|
- Secondly, I feel sorry for the European Parliament.
- İkinci olarak Avrupa Parlamentosu için üzülüyorum.
- I couldn't help feeling sorry for him.
- Onun için üzülmekten kendimi alamadım.
- I almost feel sorry for Tom.
- Neredeyse Tom için üzülüyordum.
- I feel sorry for Tom's parents.
- Tom'un ebeveynleri için üzülüyorum.
- I feel sorry for her.
- Ben onun için üzülüyorum.
- Do you feel sorry for Tom?
- Tom için üzülüyor musun?
- I cannot but feel sorry for him.
- Onun için üzülmekten başka bir şey yapamıyorum.
- I felt sorry for her.
- Ben onun için üzüldüm.
- I feel sorry for Tom's family.
- Tom'un ailesi için üzülüyorum.
- I felt sorry for Layla's family.
- Leyla'nın ailesi için üzülüyordum.
- Do you actually feel sorry for Tom?
- Tom için gerçekten üzülüyor musun?
- Everyone felt sorry for her.
- Herkes onun için üzüldü.
- I felt sorry for Tom's family.
- Tom'un ailesi adına üzüldüm.
- Do you really feel sorry for Tom?
- Tom için gerçekten üzülüyor musun?
- We all felt sorry for them.
- Hepimiz onlar için üzüldük.
- Everyone felt sorry for Tom.
- Herkes Tom'a üzüldü.
- I can't help feeling sorry for Tom.
- Tom için üzülmekten kendimi alamıyorum.
- Tom is feeling sorry for Mary.
- Tom Mary için üzülüyor.
- Tom said that he felt sorry for Mary.
- Tom, Mary için üzüldüğünü söyledi.
- I do feel sorry for Tom.
- Tom için üzülüyorum.
- I almost felt sorry for Tom.
- Neredeyse Tom için üzülecektim.
- I almost feel sorry for him.
- Ben neredeyse onun için üzülüyorum.
- I feel sorry for them.
- Onlar için üzülüyorum.
- Do not tell me you feel sorry for me.
- Benim için üzüldüğünü söyleme.
- Now I feel sorry for her.
- Şimdi onun için üzülüyorum.
- Tom couldn't help feeling sorry for Mary.
- Mary için üzülmemek Tom'un elinde değildi.
- I almost feel sorry for them.
- Neredeyse onlar için üzülüyorum.
- I felt sorry for the poor dog.
- Zavallı köpek için üzüldüm.
- I feel sorry for Tom.
- Tom için üzülüyorum.
- Everyone felt sorry for us.
- Herkes bizim için üzüldü.
- I can't help feeling sorry for the girl.
- Kız için üzülmekten kendimi alamıyorum.
- Tom began to feel sorry for Mary.
- Tom Mary için üzülmeye başladı.
- You don't need to feel sorry for Tom.
- Tom için üzülmene gerek yok.
- I don't feel sorry for him.
- Ben onun için üzülmüyorum.
- I felt sorry for this poor dog.
- Bu zavallı köpek için üzüldüm.
- We feel sorry for them.
- Onlar için üzülüyoruz.
- Everyone felt sorry for you.
- Herkes senin için üzüldü.
- I felt sorry for Tom.
- Tom için üzüldüm.
- Tom says he feels sorry for Mary.
- Tom, Mary için üzüldüğünü söylüyor.
- I felt sorry for the boy.
- Çocuk için üzüldüm.
- Do you feel sorry for Tom yet?
- Tom için üzülüyor musun?
- I feel sorry for Tom's parents.
- Tom'un ailesi için üzülüyorum.
- I almost feel sorry for him.
- Neredeyse onun için üzülüyorum.
- I can't feel sorry for myself.
- Kendim için üzülemem.
- Tom said that he felt sorry for Mary.
- Tom Mary için üzüldüğünü söyledi.
- We felt sorry for the error.
- Hata için üzüldük.
- Tom said he felt sorry for Mary.
- Tom, Mary için üzüldüğünü söyledi.
- We all felt sorry for Tom.
- Hepimiz Tom için üzüldük.
- Tom felt sorry for Mary.
- Tom Mary için üzüldü.
- I don't feel sorry for her.
- Onun için üzülmüyorum.
- She couldn't help feeling sorry for him.
- Onun için üzülmemek elinde değildi.
- I feel sorry for these children.
- Bu çocuklar için üzülüyorum.
- I don't feel sorry for you.
