|
- I can't face the truth.
- Gerçekle yüzleşemiyorum.
- We have to face the truth.
- Gerçekle yüzleşmeliyiz.
- I can't face the truth.
- Gerçekle yüzleşemem.
- Tom told me to face the truth.
- Tom bana gerçekle yüzleşmemi söyledi.
- Tom told me to face the truth.
- Tom bana gerçeklerle yüzleşmemi söyledi.
- Marriage, if one will face the truth, is an evil, but a necessary evil.
- Evlilik, eğer gerçekle yüzleşilirse, bir kötülüktür, ama gerekli bir kötülüktür.
- We have to face the truth.
- Biz gerçekle yüzleşmek zorundayız.
- Let's face the truth.
- Gerçekle yüzleşelim.
- Tom told me to face the truth.
- Tom gerçekle yüzleşmemi söyledi.
Show More (6)
|