farcical - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
farcical saçma adj.
  • I think this is farcical and quite unacceptable.
  • Bence bu çok saçma ve kabul edilemez bir durum.
  • He made a farcical attempt to save face during the fallout of his sex scandal.
  • Seks skandalı patlak verdiğinde itibarını kurtarmak için saçma bir girişimde bulundu.
Show More (-1)
farcical kaba komedi adj.
  • The play was a farcical comedy.
  • Oyun tam bir kaba komedi örneğiydi.
Show More (-2)
farcical evlere şenlik adj.
  • The chaotic meeting turned into a farcical situation.
  • Kargaşa içinde geçen toplantı evlere şenlik bir vaziyete dönüştü.
Show More (-2)
farcical gülünç adj.
  • The situation would become quite farcical.
  • Durum oldukça gülünç bir hal alır.
Show More (-2)