|
- Aquaculture is the fastest growing sector of world food production.
- Su ürünleri yetiştiriciliği dünya gıda üretiminde en hızlı büyüyen sektördür.
- It is in Russia too that economic growth these days is fastest in the world.
- Bugünlerde dünyanın en hızlı ekonomik büyümesi de Rusya'da gerçekleşiyor.
- It is the fastest, the most flexible, and, most important of all, the cheapest form of transport for the end user.
- En hızlı, en esnek ve hepsinden önemlisi son kullanıcı için en ucuz ulaşım şeklidir.
- It is the fastest, the most flexible, and, most important of all, the cheapest form of transport for the end user.
- Son kullanıcı için en hızlı, en esnek ve hepsinden önemlisi en ucuz taşıma şeklidir.
- I am aware that non-medical care is one of the fastest growing areas in terms of job creation.
- Tıbbi olmayan bakımın istihdam yaratma açısından en hızlı büyüyen alanlardan biri olduğunun farkındayım.
- Trafficking in human beings is now the world's fastest growing criminal business.
- İnsan ticareti şu anda dünyanın en hızlı büyüyen suç sektörüdür.
- We now have the fastest research network in the world.
- Artık dünyanın en hızlı araştırma ağına sahibiz.
- I am aware that non-medical care is one of the fastest growing areas in terms of job creation.
- Tıbbi olmayan bakım hizmetlerinin istihdam yaratma açısından en hızlı büyüyen alanlardan biri olduğunun farkındayım.
- Blazing Performance Safari is the fastest web browser on any platform.
- Şaşırtıcı Performans Safari, herhangi bir platformdaki en hızlı web tarayıcısıdır.
- I was always the fastest.
- Ben her zaman en hızlıydım.
- Who will swim the fastest?
- En hızlı kim yüzecek?
- Usain Bolt is the fastest man in the world.
- Usain Bolt dünyanın en hızlı adamı.
- Tom has been the fastest runner in the class so far.
- Tom şu ana kadar sınıftaki en hızlı koşucu oldu.
- Tom can run the fastest in our class.
- Tom sınıfımızdaki en hızlı koşan çocuktur.
- The fastest runner can't run 100 meters in 9 seconds.
- En hızlı koşucu bile 9 saniyede 100 metre koşamaz.
- Among the three of them, Ken runs the fastest.
- Onların üçünün arasında, Ken en hızlı koşar.
- What's the fastest way to get there from here?
- Buradan oraya gitmenin en hızlı yolu nedir?
- Last year, poverty in this country fell at the fastest rate in nearly 50 years.
- Geçen yıl, bu ülkede yoksulluk yaklaşık 50 yıldaki en hızlı oranda düştü.
- I'll show you who's the fastest.
- Size kimin en hızlı olduğunu göstereceğim.
- This fighter jet is one of Russia's fastest weapons.
- Bu savaş uçağı Rusya'nın en hızlı silahlarından biri.
- Dave is the fastest swimmer of all my classmates.
- Dave, sınıf arkadaşlarım arasında en hızlı yüzücüdür.
- Tom ran the fastest of all.
- Tom en hızlı koşanımızdı.
- What's the fastest way to get to Boston?
- Boston'a gitmenin en hızlı yolu nedir?
- What's the fastest way to get to the airport?
- Havaalanına gitmek için en hızlı yol nedir?
- Usain Bolt is the fastest man in the world.
- Usain Bolt dünyanın en hızlı adamıdır.
- I was always the fastest.
- Ben her zaman en hızlısıydım.
- Tom runs the fastest.
- En hızlı koşan Tom.
- That's the fastest train in the world.
- Bu, dünyanın en hızlı treni.
- Tom is the fastest runner in our class.
- Tom bizim sınıfta en hızlı koşucu.
- What's the fastest way to get downtown?
- Kent merkezine gitmek için en hızlı yol nedir?
- Among the three of them, Ken runs the fastest.
- Üçü arasında en hızlı koşan Ken'dir.
- China's growth rate is the fastest in human history.
- Çin'in büyüme hızı insanlık tarihinin en hızlısı.
- The fastest way to travel is by plane.
- Seyahat etmenin en hızlı yolu uçaktır.
- Tom is the fastest gun in Boston.
- Tom Boston'un en hızlı silahşorudur.
- Even the fastest horse only has four legs.
- En hızlı atın bile sadece dört bacağı vardır.
- Tony can run the fastest in our class.
- Tony sınıfımızın en hızlı koşanı.
- China is a major economic power, with one of the fastest growing economies in the world.
- Çin, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden birine sahip büyük bir ekonomik güçtür.
- That's the fastest train in the world.
- Bu dünyanın en hızlı treni.
- What's the fastest way to get to Manhattan?
- Manhattan'a gitmek için en hızlı yol nedir?
- Tom is the fastest gun in Boston.