- Senin için üzülmüyorum.
- I almost feel sorry for them.
- Ben neredeyse onlar için üzülüyorum.
- Stop feeling sorry for yourself.
- Kendin için üzülmeyi bırak.
- I almost feel sorry for her.
- Neredeyse onun için üzülüyorum.
- I feel sorry for the children.
- Çocuklar için üzülüyorum.
- I can't help feeling sorry for Tom.
- Tom'a üzülmemek elimde değil.
- I just feel sorry for them.
- Ben sadece onlar için üzülüyorum.
- She couldn't help feeling sorry for him.
- Onun için üzülmekten kendini alamıyordu.
- I felt sorry for him.
- Onun için üzüldüm.
- We all felt sorry for you.
- Hepimiz senin için üzüldük.
- I feel sorry for you.
- Senin için üzülüyorum.
- Tom never felt sorry for himself.
- Tom asla kendisi için üzülmemişti.
- Tom couldn't help feeling sorry for Mary.
- Tom, Mary için üzülmekten kendini alamadı.
- Everyone felt sorry for them.
- Herkes onlar için üzüldü.
- I really do feel sorry for Tom.
- Tom için gerçekten üzülüyorum.
- Don't feel sorry for Tom.
- Tom için üzülme.
- I felt sorry for Tom's family.
- Tom'un ailesi için üzüldüm.
- I don't feel sorry for Tom.
- Tom için üzülmüyorum.
- Tom started to feel sorry for Mary.
- Tom, Mary için üzülmeye başladı.
- I cannot but feel sorry for him.
- Onun için üzülmekten kendimi alamıyorum.
- I feel sorry for her.
- Onun için üzülüyorum.
- I feel sorry for him.
- Onun için üzülüyorum.
- Everyone felt sorry for him.
- Herkes onun için üzüldü.
- He could not help feeling sorry for her.
- Onun için üzülmekten kendini alamadı.
- I almost felt sorry for Tom.
- Neredeyse Tom için üzülüyordum.
- Don't feel sorry for me.
- Benim için üzülme.
- I just feel sorry for Tom.
- Tom için üzülüyorum.
- I felt sorry for Layla's family.
- Layla'nın ailesi için üzüldüm.
- We couldn't help feeling sorry for her.
- Onun için üzülmekten kendimizi alamadık.
- I almost feel sorry for her.
- Ben neredeyse onun için üzülüyorum.
- People shouldn't feel sorry for me.
- İnsanlar benim için üzülmemeli.
- I really feel sorry for Tom.
- Gerçekten Tom için üzülüyorum.
- I don't want anybody to feel sorry for me.
- Kimsenin benim için üzülmesini istemiyorum.
- I really feel sorry for Tom.
- Tom'a sahiden üzülüyorum.
- Everyone felt sorry for Tom.
- Herkes Tom için üzüldü.
- He could not help feeling sorry for her.
- Onun için üzülmemek elinde değildi.
- Tom never felt sorry for himself.
- Tom asla kendi için üzülmedi.
- I don't feel sorry for them.
- Ben onlar için üzülmüyorum.
- I don't feel sorry for him.
- Onun için üzülmüyorum.
- Everyone felt sorry for me.
- Herkes benim için üzüldü.
- Tom felt sorry for Mary.
- Tom, Mary için üzüldü.
- We all felt sorry for him.
- Hepimiz onun için üzüldük.
- We all felt sorry for her.
- Hepimiz onun için üzüldük.
- We couldn't help feeling sorry for her.
- Onun için üzülmemek elimizde değildi.
- Tom began to feel sorry for Mary.
- Tom, Mary için üzülmeye başladı.
- I can't help feeling sorry for the girl.
- Kız için üzülmemek elimde değil.
- I don't feel sorry for them.
- Onlar için üzülmüyorum.
- I felt sorry for her when I heard her story.
- Hikayesini dinlediğimde onun için üzüldüm.
- I actually feel sorry for Tom.
- Aslında Tom için üzülüyorum.
- Tom is feeling sorry for Mary.
- Tom, Mary için üzülüyor.
- Tom feels sorry for Mary.
- Tom Mary için üzülüyor.
- I felt sorry for you.
- Senin için üzüldüm.
- I could not help feeling sorry for him.
- Onun için üzülmekten kendimi alamadım.
- Do you really feel sorry for Tom?
- Gerçekten Tom için üzülüyor musun?
Show More (103)
|