|
- We now feel comfortable in the greater community of Europeans and regard ourselves as being at the heart of Europe.
- Artık Avrupalılar topluluğu içerisinde kendimizi rahat hissediyor ve Avrupa'nın merkezinde olduğumuzu düşünüyoruz.
- Tom doesn't feel comfortable talking about his feelings.
- Tom duygularıyla ilgili konuşurken rahat hissetmez.
- Under the current conditions, I didn't feel comfortable making this trip.
- Mevcut koşullar altında, bu yolculuğu yaparken rahat hissetmedim.
- Tom says he feels comfortable here.
- Tom burada kendini rahat hissettiğini söylüyor.
- I feel comfortable.
- Rahat hissediyorum.
- I never really felt comfortable there.
- Gerçekten orada hiç rahat hissetmedim.
- I felt comfortable.
- Rahat hissettim.
- Tom feels comfortable here.
- Tom kendini burada rahat hissediyor.
- I feel comfortable in his company.
- Onun yanında kendimi rahat hissediyorum.
- I never really felt comfortable there.
- Orada kendimi hiç rahat hissetmedim.
- Tom felt comfortable.
- Tom rahat hissetti.
- I felt comfortable with Tom.
- Tom'un yanında kendimi rahat hissettim.
- We really felt comfortable.
- Kendimizi gerçekten rahat hissettik.
- I never felt comfortable around your parents.
- Ailenin yanında kendimi hiç rahat hissetmedim.
- Tom didn't feel comfortable driving Mary's new car.
- Tom, Mary'nin yeni arabasını sürerken kendini rahat hissetmedi.
- Sami felt comfortable around Muslims.
- Sami Müslümanların yanında kendini rahat hissediyordu.
- Tom feels comfortable here.
- Tom burada kendini rahat hissediyor.
- I felt comfortable.
- Kendimi rahat hissettim.
- Tom never felt comfortable expressing his own opinion.
- Tom hiçbir zaman kendi fikrini ifade ederken rahat hissetmez.
- I don't feel comfortable with it.
- Bu konuda kendimi rahat hissetmiyorum.
- I didn't feel comfortable there.
- Orada kendimi rahat hissetmedim.
- I didn't feel comfortable there.
- Orada kendimi rahat hissetmiyordum.
- I don't feel comfortable with that.
- Bu konuda kendimi rahat hissetmiyorum.
- I don't feel comfortable here.
- Burada kendimi rahat hissetmiyorum.
- Everybody feels comfortable with him.
- Herkes onun yanında kendini rahat hisseder.
- She didn't feel comfortable with my friend.
- Arkadaşımın yanında kendini rahat hissetmedi.
- Tom felt comfortable inside his sleeping bag.
- Tom uyku tulumunun içinde rahat hissetti.
- He never felt comfortable expressing his own opinion.
- Kendi fikrini ifade ederken asla rahat hissetmez.
- Tom doesn't feel comfortable talking about his feelings.
- Tom duyguları hakkında konuşurken kendini rahat hissetmiyor.
- I feel comfortable in her company.
- Onun yanında kendimi rahat hissediyorum.
- I don't feel comfortable with it.
- Onunla ilgili kendimi rahat hissetmiyorum.
- She didn't feel comfortable with my friend.
- Arkadaşımla birlikteyken rahat hissetmiyordu.
- I wanted to feel comfortable.
- Rahat hissetmek istedim.
- I never feel comfortable in his presence.
- Onun yanında kendimi hiç rahat hissetmiyorum.
- Tom felt comfortable inside his sleeping bag.
- Tom uyku tulumunun içinde kendini rahat hissediyordu.
- I feel comfortable.
- Kendimi rahat hissediyorum.
- Tom makes us feel comfortable.
- Tom bizi rahat hissettiriyor.
Show More (34)
|