- Tom Boston'daki en hızlı silahşördür.
- The fastest way to heaven is a leap into a deep abyss.
- Cennete giden en hızlı yol derin bir uçuruma atlamaktır.
- What's the fastest way to get the airport from here?
- Buradan havaalanına gitmek için en hızlı yol nedir?
- The Nozomi is the fastest of all the trains in Japan.
- Nozomi, Japonya'daki tüm trenlerin en hızlısıdır.
- He ran the fastest of all.
- O en hızlı koştu.
- Tom can run the fastest in our class.
- Sınıfımızda en hızlı Tom koşabilir.
- This fighter jet is one of Russia's fastest weapons.
- O savaş jeti en hızlı Rus silahlarından biri.
- The winner of the 100m race is often called the world's fastest man.
- 100 metre yarışının galibi genellikle dünyanın en hızlı adamı olarak adlandırılır.
- What's the fastest way to get to the post office from here?
- Buradan postaneye gitmenin en hızlı yolu nedir?
- Tom is the fastest draw in Boston.
- Tom Boston'daki en hızlı silah çeken kişidir.
- Tom is the fastest driver.
- Tom en hızlı sürücüdür.
- Bill can run the fastest in his class.
- Bill sınıfında en hızlı koşabilir.
- When I'm in traffic, I try to find the fastest moving lane.
- Trafiğe girdiğimde en hızlı şeridi bulmaya çalışırım.
- Who can run fastest in your class?
- Sınıfınızda en hızlı kim koşabilir?
- Which snake is the fastest in the world?
- Dünyanın en hızlı yılanı hangisidir?
- What's the fastest way to get downtown?
- Şehir merkezine gitmenin en hızlı yolu nedir?
- I wonder who can swim fastest.
- Kimin en hızlı yüzebileceğini merak ediyorum.
- Bill can run the fastest in his class.
- Bill sınıfının en hızlı koşanı.
- I wonder who can swim fastest.
- En hızlı kim yüzecek merak ediyorum.
- The fastest way to heaven is a leap into a deep abyss.
- Cennetin en hızlı yolu derin bir uçurumun içine sıçramaktır.
- Tom is the fastest runner in our class.
- Tom sınıfımızdaki en hızlı koşucu.
- The winner of the 100m race is often called the world's fastest man.
- 100 metre yarışının kazananına genellikle dünyanın en hızlı adamı denir.
- He runs the fastest.
- En hızlı o koşuyor.
- It's the fastest railroad in the world.
- Bu, dünyadaki en hızlı demir yoludur.
- Elaine Thompson is now the world's fastest woman.
- Elaine Thompson şimdi dünyanın en hızlı kadınıdır.
- Who can run fastest in your class?
- Senin sınıfında en hızlı kim koşabilir?
- Dave is the fastest swimmer of all my classmates.
- Sınıf arkadaşlarım arasında en hızlı yüzen, Dave'dir.
- Who is the fastest one here?
- Buradaki en hızlı kim?
- He who uncovers the most dies the fastest.
- En çok ortaya çıkaran en hızlı ölür.
- He can run the fastest in the class.
- Sınıfta en hızlı o koşabiliyor.
- Tom ran the fastest of all.
- Tom en hızlı koştu.
- Tom is the fastest runner on our team.
- Tom takımımızdaki en hızlı koşucu.
- He runs the fastest.
- En hızlı koşan o.
- Even the fastest horse only has four legs.
- En hızlı atın bile sadece dört ayağı vardır.
- He is the fastest runner in the world.
- O dünyanın en hızlı koşucusu.
- What's the fastest way out of here?
- Buradan çıkmak için en hızlı yol hangisi?
- You are the fastest.
- En hızlısı sensin.
- The cheetah is the fastest animal.
- Çita en hızlı hayvandır.
- Mike runs fastest in his class.
- Mike sınıfının en hızlısıdır.
- Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanında, sınıfımızdaki en hızlı koşucu benim.
- Usain Bolt is still the fastest man in the world.
- Usain Bolt hâlâ dünyadaki en hızlı adam.
- Usain Bolt is still the world's fastest man.
- Usain Bolt hâlâ dünyanın en hızlı adamı.
- Tom is the fastest swimmer on our team.
- Tom takımımızdaki en hızlı yüzücü.
- He is the fastest runner in his class.
- Sınıfının en hızlı koşucusu.
- Tom does that the fastest.
- Bunu en hızlı Tom yapar.
- The cheetah is the fastest animal in the world.
- Çita dünyadaki en hızlı hayvandır.
- What's the fastest way to get to Manhattan?
- Manhattan'a gitmenin en hızlı yolu nedir?
- Which snake is the fastest in the world?
- Dünyadaki en hızlı yılan hangisidir?
- Who's the fastest one here?
- Burada en hızlı kim?
- I'm the fastest runner in the world.
- Ben dünyadaki en hızlı koşucuyum.
