta yürüyüşe çıkarız.
- We take a walk across the park every evening.
- Her akşam parkta yürüyüş yaparız.
- Tom watches TV every evening.
- Tom her akşam televizyon izliyor.
- I don't know where Tom goes every evening.
- Tom'un her akşam nereye gittiğini bilmiyorum.
- We eat every evening at six.
- Her akşam altıda yemek yeriz.
- Tom watches the 6 o'clock news every evening.
- Tom her akşam 6 haberlerini izliyor.
- Tom watches TV every evening after dinner.
- Her akşam Tom akşam yemeğinden sonra TV izler.
- Tom makes supper for me every evening.
- Tom her akşam bana yemek yapar.
- Do you think it's normal to come home every evening at 9 o'clock?
- Her akşam saat 9'da eve gelmenin normal olduğunu düşünüyor musun?
- I feed my dog two cups of dog food every evening.
- Köpeğimi her akşam iki kap köpek mamasıyla besliyorum.
- I go for a walk with my husband every evening.
- Her akşam kocamla birlikte yürüyüşe çıkarım.
- That woman goes to church every evening.
- O kadın her akşam kiliseye gidiyor.
- We watch television every evening.
- Her akşam televizyon izliyoruz.
- Some people watched TV serials every evening.
- Bazı insanlar her akşam televizyon dizisi izliyordu.
- Tom and Mary take a walk together after dinner every evening.
- Tom ve Mary her akşam yemekten sonra birlikte yürüyüşe çıkarlar.
- I eat dinner every evening at six o'clock.
- Her akşam saat altıda akşam yemeği yerim.
- I write every evening.
- Her akşam yazarım.
- Tom watches the 6 o'clock news every evening.
- Tom her akşam saat 6 haberlerini izliyor.
- I eat dinner every evening at six o'clock.
- Akşam yemeğini her akşam saat altıda yerim.
- Tom texts Mary every evening.
- Tom her akşam Mary'ye mesaj atar.
- Tom goes out drinking every evening.
- Tom her akşam içmeye çıkar.
- I feed my cat every morning and every evening.
- Ben kedimi her sabah ve her akşam beslerim.
- Tom takes a bath every evening.
- Tom her akşam yıkanır.
- I am at home every evening.
- Her akşam evdeyim.
- Tom and Mary take a walk together after dinner every evening.
- Tom ve Mary her akşam yemekten sonra beraber yürüyüşe çıkıyorlar.
- Tom has been studying French every evening.
- Tom her akşam Fransızca çalışıyor.
- I don't laugh every evening.
- Her akşam gülmem.
- I watch the news every evening.
- Her akşam haberleri izlerim.
- The shop is closed at nine every evening.
- Dükkan her akşam dokuzda kapanıyor.
- We eat every evening at six.
- Biz her akşam saat altıda yemek yeriz.
- We have supper at six every evening.
- Her akşam saat altıda yemek yiyoruz.
- Tom watches TV every evening.
- Tom her akşam TV izlemektedir.
- I go for a walk with my husband every evening.
- Her akşam kocamla yürüyüşe çıkarım.
- Tom gets drunk almost every evening.
- Tom hemen hemen her akşam sarhoş oluyor.
- Some people watched TV serials every evening.
- Bazı insanlar her akşam televizyon dizilerini izlediler.
- I phone her every evening.
- Onu her akşam arıyorum.
- It's on every evening at 8.
- Her akşam 8'de.
- I watch TV almost every evening.
- Hemen hemen her akşam televizyon izlerim.
- I phone her every evening.
- Ona her akşam telefon ederim.
- Tom and I eat together every evening.
- Tom ve ben her akşam birlikte yemek yeriz.
- Tom watches TV with the kids every evening.
- Tom her akşam çocuklarla televizyon izliyor.
- Tom still studies French every evening for thirty minutes.
- Tom hala her akşam otuz dakika Fransızca çalışıyor.
- I'm at home every evening.
- Her akşam evdeyim.
- Tom usually calls Mary every evening after dinner.
- Tom genellikle her akşam yemekten sonra Mary'yi arar.
- Tom goes out drinking every evening.
- Tom her akşam içmeye gider.
- Tom watches TV every evening after dinner.
- Tom her akşam yemekten sonra televizyon izler.
- Every evening, a nightingale would sing us songs.
- Her akşam, bir bülbül bize şarkı söylerdi.
- Tom takes a bath every evening after dinner.
- Tom her akşam yemekten sonra banyo yapar.
- He takes a bath every evening after dinner.
- Her akşam yemekten sonra banyo yapıyor.
- I watch TV every evening.
- Her akşam televizyon izliyorum.
- We play chess every evening.
- Biz her akşam satranç oynarız.
- Tom and I eat together every evening.
- Tom ve ben her akşam beraber yiyoruz.
- It's on every evening at 8.
- Her akşam saat 8'de.
- Tom writes something in his diary every evening, no matter how tired he is.
- Tom ne kadar yorgun olursa olsun her akşam günlüğüne bir şeyler yazıyor.
- Every evening, a nightingale would sing us songs.
- Her akşam bir bülbül bize şarkılar söylerdi.
- Tom goes to bed at the same time every evening.
- Tom her akşam aynı saatte yatar.
- Tom still studies French every evening for thirty minutes.
- Tom hâlâ her akşam otuz dakika Fransızca çalışıyor.
- Tom studies French every evening for thirty minutes.
- Tom her akşam otuz dakika Fransızca çalışıyor.
- We watch television every evening.
- Biz her akşam televizyon seyrederiz.
- Tom takes a bath every evening.
- Tom her akşam banyo yapar.
- We eat together every evening.
- Her akşam birlikte yemek yeriz.
- We have supper at six every evening.
- Biz her akşam 6:00'da akşam yemeğini yeriz.
- Tom watches TV with the kids every evening.
- Tom her akşam çocuklarla birlikte TV seyreder.
- Tom studies French every evening for thirty minutes.
- Tom her akşam otuz dakika Fransızca çalışır.
- I am accustomed to studying English every evening.
- Her akşam İngilizce çalışmaya alışkınım.
- We eat together every evening.
- Her akşam birlikte yiyoruz.
- The shop is closed at nine every evening.
- Mağaza her akşam saat dokuzda kapanır.
- He takes a bath every evening after dinner.
- Her akşam yemekten sonra banyo yapar.
- That woman goes to church every evening.
- O kadın her akşam kiliseye gider.
Show More (70)
|