- It's the fastest train in the world.
- Dünyanın en hızlı treni.
- Bamboos are one of the fastest growing plants on the planet.
- Bambular gezegendeki en hızlı büyüyen bitkilerden biridir.
- This fighter jet is one of Russia's fastest weapons.
- Bu savaş jeti, Rusya'nın en hızlı silahlarından biridir.
- He is the fastest runner in the world.
- O, dünyadaki en hızlı koşucudur.
- Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
- When I'm in traffic, I try to find the fastest moving lane.
- Trafikte olduğumda, en hızlı hareket eden şeridi bulmaya çalışırım.
- Tom is the fastest gun in Boston.
- Tom Boston'daki en hızlı silahtır.
- Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanısıra sınıfımızın en hızlı koşucusu benim.
- That is the fastest train in the world.
- Bu dünyanın en hızlı treni.
- What's the fastest way to get to the post office?
- Postaneye gitmenin en hızlı yolu nedir?
- Japan was one of the world's fastest growing economies in the 1980s.
- Japonya 1980'lerde dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biriydi.
- Tom is the fastest gun in Boston.
- Boston'un en hızlı silah çekeni Tom'dur.
- Who will swim the fastest?
- Kim en hızlı yüzecek?
- What's the fastest way to get the airport from here?
- Buradan havaalanına gitmenin en hızlı yolu nedir?
- Tom is the fastest draw in Boston.
- Tom Boston'un en hızlı silahşorudur.
- The fastest runner can't run 100 meters in 9 seconds.
- En hızlı koşucu 100 metreyi 9 saniyede koşamaz.
- He is the fastest runner in his class.
- O sınıfındaki en hızlı koşucu.
- It's the fastest railroad in the world.
- Bu, dünyanın en hızlı demiryolu.
- China has had the fastest economic growth rate in the world in the last decade.
- Çin son on yılda dünyadaki en hızlı ekonomik büyüme oranına sahip oldu.
- Who's the fastest one here?
- Buradaki en hızlı kim?
- Las Vegas is one of the fastest growing cities in the United States.
- Las Vegas, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en hızlı büyüyen şehirlerden biridir.
- Tom has been the fastest runner in the class so far.
- Tom şimdiye kadar sınıfın en hızlı koşucusu oldu.
- What's the fastest way to get to the airport from here?
- Buradan havaalanına gitmenin en hızlı yolu nedir?
- Tom used to be the fastest swimmer on our team.
- Tom takımımızdaki en hızlı yüzücüydü.
- Tom is the fastest runner on our team.
- Tom takımımızdaki en hızlı koşucudur.
- Last year, poverty in this country fell at the fastest rate in nearly 50 years.
- Geçen yıl, bu ülkede yoksulluk yaklaşık 50 yılın en hızlı düşüşünü gösterdi.
- The fastest way to travel is by plane.
- Seyahat etmenin en hızlı yolu uçakladır.
- What's the fastest way out of here?
- Buradan çıkmanın en hızlı yolu nedir?
- It's the fastest train in the world.
- Bu, dünyadaki en hızlı tren.
- Tom is the fastest draw in Boston.
- Tom Boston'daki en hızlı silah çeken kişi.
- Tom is the fastest draw in Boston.
- Boston'un en hızlı silah çekeni Tom'dur.
- Tom is the fastest swimmer on our team.
- Tom, takımımızdaki en hızlı yüzücüdür.
- What's the fastest way to get to the post office?
- Postaneye giden en hızlı yol nedir?
- That is the fastest train in the world.
- O, dünyanın en hızlı treni.
- The cheetah is the fastest animal in the world.
- Çita dünyanın en hızlı hayvanıdır.
- I'm the fastest runner in the world.
- Ben dünyanın en hızlı koşucusuyum.
- Elaine Thompson is now the world's fastest woman.
- Elaine Thompson şu anda dünyanın en hızlı kadını.
- What's the fastest way to get to the airport?
- Havaalanına gitmenin en hızlı yolu nedir?
- Tom is the fastest driver.
- Tom en hızlı sürücü.
- Tom is the fastest runner in his class.
- Tom sınıfındaki en hızlı koşucu.
- Tony can run the fastest in our class.
- Sınıfımızda en hızlı Tom koşabiliyor.
- He is the fastest runner in the world.
- O, dünyanın en hızlı koşucusu.
- He can run the fastest in his class.
- Sınıfta en hızlı koşan o.
- What's the fastest way to do that?
- Bunu yapmanın en hızlı yolu nedir?
- Who is the fastest one here?
- Burada en hızlı kim?
- Las Vegas is one of the fastest growing cities in the United States.
- Las Vegas, Birleşik Devletler'in en hızlı büyüyen şehirlerinden biri.
- The fastest team wins.
- En hızlı takım kazanır.
- He can run the fastest in the class.
- Sınıfta en hızlı koşan o.
Show More (134)
|
